Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9071 E. 2024/5595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında fiili birlikteliğin gerçekleşmediği iddiasıyla açılan karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflarından beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve kusurun kimde olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin ve hukuki durumun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından doğru değerlendirildiği, davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının kararın bozulması için yeterli olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1364 E., 2023/2380 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/574 E., 2021/834 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-birleşen davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-birleşen davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 22.05.2014 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, erkeğin uzun yıllar Hollanda’da çalışmış olup davalı kadın ile evlendiği dönemlerde Türkiye’ye kesin dönüş yapmak ve mutlu bir yuva kurmak amacında olduğunu, resmi nikah kıyılmasının hemen ardından, fiili birliktelik gerçekleşmeden, yurtdışındaki işlerini halledip Türkiye’ye döndüğünde kadının, ailesinden ayrılmamak ve kendisi ile yaşamak istemediğini öğrenmiş, taraflar arasında fiili birlikteliğin davalı birleşen davacının istememesi nedeniyle gerçekleşmediğini, yine yargılama aşamasında aralarında cinsel beraberliğin olmadığını iddia ederek evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması nedeniyle davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-birleşen davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesini özetle, tarafların 22.05.2014 tarihinden bu yana evli olduklarını, davalının ortak konutu terk ederek davacıya yalnız bıraktığını, iki yıldan fazla müterek konuta uğramadığını, müvekkilinin zor durumda kaldığını, müvekkilinin geçiminiz dağlardan ot toplayarak sağladığını ayrıca taraflar arasında Antalya 4. Aile Mahkemesi'nin 2019/574 E. sayılı dosyasında tarafların boşanma davalarının bulunduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu beyan etmiş, açmış oldukları davanın Antalya 4. Aile Mahkemesi'nin 2019/574 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesini, tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "... tarafların 22/05/2014 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının bulunmadığı, davacı birleşen davalı tarafça dava dilekçesinde taraflar arasında fiili birlikteliğin davalı birleşen davacının istememesi nedeniyle gerçekleşmediğini, yine yargılama aşamasında aralarında cinsel beraberliğin olmadığını iddia etmiş ise de, davacı birleşen davalı tanıklarının anlatımlarının görgüye değil duyuma dayalı olduğu, davalı birleşen davacının tanıklarının tarafların bir dönem beraber yaşadıklarına ilişkin beyanlarının olduğu, davacı birleşen davalının davasını ispat edecek nitelikte başka bir delil de sunmamış olduğu, bu haliyle davacı birleşen davalının davasını ispat edemediği, davalı birleşen davacının davası açısından ise, birleşen dava dilekçesinde birleşen davalının müşterek konutu terk ederek birleşen davacıyı yalnız bıraktığı, iki yıldan fazla süredir müşterek konuta uğramadığı hususları iddia edilmiş buna ilişkin kayıp başvurusunda bulunulduğuna dair evrak sunulmuş ve tanıkları dinlenilmiş ise de, dosyadaki tanık beyanlarının içeriği ve kayıp başvurusunun tek başına davacı birleşen davalının evi terk etme niyetiyle evden ayrıldığını ispata yeterli olmadığı, bu haliyle davacı birleşen davalının kusuruyla evliliği fiilen bitirdiğinin ispat edilemediği, tüm bu hususlar dikkate alındığında taraflarca açılan boşanma davalarının ispatlanamadığından ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle her iki davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-birleşen davalı erkek vekili; asıl davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-birleşen davacı kadın vekili; birleşen davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-birleşen davacı kadın vekili; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek birleşen davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının açtığı birleşen dava yönünden evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurunun kimden kaynaklandığı, kadının birleşen boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalı-davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.