"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1153 E., 2023/1532 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/93 E., 2022/67 K.
Taraflar arasındakiAile Konutuna Dayalı Tapu İptali Tescil ve Aile Konutu Şerhi Konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... mah. 299 parselde kayıtlı olan ikametgahı aile konutu olarak kullanmakta iken eşi ... ve davalı şirket arasında 21.09.2018 tarihinde yapılan sözleşme nedeni ile 24.09.2018 tarihinde tapuda ...'e devredildiğini öğrendiğini, sözleşme içeriğinden bu yerin halen ikametgah olarak kullanıldığının taraflarca da kabul edildiğinin anlaşıldığını, davalının ikametgaha fazlaca gelip giderek buranın aile konutu da olduğunu bildiğinden iyiniyetli olmadığını, ancak bu işlem sırasında müvekkilinin yazılı yada sözlü rızasının alınmadığını belirterek, aile konutu olması nedeni ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tesciline, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Ltd. Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarla vasıflı ve 49.800 m2 yüz ölçümünde olduğunu, davacının yapılan satıştan haberinin olduğu halde satışa hiç bir şekilde itiraz etmediğini, satışın üzerinden iki yıl sonra eldeki davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, ayrıca tarla vasıflı ve bu büyüklükteki taşınmazın aile konutu olarak kullanılamayacağını, davacı tarafından kullanılan ve harici sözleşmede "ikametgah" olarak ifade edilen tek odalı dağ evi niteliğindeki yapının hayvanların bakımı amacı ile hayvan sahipleri ve bekçi tarafından kullanılmak üzere yapılmış bir dam olduğunu, ikincil nitelikte bir yapı olduğunu, satış görüşmeleri sırasında davacı ve eşinin şirket yetkililerine Uşak da çocuklarının kaldığı bir evlerinin bulunduğunu, ayrıca ... da inşaatı tamamlanmayan bir evlerinin daha olduğunu, dava konusu damın ise hayvan bakımı için kendileri ve hayvanların başında bekleyen bekçiler tarafından kullanıldığını söylediğini, aynı sözleşme ile satın alınan diğer taşınmazlarda da bu tipte birden çok dam ve dağ evi bulunduğunu, bu nedenle harici sözleşmede sözleşme tarihinden itibaren bir yıl boyunca dava konusu dağ evinin kullanma hakkının davacının eşine bırakıldığını, ancak iki yıl geçmesine rağmen bu yeri haksız şekilde kullanmaya devam etmek için eldeki davanın ve başkaca davaların açıldığını, davacının ve eşinin ikametgahının dava konusu taşınmazın bulunduğu yer değil başka bir adres olduğunu, bundan ayrı taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, damın üzerinde kapı numarasının da bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Dahili davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ile aynı harici sözleşmede birden fazla alım satım yaptıklarını, bu sözleşmede aile konutunun bulunduğu yer in aslında kendisi tarafından davacı eşine devredileceğini, sehven dava konusu taşınmazın şirkete devredildiğini, işlem sehven yapıldığından eşinden bu konuda açık rıza yada kapalı rıza almadığını belirterek, davanın kabulünü istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu kaydına esas 24.09.2018 tarihli resmi senette davacının da imzasının bulunduğunu, dava konusu konutun yer aldığı taşınmazın davalı eş tarafından davalı şirkete satımına ilişkin olarak davacının rızasının içeriğini oluşturacak tüm unsurların zaten senette yer aldığını, dolayısıyla bahsi geçen resmi senede imzasını atan davacının satımda açık rızasının bulunduğu kanaatine varıldığını, kaldı ki dava konusu olan ve aile konutu olduğu iddia edilen konutun davacının daimi ikametgahı olmadığını, bu kapsamda dava konusu taşınmazın aile konutu sayılamayacağını, dolayısıyla aslında taşınmazın satımın da açık rızanın aranmasına gerek dahi bulunmadığını, yargılama sırasında dava konusu bağımsız bölümün yıkılması nedeniyle mülkiyeti özgülenecek ve aile konutu şerhi konulacak bir taşınmaz kalmadığını dolayısıyla davanın konusuz kaldığını belirterek haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edildiği gerekçesiyle konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine iki ayrı dava nedeniyle ayrı ayrı maktu vekalet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmazın aile konutu olup olmadığı, tasarrufun davacı eşin rızası ile yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci (d), (h) bendi, 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 194 üncü, 240 ıncı ve 652 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.