"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/490 E., 2022/2699 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi-temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elbistan 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/678 E., 2021/1000 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince 05.10.2023 tarihli ek karar ile davalı erkeğin temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Ek karar davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, temyiz karar harcının muhtıraya rağmen süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2023 tarihli ek kararına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 344 üncü maddesi gereğince, temyiz dilekçesi verilirken ödenmeyen temyiz harç ve giderlerinin muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ödenmesi gerekir. 6100 sayılı Kanun’un anılan hükümleri gereğince, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, temyiz başvurusu yapılmamış sayılır.
Dosya içeriğine göre, Bölge Adliye Mahkemesince ödenmediği belirtilen 80,70 TL temyiz karar harcının bir haftalık kesin sürede ödenmesi için düzenlenen muhtıra, 11.12.2022 tarihinde davalı erkek vekiline tebliğ edilmiştir. Dosya içerisinde 12.12.2022 tarihinde davalı erkek vekili tarafından 80,70 TL temyiz karar harcının yatırılmış olduğu, ancak maddî hata yapılarak makbuza temyiz karar harcı yerine gider avansı olarak belirtildiği anlaşılmıştır. O halde temyiz karar harcı, davalı erkek vekili tarafından bir haftalık yasal süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmıştır.
Temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar yukarıda anılan Kanun hükümlerine aykırı olduğundan, 05.10.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının en küçük tartışmalarda dahi müvekkiline ve ailesine karşı küfür ve hakaret ettiğini, evlilik birliği içerisinde yaşanan olayları çevresine ve ailelere anlattığını ve müvekkilini küçük düşürdüğünü, maddî ve manevî ihtiyaçları karşılamadığını, eve ve müvekkiline bakmadığını, uzun süredir eve gelmediğini ve yalnız bıraktığını, davalının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının sürekli çeşitli bahanelerle kavga çıkardığını, müvekkiline ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, küçük düşürdüğünü, sürekli telefonu ve sosyal medya ile ilgilendiğini, müvekkiline ilgi göstermediğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, kişisel ve ev temizliğini yapmadığını, evlilik birliği içerisinde yaşanan olayları çevresine ve ailesine anlattığını, çocuk istemediğini ve gizli olarak koruyucu ilaçlar kullandığını, 2019 yılı Kasım ayında davacının kendi ailesine gittiklerinde müvekkilini evden kovduğunu, daha sonra ise ailesi ile ortak konuta geçtiklerini ve müvekkilini uzun süre ortak konuta almadıklarını, tehdit ettiklerini, akabinde ise ortak konutun eşyalarını satarak evden ayrıldıklarını beyanla davanın reddine, aksi halde müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2019 yılında kurban bayramına kadar beraber yaşadıkları, beraber aile ziyaretine geldikleri, bu sürece kadar yaşanan olayları karşılıklı affettikleri, bu süreçten sonra biraraya gelmedikleri, son yaşanan olayın özellikle davalının aile sırlarını kardeşlerine anlatması sebebiyle yaşandığı, bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğu, davalının evin geçimine yönelik ihtiyaçları karşılamadığı, davacının babasının evin sürekli ihtiyaçlarını karşıladığı, bu durumun süreklilik arz ettiği, davacının kusurlu davranışının kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine hükmedilen 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 250,00 TL'ye artırılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 10.000,00 TL manevî ve 30.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, gerçekleşen kusur durumuna göre, davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
2.Kararın, davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden temyizi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi 05.10.2023 tarihli ek kararı ile; usulüne uygun tebliğ edilen muhtıraya rağmen süresinde temyiz karar harcının yatırılmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2023 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, temyiz karar harcının süresinde yatırıldığını ancak sehven avans gideri olarak kaydedildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla, asıl ve ek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın lehine tebdir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 05.10.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.