"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3 E., 2023/12 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yenide esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/116 E., 2021/528 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, yıllık ÜFE oranında arttırılmak üzere aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, kusurun davacı kadında olduğunu, davanın reddi gerektiğini, davanın kabul edilmesi halinde, ortak çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini ve davacının maddi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, davacı kadını bir çok kez başka kadınlarla aldattığı ancak davacının evliliğini sona erdirmek istememesi nedeniyle davalıyı affettiği en son ayrılmalarına neden olan olayda tarafların arasında tartışma çıktığı ve davalının haklı bir sebep olmadan ortak konutu terk ederek birlik görevini ihlal ettiği, davalının davacının kendisini darp etmesi nedeniyle ortak konutu terk ettiği iddiasını ispat edemediği bu şekilde davalının tam kusurlu olması nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ve toplumun taraflar arasındaki evlilik birliğinden beklediği menfaatin kalmadığı, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, ortak çocuğun giderlerine davalı babanın da katkıda bulunması gerektiği kanaati ile ortak çocuk için tedbir-iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğradığından davacı kadın lehine manevi tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların miktarı, yıllık artışa hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, aleyhine hükmedilen manevi tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından ve görgüye dayalı tanık anlatımlarından kadının erkeğe, "senden boşanmazsam orosp..m", erkeğin annesine, "ilk evliliğimden pişman değilim, oğlunla evlendiğime pişmanım" şeklinde sözler söyleyerek aşağıladığı, erkeği, önceki eşi ile kıyasladığı, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında; erkeği aşağılayan ve eski eşi ile kıyaslayan davacı kadının ağır, haklı bir neden olmaksızın müşterek konutu terk ederek birlik görevlerini ihlal eden davalı erkeğin ise az kusurlu olduğu, bu kapsamda kadın yararına manevi tazminat koşullarının oluşmadığı davacı kadının, dava dilekçesinde talep ettiği halde mahkemece yıllara göre artış yapılması hususunda olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, gerekçenin değiştirilmesine, kadının manevi tazminat talebinin reddine, ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakasına yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, taraf vekillerinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur, reddedilen manevî tazminat, iştirak nafakasının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, nafaka miktarı ile reddedilen manevi tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi;
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.