Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9054 E. 2024/5683 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daha önce açılan boşanma davası kesinleşmeden önce zina nedeniyle açılan yeni bir boşanma davasının ve manevi tazminat talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: İlk boşanma davasının kesinleşmesinden sonra zina eyleminin gerçekleştiği ve kesinleşmiş bir boşanma hükmü varken aynı konuda yeniden yargılama yapılamayacağı gözetilerek, davacı kadının boşanma ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1020 E., 2023/1233 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/442 E., 2023/240 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin daha önce kadın tarafından açılan boşanma davası kesinleşmeden evlendiğini iddia ederek davanın kabulüne, zina nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir , iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasının kesinleştiğini, bundan sonra erkeğin başkası ile düğün yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin sadakat ihlali ve zina eyleminde bulunduğunun sübuta ermediği, taraflar arasında görülen Ankara 1. Aile Mahkemesi'nin 02.07.2019 tarih 2017/1160 Esas 2019/561 karar sayılı kararının 18.05.2022 tarihinde kesinleştiğinini anlaşılmasına göre tarafların boşanmalarına ve diğer ferilere yönelik hükümler kesinleşmiş olmakla bu konularda karar verilmesine yer olmadığına ve sübut bulmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kesinleşmeden zina nedenine dayalı davanın açıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, manevî tazminat talebinin reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf yoluna başvurulmadan 09.09.2019 tarihinde, kusur belirlemesi ve tazminatlar hakkında verilen karar ise, 18.05.2022 tarihinde kesinleştiği, kadın tarafından 25.09.2020 tarihinde zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, kadının iddia ettiği zina vakıasının dinlenemeyeceği, kusur belirlemesinin de iş bu davanın yargılama sırasında kesinleştiği, boşanmaya karar verilmesinin ve yeniden kusur belirlemesinin yapılmasının mümkün olmadığı, eldeki boşanma davasının reddi gerekirken bu yön istinaf sebebi yapılmadığından ve istinaf edenin sıfatı da dikkate alınarak yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, kadının manevî tazminat talebinin de reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğu, kadının iş bu davayı açmakta haklı olmadığı anlaşıldığından yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin kadının üzerinde bırakılmasının isabetli olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kesinleşmeden zina nedenine dayalı davanın açıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, manevî tazminat talebinin reddi ile

yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, zina nedenine dayalı boşanma davasının ve manevî tazminat şartlarının mevcut olup olmadığı, kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)323 üncü maddesi, 326 ıncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 161 ncı maddesinin, 174 üncü maddesi ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.