Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9055 E. 2024/6847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin temyiz itirazlarının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve usul hükümlerine aykırılık oluşturmadığı ve bozma nedeni teşkil etmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/897 E., 2023/1296 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/482 E., 2022/70 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesiyle; davalının ortak çocuklara şiddet uyguladığını, ilgisiz ve agresif olduğunu, ortak çocuk ...'yı silahla tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, işlettiği büfeyi müvekkilinin üstüne yaparak müvekkilinin aleyhine vergi borcu çıkmasına neden olduğunu, müvekkiline harçlık vermediğini, ölümle tehdit ettiğini, eve gelmemesini söylediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar lehine aylık 1.000,,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000 ,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesiyle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, eşini sevdiğini belirterek davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin ilgisiz ve agrasif olduğu, ortak çocuklara şiddet uyguladığı, ortak çocuk ...'ı silahla tehdit ettiği, davacı kadın hakkında çocuk ...'a ''annen de kendini pazarlasın" dediği, davacı kadının davalı erkeğin büfeyi davacı kadın üzerine yapmasından dolayı vergi borçlarının olduğu, bunun gerek tanık ...'nın beyanlarından gerekse Kızılbey Vergi dairesinden gelen kayıtlardan anlaşıldığı, davacı yanın abileriyle tatile giderken davalı erkeğin para vermeyerek davacı kadına ekonomik şiddet uyguladığı, bu hususun tanık ...'ın beyanlarından anlaşıldığı, davalı erkeğin davacı kadına davacı kadın ailesiyle pikniğe gittiğinde davacı kadını telefonda ölümle tehdit ettiği, ve eve gelmemesini söylediği, davalı erkeğin davacı kadına yönelik kusur isnatları usulünce ispatlanamamış olmakla taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine hükmedilen aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 450,00'şer TL'ye artırılarak iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye artırılarak yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davalının iştirak, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili ; tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak çocuk ... karar tarihinden sonra 03.08.2023 tarihinde ergin olduğundan bu çocuk yönünden velâyet ve kişisel ilişki taleplerinin konusuz kaldığı, ortak çocuklardan ... lehine hükmedilen tedbir nafakasının ergin olduğu tarihte kendiliğinden kalkacağı, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının ise davacı kadına ait SGK kaydı, bu kayda göre davacı kadının 01.10.2022 tarihinden itibaren düzenli çalışmaya başlaması ve asgari ücretten fazla gelir elde ettiği de gözetilerek kaldırılmasına karar verildiği, yine ortak çocuk ... karar tarihinden sonra ergin olduğundan bu çocuk yönünden iştirak nafakası talebinin konusuz kaldığı , boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadın kusurlu değil ise de, davacıya ait SGK hizmet dökümü de dikkate alındığında davacı kadının çalıştığı, yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği bu itibarla kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalı erkeğin iştirak ve yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde bu konularda esasa ilişkin ret hükmü tesisi doğru görülmediği, davalı erkeğin ortak çocuk ... yönünden velâyet ve kişisel ilişki ile bu çocuk lehine verilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, yine davalı erkeğin iştirak ve yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde bu konularda esasa ilişkin ret hükmü tesisine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, davalının sair istinaf taleplerinin esastan reddine, otak çocuk ... karar tarihinden sonra, istinaf incelemesinden önce ergin olduğundan bu çocuk yönünden velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası talepleri konusuz kaldığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesince 11.03.2021 tarihinde ortak çocuklar lehine dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasının 20.01.2022 tarihinden itibaren mükerrer olmamak üzere her bir çocuk yönünden aylık 450 'şer TL'ye artırılmasına, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasının bu çocuk yönünden ergin olduğu tarihte kaldırılmasına, nafakanın ortak çocuk ... yönünden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, nafakaların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İlk Derece Mahkemesince 11.03.2021 tarihinde davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının 20.01.2022 tarihinden itibaren mükerrer olmamak üzere aylık 500,00 TL'ye artırılmasına, tedbir nafakasının davacı kadının düzenli çalışmaya başladığı 01.10.2022 tarihinde kaldırılmasına, nafakanın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı erkeğin iştirak ve yoksulluk nafakası talebi olmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, nafakalar, tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.