"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1105 E., 2023/1761 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/28 E., 2021/183 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik öncesinde ve düğünde kadına takılan 4 adet 22 ayar ve 10'ar gram, 5 adet 14 ayar olmak üzere 9 adet bilezik, 33 adet küçük altın ve 10 adet yarım altının davalı erkek tarafından kasaya konulmak üzere alındıktan sonra kadına iade edilmediğini ileri sürerek, ziynetlerin davalı tarafından aynen iadesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla güncel değerlerinin tespiti ile bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; ziynetlerin nikahtan sonra ve balayıdan önce kese içinde davacı tarafından davalının annesine teslim edildiğini, balayı dönüşünden bir hafta sonra annesi tarafından davacıya aynı kese içinde teslim edildiğini, talep edilen küçük altınların içinde ortak çocuğa yatırım amaçlı alınan 12 adet altının da bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 07.02.2019 tarihli ve 2018/54 Esas, 2019/76 Karar sayılı ilamı ile; tanık ...'nin beyanında davacı kardeşinin ziynetlerini davalının annesine teslim ettiklerini söylediğini belirttiği, bu beyanın duyuma dayalı olduğu ancak davalı tanığı ...'nın da tarafların balayına giderken ziynetleri kendisine verdiklerini, balayından geldikten sonra davacının ziynetlerini istediğini, kendisinin de ziynetleri davacıya teslim ettiğini belirttiği, ziynetlerin niteliği gereği davacı ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesinin hayatın olağan akışına uygun düşeceği aksinin davacı kadın tarafından ispat edilemediği gerekçesi davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2020 tarih ve 2020/1774 Esas, 2020/1764 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece ziynet davası ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddedildiği, davacı kadının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı halde, mahkemece, davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadığı, bu nedenle, Mahkemece ziynet alacağı davası ile ilgili olarak kadına yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması, yemin teklif edildiği takdirde ise usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın tarafından kendisine düğünde takılan ziynetlerin davalı tarafından kasaya konulacağı söylenerek alındığı, geri teslim edilmediği iddiası ile ziynetlerin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebiyle iş bu dava açılmışsa da; tanık ...'nin beyanında davacı kardeşinin ziynetlerini davalının annesine teslim ettiklerini söylediğini belirttiği, bu beyanın duyuma dayalı olduğu ancak davalı tanığı ...'nın tarafların balayına giderken ziynetleri kendisine verdiklerini, balayından geldikten sonra davacının ziynetlerini istediğini, kendisinin de ziynetleri davacıya teslim ettiğini belirttiği, ziynetlerin niteliği gereği davacı ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesinin hayatın olağan akışına uygun düşeceği aksinin davacı kadın tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacının iddialarını tanık beyanları ile ispatlayamadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanması nedeniyle davalıya yemin teklifi hakkı hatırlatıldığı davacı vekilinin 17.02.2021 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki imzalı beyanında davalının annesi olan davalı tanığı ...'nın ziynetlerinin kendisine verildiğini kabul ettiği, ziynetlerin davalı tarafa verildiğinin ispatlandığını, ziynetlerin kendilerine iade edildiğinin ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, davalıya yemin teklifinde bulunmayacaklarını belirttiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının, evlilik öncesi ve düğünde takılan ziynetlerinin, balayı öncesinde kasaya konulmak amacıyla koca tarafından alınıp, geri verilmediğini ileri sürdüğü, davacı kadının dinlenen tanıklarından ablası ...'nin ziynetlerin erkeğin annesine teslimine ilişkin beyanının davacı kadından duyuma dayalı olduğu, davacının diğer tanıklarının da konuya ilişkin bilgi ve beyanlarının bulunmadığı, davalı erkeğin annesinin ise ziynetlerin balayı dönüşü isteği üzerine teslim edilen kese açılmaksızın kendisine teslim edildiğini, balayı dönüşü yeniden kadına teslim ettiğini bildirdiği, kadının ziynetlerin teslimine ilişkin iddiası cevap dilekçesinde davalı erkek tarafından kabul edilmekle, ispat yükünü erkeğin üzerine aldığı, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 255 inci maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiği, akrabalık veya diğer bir yakınlık ya da ilişkilerinin iyi olmamasının başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılmayacağı, davalı erkeğin annesi olan tanığın görgüye dayalı tanıklığı ile erkeğin iade savunmasını doğruladığı, o halde, ziynetlerin yeniden kadına iade edildiğinin kabulünün gerektiği, bu kapsamda İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava ziynet alacağı davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci, 2 nci, 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
Davacı kadın 2006 yılında düğünde kendisine takılan ziynetlerin, düğün sonrasında kendisinden alınıp davalının annesine teslim edildiği ve iade edilmediğini iddia ederek, dava konusu ziynetlerin aynen iadesi olmadığı taktirde bedeline hükmedilmesini talep etmiş, davalı erkek cevap dilekçesinde ziynetlerin annesi ...'ya düğünden sonra davacı tarafından bir kese içerisinde teslim edildiğini ve fakat balayından sonra davaya konu edilen ziynetlerin davacıya iade edildiğini savunmuştur. Bu durumda dava konusu ziynetlerin davacı tarafından davalının annesine düğünden sonra teslim edildiği sabit olup, uyuşmazlık ziynetlerin davalının annesi tarafından davacıya iade edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı tanıkları evlilik birliği içerisinde ve sonrasında ziynetleri davacıda görmediklerini beyan etmiş, davalı tanığı ..., düğünden sonra ziynetlerin davacının kardeşi tarafından kendisine verildiğini ancak balayından sonra tüm takıları davacıya iade ettiğini söylemiştir. Taraflar arasındaki boşanma dosyasında, davacı kadının 02.12.2017 tarihinde davalı erkek tarafından kadının kök ailesinin evine bırakıldığı, davacı kadının geldiğinde ağladığı, bu olaydan sonra tarafların tekrar bir araya gelmedikleri yönündeki tanık anlatımları, eldeki dosyada davacı tanıklarının ziynetlerin 2006 yılında yapılan düğünden sonra davacı kadında hiç görmediklerine dair beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı tanığı ...'nın başkaca bir delil ile desteklenmeyen soyut beyanına itibar edilmesi olanağı yoktur. O halde davacı kadına düğünde takılan ve düğünden hemen sonra davalının annesine teslim edilen ziynetlerin davacı kadına iade edilmediği sabit olup, davanın kabulü gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.