"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1617 E., 2023/1474 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/544 E., 2021/239 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 20.08.2006 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 2008 doğumlu ... ve 2013 doğumlu ..., 2018 doğumlu ...'nın dünyaya geldiğini, davacının ziraat mühendisi olduğunu ... Bahçe Kültürleri araştırma kurumunda çalıştığını, davalının ise ev hanımı olduğunu, davalı eşin evinin tertip düzen ve temizliğine özen göstermediğini ev işlerini yapmaktan kaçtığını, sudan sebeplerle kavga çıkardığını, çocuk bakımında özenli davranmadığını, çocukları tehlikeye karşı tedbirli davranmadığını, izni olmadığın cemaat sohbetlerine katıldığını, çeşitli cemaat mensubu kişilerle saatlerce telefonla konuşarak istişare yaptığını, bu esnada kapı zili çalsa dahi açmadığını, bu tür davranışların sıklıkla devam ettiğini ve çocuklarla ilgilenmediğini, davalının davacının ailesini sürekli kötülediğini, davacının görüşmelerini eleştirdiğini çocukların davacının ailesiyle görüşme sıklıklarını kısıtladığını, ev ekonomisiyle ilgili harcamalara dikkat etmediğini, ev eşyalarının bakımını ve korunmasında özen göstermediğini, giyim kuşamına dikkat etmediğini, davacının ailesi etkisinde kaldığı ve onların yönettiğini ve yönlendirdiğini iddia ederek kavga ve münakaşa çıkardığını, davalının davacının sürekli cep telefonu aramalarını ve telefondaki yazışmaları, mesajları ve sosyal medya hesabını incelediğini ve sürekli huzursuz ettiğini, evliliğin ilk gününden itibaren davalının yaşam tarzından ve dünya görüşündeki büyük değişim nedeniyle fikren ve manen çekilmez hal aldığını, davacının bilgisi dışında çeşitli mağazalarda açık hesap açtırarak alış veriş yaptığını, geçmiş yıllarda kredi kartı çıkardığını ve kredi çekme işlemleri gerçekleştirdiğini belirterek açıklanan nedenlerle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı babaya verilmesine, bu mümkün görülmez ise velâyetleri ortaken verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini ve bu konuda davalı taraftan gereken desteği alamadığını davalı tarafın babama bakacağım bahanesiyle evi terk ettiğini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin davalının en ufak tartışmalarda bile sesini yükselttiğini ancak kendisinin edebi gereği sustuğunu ve tartışma sonrasında çözüme odaklı olarak hareket ettiğini, çocuklarına anne sevgisinin hissettirdiğini ve çocukların ruh ve fiziksel olarak hiçbir problemlerinin olmadığını, annelerini çok sevdiğini, müvekkilinin kayın biraderi ...'ın rahatsız edici tavır ve davranışları olmasına rağmen görmezden geldiğini, davalı tarafın bu konuya hiçbir müdahalesinin bulunmadığını, davalı tarafın sorumluluklarını yerine getirmediğini, aile olarak 13 yılda sadece 2 kere tatile gidildiğini, neredeyse dışarıda hiç yemek bile yenilmediğini, davalı tarafın müvekkilinin düğünlerinde takılan takıları ve tüm ziynetleri müvekkilinin izni olmaksızın sattığını takılan takıların ve diğer ziynetlerin müvekkiline iadesi veya değerinin ödenmesini talep ettiklerini, müvekkilinin maddi sorumluluklarını yerine getirdiğini aile ekonomisini zora sokacak hiçbir davranışta bulunmadığını, müvekkilinin gösterişten uzak ölçülü ve mütevazi bir giyim tarzına sahip olduğunu, sürekli olarak başörtüsünü çıkartması istendiğini, müvekkilinin özel hayatına davalı ve yakınları tarafından sürekli olarak müdahale edildiğini, davalı tarafın eve eşya alınmasına ihtiyaçların karşılanmasına sürekli olarak karşı çıktığını ve bağırdığını, hiç harcama yapılmaması ve eve hiçbir şey alınmaması için her türlü kavgayı çıkardığını, davalı taraf ve ailesi tarafından müvekkiline kız çocukları aldırması için baskı yaptığını ve seyir halinde iken arabadan inmesi istendiğini yolda bırakıldığını, sürekli olarak müvekkiline baskı uyguladığını ve uygunsuz tavırlar içerisinde bulunduklarını belirterek açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalı taraftan her çocuk için aylık 1.000,00 TL ve müvekkili için de aylık 1.000,00 TL olmak üzere müvekkiline toplamda 4.000,00 TL yargılama aşamasında tedbir nafakası ile nihai karar ile de devamı şeklinde nafaka ödenmesine karar verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, düğünde takılan takılar ve ziynet eşyalarının davalı taraftan alınarak müvekkiline iadesine, iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı-birleşen dosya davalısı kocanın haklı bir sebep olmaksızın evini terk ederek gittiği, eşine ve çocuklarına bakmadığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşini başkalarının yanında azarlayarak küçük düşürdüğü, birleşen dosya davacısı kadın eşinin, ailesinin evine gittiğinde, çocuk emzirdiği sırada kayın biraderinin odaya izinsiz olarak girmesinden dolayı rahatsızlık duyduğu, ancak eşinin akrabaları ile görüşmesine engel olmadığı, onlarla iletişimini kesmediği, davacı-birleşen dosya davalısının sürekli olumsuz tutum ve davranışlar içerisinde bulunduğu, eşine "seninle evlenirken, seni başın açık olarak aldım ve o şekilde görmek istiyorum, başını açmanı istiyorum" dediği, yine ortak evden ayrılmadan önce "senden ayrılmamak için başını açma şartı getiriyorum, buna uymaz isen senden ayrılacağım," şeklinde baskı yaptığı, kadında kabul etmeyince, davacı-davalı erkeğin evi terk ettiği, bir daha da eve dönmediği davacı-davalı kocanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocukların anne ile birlikte kaldıkları, yaşları, gelişimleri ve SİR'deki tespitler göz önünde bulundurularak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00’er TL olmak üzere, toplamda, 900,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesiyle, ayrı ayrı aylık 500,00’er TL olmak üzere, toplam 1.500,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak, kadına verilmesine, kadın lehine karar kesinleşinceye kadar aylık 300,00 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten tahsiline, ayrıca davacı kadının ziynet eşyası davasının kısmen kabulü ile, 25 adet çeyrek altın (net 43,75 gr) 11.006,18 TL bedelli, 25 gr 22 ayar altın bilezik 6.289,25 TL bedelli altınların aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedellerinin toplamı olan 18.913,12 TL'nin davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı vekili; asıl dava, birleşen dava ve ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı vekili; nafakaların miktarı, maddî-manevî tazminat miktarı ve ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması, istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenilen, kadına şart koyarak, başını açmasını istediği, senden ayrılmamak için başını açmanı istiyorum, buna uymazsan senden ayrılacağım dediği, kadın da kabul etmeyince, erkeğin evi terk ettiği, bir daha da eve dönmediğine ilişkin kusurun sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararı ile erkeğe yüklenilen diğer kusurların ise ispatlanamadığı gerekçesiyle erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin Mahkeme tarafından yapılan tespit değişmese de gerekçenin değiştirilmesine; erkeğin, asıl ve kadının birleşen davasında, boşanmaya ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde gerçekleşen kusur durumuna göre İlk Derece Mahkemesince asıl davada davanın reddine, birleşen davada davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin kararının doğru olduğu; kadının ise iştirak/yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak davalı kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının, ortak çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine; davacı-davalı kadının maddî tazminat ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalıya verilmesine; tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ziynet alacağı davasının bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar, velâyet düzenlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, nafakalar ve tazminatlar ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.