Logo

2. Hukuk Dairesi2023/901 E. 2023/4005 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terk hukuksal nedenine dayalı boşanma davasının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur ve nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının kanunen korunmaya değer bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi, davanın süresinde açılması ve ihtarın kanuna uygun olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2265 E., 2022/2089 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Soma 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/466 E., 2021/242 K.

Taraflar arasındaki terk hukuksal nedenine dayalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin endüstriyel fabrikada inşaat ustalığı yaptığını, Soma'da uzmanlığına uygun iş bulamadığından başka şirketlerde ve Soma dışında çalıştığını, yurt dışında 4-5 ayı bulan dönemlerde şantiyelerde çalıştığını, davalının müvekkile işi bırakmasını ve ...'e taşınmalarını istediğini söylemeye başladığını, davalının 2018 yılı yaz aylarından itibaren müşterek çocuğu da alarak evi terk edip ...'e abisinin evine taşındığını, iş bulduğunu, müşterek konuta dönmesi için müvekkil talep etse de kabul etmediğini, Soma 2. Asliye Hukuk (Aile) mahkemesinin 2019/107 D.İş sayılı dosyasıyla eve dön ihtarını çektiğini, davalının dönmediğini ve olumsuz cevap verdiğini, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 164 üncü maddesi uyarınca terk ihtarına karşı eve dönmemesi nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Yusuf'un velâyetinin davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki tüm iddiaların gerçek dışı olduğunu, eşi ve çocuğu ile hiç görüşemediğini, arayıp sormadığını, davacının Soma ilçesinden çıktığını ve bir daha dönmeyeceğini söylediğini, çünkü daha önceleri esnaflık yapan davacı taraf işleri bozulunca Soma'dan çıkıp bir daha da dönmediğini, sorumluluklardan kaçmak için işin tek başına bir neden olamayacağını, ne yıllık izinlerinde ne de başka tatillerinde yanlarına gelmediğini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, ihtarında samimi olmadığını,taraflar arasında hiçbir boşanma sebebi olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının evden ayrı yaşamasının sebebinin iş hayatı olduğu, davacının izinlerini her fırsatta ailesi ile geçirdiği, bu süre içerisinde davalının müşterek konutta ikamet ettiği, davacının davalı ve müşterek çocuğun bakımıyla ilgilendiği yani davacının davalıyı terk etmediği, terke zorlamadığı, davalının kendi isteğiyle müşterek konuttan ayrıldığı, ayrılığın en az altı ay sürdüğü ve bu durum devam ettiği ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığı, ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunulduğu, belirli sürenin dördüncü ayının geçtiği, ihtardan sonra iki ay geçtikten sonra dava açıldığı, davalının eve dön çağrısına uymamakta haklı olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 164 üncü maddesi uyarınca tarafların terk nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye bırakılmasına, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davalı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, müşterek çocuk yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra 200,00 TL artırılarak aylık 550,00 TL iştirak nafakası olarak davacıdan alınarak velayeten davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanmak istemediğini, ayrıca hükmedilen nafaka miktarlarınında düşük olduğunu, davacının tam kusurlu olduğunu belirterek, hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanmak istemediğini, ayrıca hükmedilen nafaka miktarlarınında düşük olduğunu, davacının tam kusurlu olduğunu belirterek, hükmün tamamına yönelik olarak temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin terke dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 164 üncü maddesi, 169 uncu, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yapılan soruşturmaya ve toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, özellikle ihtarın, 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi ile 27.03.1957 tarih ve 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmasına; davanın süresinde açılmış olmasına; davalının kanunen korunmaya değer bir sebep olmadığı halde ortak konuta dönmediğinin anlaşılmış olmasına göre temyizen ... açıklanan nedenlerle usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.