"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1090 E., 2023/1691 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Soma Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/112 E., 2019/456 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin sadakatsiz olduğunu, bir çocuğu olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faiziyle 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocukla ilgilenmediğini, ailesini kabul etmediğini, 10 yıldır ayrı yattıklarını, müvekkilinin 3 yıldır ailesinin yanında yaşadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2013 yılından bu yana ayrı yaşadıkları, erkeğin evden ayrılarak yaklaşık 3 yıl kadar annesiyle birlikte yaşadığı, 3 yılın sonunda ... isimli kadınla imam nikahlı olarak yaşamaya başladığı, erkeğin 28.07.2016 tarihinde boşanma davası açtığı, mahkemenin 28.09.2017 tarihli, 2016/349 Esas-2017/388 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, kadının vekilinin istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2018/1347 Esas-2019/762 Karar sayılı ilamı ile, kadın tarafından aynı mahkemede açılan 2019/112 Esas sayılı boşanma davası ile iş bu davanın birleştirilerek hüküm kurulması gerektiğinden kararın kaldırıldığı, bunun üzerine erkek tarafından açılan davanın 2019/185 Esas sırasına kaydının yapıldığı ve mahkemenin 2019/225 Karar sayılı kararı ile dosyaların birleştirilmesine karar verildiği, kadının, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eviyle, çocuğuyla ve kendisiyle ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı iddialarında bulunduğu; erkeğin açtığı boşanma davasının kabulüne karar verilmekle birlikte, karar kesinleşmediğinden erkeğin sadakat yükümlülüğünün devam ettiği, erkeğin ... isimli kadınla evlilik dışı birlikteliğinden 13.05.2018 doğumlu ... ve dava devam ederken 24.06.2019 doğumlu ... isimli çocuklarının dünyaya geldiği, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, 2013 yılından bu yana kadının ve çocuğun kadının ailesiyle birlikte yaşadıkları, ihtiyaçlarını kadının ailesinin sağladığı, erkeğin ailesiyle ilgilenmediği; kadının ise ev işlerini ve temizliğini yapmadığı, erkeğin annesinin ve kız kardeşinin evi temizledikleri, yemek yapmadığı, çocuğuyla yeterince ilgilenmediği, çocuğun devamsızlıktan sınıfta kaldığı, çocuğun annesiyle birlikte yaşamasına rağmen babaannesi tarafından ilgilenilmeye devam edildiği, çocuğun devamsızlıktan kalmasının ve ilgisizliğin tek başına kadına kusur olarak yüklenmesine olanak bulunmadığı, aynı şekilde erkeğin de ortak çocukla ilgilenmesi gerektiği, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı anlaşılmakla bu sonuca ulaşılmasında kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleştiğinden 20.000,00 TL maddî, 17.500,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, kadının düzenli bir gelirinin olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası takdirine, kararın kesinleşmesinden itibaren 50,00 TL arttırılarak 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, ziynet alacağı davasının reddi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı-davalı kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarına, yönelik istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle 50.000,00 TL maddî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, belirlenen bu nafakaya muaccel olduğu ve davalı-davacının temerrüde düştüğü tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, kararının gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların diğer istinaf itirazlarının ise esastan reddine, davacı-davalının ziynet alacağı davasının bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları, yoksulluk nafakası ve miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı-davacı erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.