Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9181 E. 2024/6771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat, ziynet alacağı, nafaka miktarı ve karşı dava hakkında verilen kararın doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine ve uygulanması gereken hukuk kurallarına uygun olduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1961 E., 2023/1919 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/698 E., 2023/589 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin karşı davası süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen ve temyize konu edilen miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenle davalı -karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Taraf vekillerinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin kadına ve çocuklara şiddet uyguladığını, kadına hakaret ettiğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli evden kovduğunu, ailesinin yapıcı davranmadığını, aşağıladıklarını, kadının ailesini kabullenmediğini, geldiklerinde başka odada oturduğunu, ailesine küfür ettiğini, aile içi konuları ailesine anlattığını, ekonomik şiddet uyguladığını, en son erkeğin kadına şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, iftira attığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, davacı kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde değerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının fiziksel şiddet uyguladığını, evdeki her şeyi ailesine anlattığını, ailesinin tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, ailesi ile görüşmediğini, erkeğe izin vermediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğe ve çocuklara soğuk davrandığını, aşağıladığını, evi satıp sürekli ailesinin yanından ev almak istediğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesine, diğer taleplerin reddine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davalı -karşı davacı erkek vekili ikinci cevap dilekçesi ile karşı dava açtığını bildirerek aynı iddialarla tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; açılan davanın 21.09.2021 tarihli olduğu, Kayseri 8.Aile Mahkemesinde açılıp taraflarca feragat edilen davanın feragat tarihinin de 04.12.2020 olduğu, feragat tarihinden önceki olaylara dayanılamayacağı, yargılama sınırlarının feragat tarihi ile dava tarihi arasındaki 9 aylık döneme ait olduğu, 19.08.2021 tarihinde tarafların karakolda ifadelerinin alındığı, bu ifadelerde darp, tehdit, boğaz sıkma, tekme vs. iddialarının olduğu, bu vakaanın davanın konusu olduğu, bu olaydan dolayı Kayseri 14.ACM'nin 2022/4 Esas 2022/670 Karar, 14.06.2022 tarihli ilamı ile her iki tarafta eşe karşı müessir fiilen ceza aldıkları, ancak dosyaya giren diğer dosyaların feragat öncesi ceza dosyaları olduğu, bunlar her ne kadar dosya arasına girmiş, her ne kadar tanıklarda bu vakaaları ispatlar mahiyette beyanlarda bulunmuş iseler de bunların hükme esas alınmadığı, kadının dilekçelerinde Kayseri 1.Aile Mahkemesinin 2018/227 Esas 2018/759 Karar sayılı dosyasıyla boşanma, Kayseri 8.Aile Mahkemesinin 2020/514 Esas 2020/335 Karar sayılı dosyasıyla boşanma davaları açıldığı ancak barıştıkları, hakarete uğradığı, ses kaydının olduğu, ağza alınmayacak küfürleri sineye çektiği, darp edilip polis çağrıldığı, evden kovulduğu ve bir kısım hakaretlere maruz kaldığı vakalarına dayandığı, tanıkların dinlendiği, kadının kardeşi tanık ... hakarete şahit olmadığını, ev işlerinin aksadığını, altınların nerede olduğunu bilmediğini, kadının kardeşi tanık Osman kız kardeşinde darp izi olduğunu, damadın bacısına hakaret ettiğini, evden kovduğunu ancak barıştıklarını, kadının kız kardeşi ziynetlerin evde olduğunu, damadın aldığını, ziyneti ablasında görmediği beyanında bulundukları, kadının annesi tanık ... 2022 yılının temmuz ayında bir kavga olduğunu, o sırada banyoda olduğunu, hakaret ve küfrün olduğunu, ziynetlerin erkek tarafından alındığını, kredisine yatırıldığını belirttiği ancak bu tanığın tanıklığına itibar edilmediği, tanığın beyanda bulunduğu tanıklık hem maddi olaylara aykırılık hemde yer zaman ve olgu olarak tutarsızlık gösterdiği, yukarıda da belirtildiği üzere dokuz aylık dönemdeki evlilik sürecinde eşlerin kusurlarının eşit olduğu gerekçesi ile davacı kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, maddî ve manevî tazminat şartları oluşmadığından davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ara karar ile müşterek çocuklar için taktir edilen aylık ayrı ayrı 750,00'şer TL toplamda 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık aylık ayrı ayrı 750,00'şer TL olmak üzere toplamda 1.500,00 TL miktarda iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak ortak çocuklara harcanmak üzere davacı kadına verilmesine, davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine, davalı tarafça açılan karşı davanın süresi içinde olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı davasının reddi, nafaka miktarları, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 26.10.2016 tarihinde resmi olarak evlendiklerini bu evliliklerinden 16.10.2018 doğumlu ortak ikiz çocuklarının bulunduğunu, daha önce iki kez taraflar arasında boşanma davasının açıldığı ancak tarafların barışıp evliliklerini sürdürdükleri,18.08.2021 tarihinde ...'nin yorganları yıkaması üzerine ... ile aralarında tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi ile kavgaya dönüştüğü, erkeğin eşi ...'nin boğazını sıkarak darp ettiği, kadının da eşi ...'ın boğazını sıkarak tırnağı ile çizmek suretiyle darp ettiği, 19.08.2021 tarihinde ise kavganın devam ettiği erkeğin eşi ...'nin boğazını sıkarak ikinci kez darp ettiği, kadının polis çağırarak şikayetçi olduğu erkeğin de şikayetçi olması üzerine tarafların bu şeklide ayrıldıkları bir daha bir araya gelmedikleri, ceza yargılaması sonunda erkeğin iki kez kadının da bir kez eşe müessir fiilden cezalandırılmalarına karar verildiği, taraflar arasında yaşanan olaylardan sonra artık tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmelerinin imkansız hale geldiği birliğin temelden sarsıldığı, evliliğin bu duruma gelmesinde eşine iki kez şiddet uygulayan erkeğin ağır kusurlu, bir kez eşyine şiddet uygulayan kadının ise hafif kusurlu olduğu, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu, davacının annesi ve kardeşinin beyanları ile ziynetlerin evliliğin başında davalı erkek tarafından alınarak kredi borcunun kapatılmasında kullanıldığı bir daha kadına iade edilmediği belirlenmesine rağmen mahkeme tarafından talebin reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalı kadının çocuklar için hükmedilen nafakalar ile erkeğin davasının reddedilerek kendisine vekâlet ücreti taktir edilmemesi yönündeki başvurusunun esastan reddine, davacı- karşı davalı kadının kusur tespiti, reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi ve ziynet eşyalarına yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ilamının gerekçe kısmında ki kusurlu vakıa ve kusur derecesine yönelik kısmın kaldırılmasına, kusurlu vakıaların yukarıda açıklandığı şekilde belirlenerek erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğunun tespitine, ilamın hüküm kısmında bulunan A-2, B-1, 2, 3 nolu bendin kaldırılmasına, davacı- karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, davacının ziynet alacağına yönelik davasının kabulü ile 3 adet 22 ayar 22.50 gr Adana Burma bilezik(32.535,00 TL), 1 adet 22 ayar 25 gram fantezi bilezik(13.300,00 TL), 1 adet 14 ayar 5 gram alyansın (1.985,00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde toplam 47.820,00 TL'den 1.000,00 TL'sinin dava, kalan kısmının ıslah tarihi olan 03.03.2023 tarihinden yasal faizi ile erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı -karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşu oluşmadığı, tazminatlar ve nafakaların miktarlarının uygun olup olmadığı, karşı dava yönünden verilen kararın doğru olup olmadığı ve kadın lehine karşı dava yönünden vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı karşı davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Aşağıdaki temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.