"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1246 E., 2022/1459 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/269 E., 2021/216 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davacı -davalı erkek vekiline 25.10.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı -davalı erkek vekili tarafından 07.11.2022 tarihinde süresinde sunulan temyiz dilekçesinde ziynet alacağı davasından bahsedildiği, boşanma davası ve fer'îlerine yönelik ise herhangi bir temyiz itirazı ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Davacı -davalı erkek vekili tarafından boşanma davası ve fer'îlerine ilişkin temyiz dilekçesinin, Dairemizin 11.04.2023 tarihli geri çevirme kararı üzerine, 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 25.05.2023 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davacı -davalı erkek vekilinin boşanma ve fer'îlerine yönelik sunduğu temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı -davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 2018 yılında evlendiğini, ortak çocuklarının bulunmadığını, kadın eşin evlendikten sonra müvekkiline ve ailesine karşı saygı göstermediği gibi kişiliğine ve saygınlığına karşı hakaretlerde bulunduğunu, tehdit ettiğini, ailesine de defalarca hakaret ettiğini, evde hiç bir sebep yok iken müvekkiline bağırıp çağırdığını, seni boşayacağım, seni aldatacağım şeklinde sözler söylediğini, müvekkilinin eşini beş kez psikiyatri doktoruna götürdüğünü ancak davalı eşin gerekli tedavilere uymadığını, cevap ve karşı dava dilekçesinde ki iddiaların asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve müvekkili için katlanılmaz hale geldiğini beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, erkek eşin müvekkiline karşı saygısız davrandığını, her tartışmada müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit edip şiddet uyguladığını, "Seni boşarım gidersen git" şeklinde sözler söylediğini, psikolojik baskı uyguladığını, defalarca evden kovduğunu, erkek eşin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve müvekkilini kötülediklerini, erkek eşin müvekkilinin maaş kartını alarak istediği şekilde kullandığını, müvekkilinin ailesinin yanına gitmesine izin vermediğini, müvekkilinin psikolojik bir rahatsızlığı bulunmadığı gibi aksine yaşanan olaylardan dolayı maddî ve manevî yönden büyük acılar çektiğini, erkek eşin müvekkilini ailesinin yanına gönderdiğini sonrasında ise boşanma davası açtığını, erkek eşin kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ile dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına yönelik fiziksel şiddette bulunduğu, kadına ve ailesine yönelik olumsuz sözlerinin olduğu, kadının ise erkeğin annesine yönelik hakarette bulunduğu, erkeğin kardeşine ve kardeşinin eşine yönelik uygun olmayan şekilde ithamda bulunduğu, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 200,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakasına, takdir edilen nafakanın karar tarihini takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili, kadın tarafın birinci derece yakınlarının tek taraflı ve duyuma dayalı beyanlarına göre müvekkilinin ağır kusurlu olduğuna ilişkin kararın hatalı olduğunu, kadın tanıklarının üstün tutulmasının gerekçesinin açıklanmadığını, tanıklarının beyanları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkilinin kusurlu olmadığının ortaya koyulduğunu, ancak Mahkemece dikkate alınmadığını, evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu tarafın açıkça kadın eşin olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile aleyhlerinde yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu beyanla; kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, erkek tarafın tanık beyanlarının hükme esas alınmasını kabul etmediklerini, dosya kapsamı ve dinlenilen tanık beyanlarına göre erkek eşin ağır kusurlu olduğunu, aleyhe vekâlet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini beyanla; erkeğin asıl davasının kabulü, kusur belirlemesi, asıl dava yargılama masrafları, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin ağır, kadın eşin az kusurlu olduğu, bu sebeple her iki davanın kabulünün ve kusur belirlemesinin yerinde olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarında ve erkeğin asıl davası kabul edildiğiden lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili, süresinden sonra sunduğu temyiz dilekçesinde özetle; kadın tarafın birinci derece yakınlarının tek taraflı ve duyuma dayalı beyanlarına göre müvekkilinin ağır kusurlu olduğuna ilişkin kararın hatalı olduğunu, kadın tanıklarının üstün tutulmasının gerekçesinin açıklanmadığını, tanıklarının beyanları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında müvekkilinin kusurlu olmadığının ortaya koyulduğunu, ancak Mahkemece dikkate alınmadığını, evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu tarafın açıkça kadın eşin olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile aleyhlerinde yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, temyiz dilekçesinde özetle; erkek tarafın tanık beyanlarının hükme esas alınmasını kabul etmediklerini, dosya kapsamı ve dinlenilen tanık beyanlarına göre erkek eşin ağır kusurlu olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının çok az olduğunu ve artırılması gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;erkeğin asıl davasının kabulü ve yargılama masrafları, kusur belirlemesi, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı ve kadın aleyhinde hükmedilen asıl dava yargılama masrafları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 nucu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü, 196 ncı maddesi, 297 nci, 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... erkek vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,
b)İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...