Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9032 E. 2024/3594 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin evlilik tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olup olmadığı ve buna bağlı olarak evliliğin iptaline karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, toplanan deliller ve Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda, murisin evlilik tarihinde fiil ehliyetine sahip olduğunun ve ayırt etme gücünden yoksun olmadığının anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/444 E., 2023/1370 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/285 E., 2021/150 K.

Taraflar arasındaki mutlak butlan nedeni ile evliliğin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı mirasçılar vekili, murisleri babalarına 12.10.2015 tarihinde akciğer kanseri tanısı konduğunu, bunun yanı sıra bir çok kronik hastalığının olduğunu, bilincinin yerinde olmadığını, davalının murislerinin maaşı ve mirasından faydalanmak için babaları bu halde iken evlilik yaptığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 145 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca evlenmenin mutlak butlan sebebi ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davalı kadın ve murisin Haziran 2014 tarihinden beri beraber yaşadıklarını, murisin kanser hastalığının evlendikten sonra ortaya çıktığını, ayırt etme gücünde bir sorun olmadığını, nikahtan önce alınan sağlık raporunda tarafların evlenmesine engel bir hal bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 04.08.2020 tarih - A.T.No:52581731-101.01.02-2020/56171/3400 Karar No:27/07/2020/3937 sayılı raporuna göre evlilik tarihinden 8 gün önce İzmir Bayraklı TSM 11 nolu Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Birimi 72 nolu AHB tarafından düzenlenmiş 14.10.2015 tarihli ve 176000 sayılı durum bildirir tek hekim sağlık raporunda; “akli melekeleri yerinde olup; kendi iradesiyle kullanabilmesine ve temyiz kudretine haiz olmasına engel bir durumu olmadığı” evlilik tarihinden 6 gün önce İzmir Bayraklı 21 nolu ASM 72 nolu AHB tarafından düzenlenmiş 16.10.2015 tarihli evlenme işlemlerine mahsus sağlık raporunda; “Kişinin yapılan muayenesi sonucunda evlenmeye engel hastalığının bulunmadığının'' belirtildiği, muris hakkında akit tarihinde fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede akıl hastalığı, akıl zayıflığı, bunama hali veya organik defısiter araz içinde bulunduğunu gösteren tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, kendisinde mevcut sistemik hastalıkların da tek başına fiil ehliyetini etkilemeyeceği, murisin işlem tarihinde telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatinin bildirildiği, bu duruma göre; ...’in 22.10.2015 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu, müteveffa ...'in evlilik tarihi 22.10.2015 tarihinde 4721 sayılı Kanun`un 145 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği gibi sürekli sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunmadığı ve bu tarihte fiil ehliyetine haiz olduğu raporla mütalaa edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı mirasçılar vekili, davanın reddi kararı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının murisin ayırt etme gücünden sürekli yoksun olduğunu kabule yeterli görülmemesine, davacı tanıklarından ... ve ... ile davalı tanıklarının evlilik sonrasına ilişkin anlatımlarından murisin evlenme olgusunun bilincinde olduğunun anlaşılmasına, evlenme tarihinden kısa süre önce 02.09.2015 tarihinde murisin Bayraklı Soğukkuyu'daki taşınmazını davacılardan kızı ...'a tapuda devretmiş, evlenmeden bir hafta önce 14.10.2015 tarihinde de Karşıyaka Bostanlı'daki taşınmazının devri için davacılardan oğlu ...'a noterden vekâletname vermiş, bu işlemleri yapmasında sakınca görülmemiş olmasına, İzmir Bayraklı TSM 11 Nolu Ana Çocuk Sağlığı Ve Aile Planlaması Birimi 72 Nolu AHB'de görevli Dr. ... tarafından taşınmaz satışıyla ilgili vekâletname vermesi için düzenlenen 14.10.2015 tarihli ve evlilik için düzenlenen 16.10.2015 tarihli hekim raporlarına, davacı tarafça gerek yargılama sırasında gerekse istinaf aşamasında sunulan uzman görüşlerinin niteliği ile uzmanların vardıkları sonuçların kanaat niteliğinde olup kesin nitelikte bulunmasına, ATK raporunda tüm hastane kayıtları, kullanılan ilaçlar gibi tıbbi belgeler ile toplanan diğer delillerin değerlendirilmiş ve sonuca ulaşılmış olduğunun anlaşılmasına, mevcut delillerin ATK Üst Kurulu ya da üniversitelerden ayrıca rapor alınmasını gerektirmemesine ve özellikle aksi sabit olmadığı sürece murisin iradesine üstünlük tanınmasının gerekmesine göre; mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçılar vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçılar vekili; davanın reddi kararı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıların murisi ...'in davalı ile evlenmesi sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı, davanın kabulü gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 145 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı mirasçıları vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.