"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/920 E., 2023/1136 K.
DAVA TARİHİ : 13.10.2016
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/747 E., 2018/134 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; bu evliliğin davalının ikinci evliliği olduğunu, davalının üç ayı ... bir süredir ortak konuta gelmediğini, malvarlığını mal kaçırmaya yönelik muvazaalı devirler yaptığını, her telefon görüşmesinde müvekkiline ağır sözler söylediğini, onu rencide ettiğini, müvekkilini aldattığını ileri sürerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, faizi ile 400.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilini sadece mali kaynak olarak gördüğünü ve eşi olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, evlendikleri ilk günden beri davacının müvekkilinin ailesini istemediğini, müvekkilinin ilk evliliğinden olan kızına hakaret edip ortak çocuktan bu kızının varlığını sakladığını, 2016 yaz başında kapı kilidinin değiştirildiğini belirterek boşanma talebinin kabulünü, feri taleplerin reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2018 tarihli ve 2016/747 Esas, 2018/134 Karar sayılı kararıyla; davalının davacı ile ortak çocuğu yazlığa götürüp bıraktıktan sonra eşinin ve oğlunun telefonlarına cevap vermediği, ortak konuta gelmediği, davacının kredi kartını kullanıma kapattıktan sonra "O kart sana fazla bile" diyerek hakaret içeren sözler söylediği, eşini ve çocuğunu terk eden davalının özel okulda okuyan oğlunu okuldan aldığı, bundan sonra "ister devlet okulunda okusun ister okumasın umrumda değil" şeklinde ifadelerde bulunduğu, NG Sapanca Wellness - Convention Oteline yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının F. Ç. isimli kadınla aynı odada konakladığı, yaşanan olaylar karşısında evlilik birliğinin davalıdan kaynaklanan nedenlerle temelinden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk için aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının 06.10.2017 tarihinden itibaren 500,00 TL'ye indirilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, 90.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, tazminat ve nafaka miktarları; davalı erkek vekili ise kusur, tazminat, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2020 tarihli ve 2018/2236 Esas, 2020/1437 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davacı kadının emekli olup kendisine ait evi ve arabasının bulunduğu sabit olduğundan kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadının tüm, davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, tedbir nafakasının ve tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası; davalı erkek vekili ise kusur, tedbir nafakasının miktarı ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 16.06.2021 tarihli ve 2021/3462 Esas, 2021/5017 Karar sayılı kararı ile; davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/1440 Esas, 2021/2013 Karar sayılı kararıyla, önceki kararda yer alan gerekçenin yanında; 6100 sayılı Kanun ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtayın tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddî vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukukî denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesi kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, 6100 sayılı Kanununun 341 ve 371 inci maddeleri birlikte değerlendirilerek hükmedilen tazminat ve tedbir nafakası miktarının yeterli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
2.Kararın davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 27.06.2022 tarihli, 2022/5985 Esas, 2022/624 Karar sayılı kararı ile; mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2023 tarihli ve 2022/770 Esas, 2023/185 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın öncelikle temyizi kabil bir karar olduğu, takdir hak ve yetkisinin doğru olarak uygulanıp uygulanmadığı yönünden Yargıtay'ın mutlak denetim yetkisinin mevcut olduğu belirtilerek erkeğin gayrimenkul işiyle uğraştığı, kendi evinde oturduğu için kira giderinin bulunmadığı, üzerine kayıtlı dairesi ve aracının olduğu, buna karşılık kadının da emekli olduğu, 1.200,00 TL emekli maaşı aldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin başka biriyle birlikte olarak sadakatsiz davrandığı, evi terk ettiği, eşine hakaretlerde bulunduğu, kadın eşin ise kusurlu davranışının tespit edilemediği, evliliğin boşanma ile sonuçlanmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadın yararına daha uygun miktarda tazminat ve tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterildiği şekilde oy birliği ile bozulmasına karar verilmişti.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;. kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının tedbir nafakası ve maddî manevî tazminat miktarlarına ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı için dava tarihinden itibaren boşanma kararının kesinleştiği 09.05.2018 tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili özetle; yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı erkek vekili özetle; emekli maaşı ve bir taşınmazdan başka malvarlığı olmadığını, davacının maddî durumunun daha iyi olduğunu, kararda erkeğin kusuruna yer verilirken kadının kusurlarından bahsedilmediğini belirterek kusur, tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun karar verip vermediği, davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı az olup bozma ilâmının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.