"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1255 E., 2023/1201 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/265 E., 2022/392 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kamyon şoförü olarak çalıştığını, mesleği gereği sadece ayda bir kez gece eve gelemediğini, evine çocuklarına düşkün bir baba olduğunu, sorumluluklarının bilincinde olduğunu, kadının ise ev işlerine ilgisiz olduğunu, erkeği akrabalarından dahi kıskanarak zor duruma soktuğunu, İstanbul'a çalışma için gittiği zamanlarda başka bir kadına ayrı bir ev açtığı yönünde dayanaksız ithamlarda bulunduğunu, son üç aydır erkeğin, evin yanında bulunan kümes olarak kullanılan müştemilatta yatıp kalkmak zorunda kalktığını, kadının yumruklarına maruz kaldığını, prefabrikte yaşayan babaevine döndüğünü, çocukları yanında götürmediğini, çocuklarında dedelerinin evine gitmek istemediklerini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,
ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, erkeğin annesi ile altlı üstlü oturduklarını, erkeğin belirttiğinin aksine son zamanlarda hayvanlara bakma ve hayvanların doğum yapacağı bahanesiyle eve gelmediğini, müştemilatta kaldığını, pandemi nedeniyle hafta sonları erkeğin akrabasının evinde kaldıklarını, bu süreçte erkeği evde kaldıkları akrabasının eşinin yatak odasından çıkarken gördüğünü, bu olaydan sonra erkeğin kadına şiddet uygulamaya başladığını ve evliliğin katlanılmaz bir hal aldığını ileri sürerek açılan davanın reddi ile tarafların karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine aylık 750,00'şer TL tedbir-iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasına, kadın lehine 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe karşı "şerefsiz" şeklinde hakaret ettiği, bu eylemi ile sevgi ve saygı ilkesini ihlal ettiği gibi, aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına karşı da saldırı niteliğinde eylemde bulunduğu, bunun yanında, kadının, hiç bir emare olmadığı halde, erkeğin işi gereği belirli noktalara yaptığı seyahatleri, başka kadın için gidiyormuşçasına gereksiz kıskançlık gösterdiği, bu hususta da, komşularına, eşinin kendisini aldattığını söylediği, bu hususların evlilik birliğinde, delilsiz ve emaresiz bir şekildeki şüphelerin doğru olmadığı gibi komşulara anlatılmasının da doğru bir davranış olmadığı, son olarak da, erkeğin annesinin beyanında zikredildiği üzere evinin yemek ve çamaşırı ile ilgilenmemek suretiyle birlik görevini ihmal ettiği, erkeğin ise, gerek dinlenen tanık beyanlarından, gerekse dosyadaki diğer delillerden her hangi bir kusuruna rastlanmadığı, kadının dayandığı vakıaların ispat edilemediği, tanık beyanlarında zikredilen, erkeğin, kadının ayaklarını bağlaması ve odaya kapatması, teyzesinin gelininin yatak odasından çıktığı ve davalıyı tehdit ettiği eylemleri tanık beyanları ve delillerce doğrulanmadığı, bu vakıa için beyan veren tanık ve kadının annesi olan ...'ın beyanındaki; erkeğin şiddete uğradığı konusunda görgüye dayalı olmayan ve kızından duyduğu şekilde bilgisinde olduğu şiddeti anlatırken, kızının elini ayağını bağlayıp üstüne çıktığını duyduğu fiil şeklinin, şiddet izini gördüğünü söylediği kolundaki çizik ile uyumlu bir neden sonuç bağlantısı kurulamayacağı ve el ayak bağlayıp üstüne çıkma fiilinin, sadece kolundaki çizik şeklinde görülen bu sonucu doğuran bir eylem olmayacağı ve şiddet eyleminin varlığının ispat edilemediğine kanaat getirildiği, ortak çocukların velâyetlerinin dava aşamasında, annenin de isteği doğrultusunda tedbiren babaya verildiği, bu bağlamda, idrak çağına en yakın çocuk olan ...'ın iradesinin psikolog eşliğinde alındığı, baba yanında kendilerine bir hayat kurmuş olmaları ve bu düzenin bozulmasının onların üstün yararına olmayacağı gerekçesi ile tam kusurlu kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, tam kusurlu kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talebi ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme huzurunda iddialarının gerek tanık beyanları ile gerekse ortak çocukların SİR raporundaki ifadeleri ile ispatlanmış olmasına rağmen, yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı bir şekilde davanın reddine karar verildiğini, ortak çocukların beyanlarına neden itibar edilmediğinin gerekçeli kararda açıklanmadığını, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesinin çocukların geleceği açısından zorunlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, velâyetler yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "09.06.2021 tarihli SİR'de davacı erkeğin annesi ...'nın ifadesinde, son olayda yine kadın eşin kıskançlıkları nedeni ile tartışma çıktığı, bu tartışmada oğlunun, "çeneni tut" diyerek kadının çenesini tuttuğunu, 2 gün boyunca davalının çenesi morarmasın diye endişe duyduğunu beyan ettiği, yine duruşmada alınan ifadesinde, son olayda kadın eşin "telefonuna bakacağım, aç kapıyı şerefsiz" şeklinde hakaret ettiğini, oğlunun da "çeneni tut" şeklinde kadının çenesini tuttuğunu, bu olaydan 4 gün sonra kadının polise haber verdiğini bildirdiğine göre, erkek eşin kadının kendisine hakareti üzerine çenesini tutarak kadına fiziksel şiddet uyguladığı, buna göre de erkek eşin fiziksel şiddet uygulama kusuru ile az da olsa kusurunun bulunduğu, kadın eşin karşı davasının da kabulünün gerektiği, kadının ağır kusurlu olduğu, Mahkemece alınan sosyal inceleme raporundan sonra çocukların geçici velâyetinin 15.06.2021 tarihli ara karar ile anneye verildiği, yargılama sırasında annenin 31.08.2021 tarihli dilekçesi ile çocukların geçici velâyetinin maddî durumunun olmaması nedeni ile babaya verilmesini talep ettiği, bu dilekçe üzerine Mahkemece 07.09.2021 tarihli celsede ortak çocuk ...'ın beyanının alındığı, beyanında annesinin evinin güzel olmadığını, annesinin yeterli parasının bulunmadığını, annesinin kaldığı evin tavanının akıttığını, bu sebeple babası ile kalmak istediğini beyan ettiği, Mahkemenin de aynı celse ortak çocukların geçici velâyetini babaya verdiği, babanın sosyal desteğinin bulunduğu, çocukların alıştığı bir düzenin bulunduğu, babanın velayet görevini ihmal ve ihlal ettiğine ilişkin bir iddianın ve ispatın olmadığı görülmekle, çocukların velâyetin babaya verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, reddedilen davası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, velâyetler, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesi ile kadının nafaka ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddei, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.