Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9180 E. 2024/6772 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi ve kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat birlikte değerlendirildiğinde, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fazla olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/914 E., 2023/1116 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kelkit Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/82 E., 2023/193 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağına yönelik talebin tefrikine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usuli eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davalı karşı davacı kadın vekiline 09.10.2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı karşı davacı kadın vekilinin 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 24.10.2023 tarihinde temyiz dilekçesi verdiği anlaşılmakla; davalı karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı karşı davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocukla ilgilenmediğini, kişisel temizliğine önem vermediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, iftira attığını, evi terk edip ailesinin yanına gittiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin en ufak şeyde kendisini aşağılayıp hakaret ettiğini, kendisinden ters ilişki talep ettiğini, sadakatsiz olduğunu, 4 ay eve gelmeyip ihtiyaçlarını karşılamadığını, bu nedenle ailesinin evine gitmek zorunda kaldığını, ekonomik şiddet uyguladığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuk için 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kendisi için 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, faizi ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak kendisine verilmesine, ziynet eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı kadının ev hanımı olmasına karşın, ortak konutun tertip ve düzeni ile yeterince ilgilenmediği, davacı karşı davalı erkeğin ise davalı karşı davacı kadına, maaş kartına el koymak suretiyle, ekonomik şiddet uyguladığı; davalı karşı davacı kadına hakaret ettiği; davalı karşı davacı kadına ihtiyaçları için yeterli harcama imkanını tanımadığı ve evin maddî ihtiyaçlarını yeterli surette karşılamadığı, sabit görülen eylemler nedeniyle davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı karşı davacı kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, dosya kapsamında aldırılan 21.03.2022 ve 14.02.2023 tarihli uzman bilirkişi raporlarının usul ve yasaya uygun olduğu, uyuşmazlığın çözümünde gerekli teknik bilgi ve verileri içerdiği, bu sebeple raporlar doğrultusunda tarafların ortak çocukları olan ...'in velâyetinin davalı karşı davacı anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yönünden 23.02.2022 tarihli celsesinin 5 nolu ara kararı ile dava tarihinden itibaren verilen 300,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesine kadar devamına, nafakanın tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davacı karşı davalı babadan alınarak velâyeten davalı karşı davacı anneye verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile davalı karşı davacı yönünden 23.02.2022 tarihli celsesinin 5 nolu ara kararı ile dava tarihinden itibaren verilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, nafakanın tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağına yönelik talebin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı, tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe güven sarsıcı hareket kusur olarak yüklenmemiş ise de; davalı karşı davacı kadının davasının 10.05.2021 tarihinde açıldığı, karşı dava dilekçesi ile de bu kusura dayandığı, GSM operatöründen gelen müzekkere cevabına göre yapılan bilirkişi incelemesinde de davacı karşı davalı erkeğin sık aralıklarla ve geç saatlere kadar devam eden görüşmelerin 16.04.2021 tarihinden itibaren başladığı, kadının açtığı boşanma davasından önce gerçekleşen görüşmelerin güven sarsıcı hareket teşkil edeceği ve erkeğe kusur olarak isnat edilmesi gerektiği, yine; İlk Derece Mahkemesi tarafından her ne kadar kadına; "kadının ev hanımı olmasına karşın, ortak konutun tertip ve düzeni ile yeterince ilgilenmediği hususunun ispatlandığı" kabul edilmiş ise de; tüm tanık beyanlarına bakıldığında, tanıkların yoruma açık ve göreceli olarak beyanda bulunduğu, bu beyanların kadına bu hususun kusur olarak isnat edilmesi için yeterli olmadığı, hal böyle iken; davacı karşı davalı erkeğin tek ve tam kusurlu olduğunun kabulü ile; ana dosyanın reddi, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, iştirak nafakasının az olduğu gerekçeleri ile; davacı karşı davalı erkeğin tüm, kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, karşı davacı kadının, sair hususlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının 1,6,8,9,13,15 ve 17 nolu fıkrasının kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, yerine asıl davanın reddi ile karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yönünden 23.02.2022 tarihli celsesinin 5 nolu ara kararı ile dava tarihinden itibaren verilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesine kadar devamına, nafakanın tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla davacı karşı davalı babadan alınarak velâyeten davalı karşı davacı anneye verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili; tazminat miktarları, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

2.Davacı karşı davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a) Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatların miktarları yönünden davacı karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,

b)Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere davacı karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.