Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9176 E. 2024/5589 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1649 E., 2023/1622 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/457 E., 2023/353 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlendikleri günden bu tarafa fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, düzelir diye beklemelerine rağmen geçimsizliğin daha da yükseldiğini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, 2019 yılında davalı aleyhine yine boşanma davası açtığını, fakat daha sonra davalının kendisine gelerek kötülük yapmayacağını, kendi ailesinden koruyacağını, birlikte kurdukları yuvaya kötülük yaptığını, ailesinin kendilerini ayırmaya çalıştığını, bunun farkında olduğunu, artık bunları yapmayacağını, kendisine ve çocuklara iyi davranıp sahip çıkacağını, eski çevre ve arkadaşlarından, illegal işlerden uzak duracağını söyleyerek barışmak istediğini, kendisinin bu nedenle davasından vazgeçtiğini, davalının kendisini kandırmış olduğunu, daha sonra davalının eski huylarına geri döndüğünü, eski alışkanlıklarına devam ettiğini, çalışmadığını, başka bir suçtan ceza aldığını, şuan mahkum olduğunu, davalının ailesinin kendisine kötülük yaptığını, baskı gösterdiklerini, kadınlık onur ve gururunu kırdıklarını, haysiyeti hakkında kötü kelimeler kullandıklarını, psikolojik şiddet uyguladıklarını, hatta davalının başka kadınlarla kendisini aldattığını, mahkum olup izinli çıkması nedeniyle başka kadınlarla birlikte olduğunu, bu hususta yazışmalarının olduğunu, artık evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, şiddete dönüştüğünü beyan ederek, bu nedenle davanın kabulü ile davalı ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesine, kendisi lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı 500,00'er TL iştirak nafakasına, lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, asıl kusurlu olan kişinin davacı olduğunu, müvekkilinin kimseyi aldatmadığını, iddiaların aksine müvekkilinin evine bağlı, eşine ve çocuklarına düşkün bir aile babası olduğunu, çevresinde de böyle olduğunu, davacının müvekkiline iftira attığını, kavgalar çıkardığını, davacının kendi ailesini eşinden önde tuttuğunu, eşi yerine annesine danıştığını, sürekli sorun çıkardığını, asılsız suçlamalarla hayatı çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının ise getirmediğini, davacının tavırları, onur kırıcı sözleri, rencide edici davranışları, sorumsuzlukları ve ilgisizliği nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, evliliğin devamında beklenen yararın kalmadığını, evliliğin kağıt üzerinde kalarak temelinden sarsıldığını, davacının çocukların doğumundan sonra müvekkiline çok kötü davrandığını, değiştiğini, geçimsizlik çıkardığını, açıkça yalan beyanda bulunarak sadakatsiz davrandığını, davacının müvekkili cezaevindeyken markette çalıştığını, ... isimli tanıdıklarının gece 23:00-24:00 sularında kendi aracı ile seyir halindeyken ...'yi tanımadığı bir aracı sürerken ve yanında bir erkekle görmesi üzerine müvekkilinin ablası ... Y.'nin de iş arkadaşı olmasından dolayı evlerini arayarak müvekkilinin ailesine davacı ...'nin gece geç saatte tanımadığı bir arabayı sürdüğünü, yanında tanımadığı bir erkekle olduğunu, yanındaki erkeğin kim olduğunu bilmediğini söylemesi üzere müvekkilinin annesinin o saatlerde davacının dışarıda olmayacağını söyleyerek ve hala davacıya güvenmek isteği nedeniyle bir yanlışlık olabileceğini düşünüp, ...'yi aradığını, ancak cevap alamadığını, bu hususta davacının müvekkiline ısrarla hiç bir şey söylemediğini, yalanı ortaya çıkan davacının evi terk edip gittiğini, müvekkilinin görüşüne gitmediğini, telefonlarına cevap vermediğini, boşanma davası açıldığını, davacının ortak çocukları babalarına karşı doldurduğunu, görüşmesini engellemeye çalıştığını, uzaklaştırdığını, davacının evlilik birliği içerisinde hiç bir zaman müvekkiline ilgi göstermediğini, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, maddî manevî hiç bir konuda müvekkiline destek olmadığını beyan ederek, tüm bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için 300,00'er TL nafakaya, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; " ...Her iki tarafın tanıklarının duyuma dayalı beyanlarına itibar edilmemiştir. Her iki tarafın tanıklarının beyanlarında bulunan ancak vakıa olarak tarafların dilekçelerinde dayanmadıkları hususlar hükme esas alınmamıştır. Davacı ... Sivas 1. Aile Mahkemesinin 2019/674 Esas sayılı dosyasında davadan feragat ettiğinden af kapsamında kalan hususlar hükme esas alınmamıştır. Davacı ... Sivas 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/305 Esas sayılı dosyasına delil olarak dayanmış ise de af kapsamında kaldığından hükme esas alınmamıştır. Davalı yönünden alınan sosyal inceleme raporunda davalı ...'ın birliktelik yaşadığı kişiden bir çocuğu bulunduğu ve bu kişiyle evlenmeyi düşündüğü bildirilmiş, yine nüfus kayıt örneğinden Nihat'ın 2022 doğumlu anne adı ... olan ... isimli oğlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalının tanıklarının anlatımlarından davalı adamın ailesinin tarafların evliliğine müdehale ettikleri, davalı adamın davacı kadına ayrı ev açmadığı, davalı adamın başka bir kadınla görüştüğü ve birlikte olduğu; davalı-karşı davacı tanıklarının anlatımlarından davacı kadının gece geç vakitte tanımadıkları bir adamla aynı araçta görülerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmıştır. Nüfus kayıt örneğinden Nihat'ın 2022 doğumlu anne adı ... olan ... isimli oğlu olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeplerle tanık beyanları, nüfus kaydı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacı-karşı davalının az kusurlu, davalı-karşı davacının ağır kusurlu olduğu kanaati oluşmuş olup tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığına, devamının mümkün olmadığı..." gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukları velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık ayrı ayrı 200,00'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, tedbir nafakalarının 18.04.2023 tarihi itibariyle aylık ayrı ayrı 300,00'er TL artırılarak aylık ayrı ayrı 500,00'er TL toplam 1.000,00 TL tedbir nafakalarının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının 18.04.2023 tarihi itibariyle aylık 350,00 TL artırılarak aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, boşanma nedeniyle davacı-karşı davalının mevcut veya beklenen menfaatleri zedelendiğinden davacı-karşı davalı lehine takdiren 40.000,00 TL maddî ve 38.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm istinaf başvuruları ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin kabul edilen erkeğin davasına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 353/1-b 1 nci maddesi gereğince esastan reddine, davacı-karşı davalı kadın vekilinin lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; kadın lehine 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 174/1 maddesi gereğince 60.000,00 TL maddî, Türk Medeni Kanun'unun 174/2 maddesi gereğince 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile miktarları, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz den ...'ye yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Nihat'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.