"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1568 E., 2022/1895 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/411 E., 2021/319 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, ... kadın vekilinin diğer yönlere, davalı-davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1967 yılında evlendiklerini, ... kadının tedbir nafaka davası açtığını, davalı-davacı erkeğin boşanma davası açıldığını, iki dosyanın birleştirildiğini ve tedbir nafakasına hükmedilerek boşanma davasının reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalı-davacı erkeğin 8 yılı ... süredir evine gelmediğini, şiddet uyguladığını, bu eylemden yargılanarak ceza aldığını, alkol, kumar alışkanlığı olduğunu, tarafların boşanma kararının kesinleşmesinden bu yana 3 yılı ... bir süre bir araya gelmediklerini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ... kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; asıl davanın reddini istemiş, davalı-davacı erkeğin evde huzuru kalmadığını, akşamları eve geldiğinde kapının açılmadığını, ... kadının uyurken cebinden para aldığından aralarındaki münakaşa sonucunda davalı-davacı erkek hakkında uzaklaştırma kararı aldığını, davalı-davacı erkeğin huzur evine yerleşmek zorunda kaldığını, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı-davacı erkek yararına 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dayanak davanın kesinleşmesinden itibaren yasal sürede tarafların bir araya gelmedikleri, dayanak davanın davalı-davacı erkek tarafından açıldığı, davalı-davacı erkeğin evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, aile yükümlülüklerini yerine getirmediği, ... kadına fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, fiili ayrılık döneminde ... kadına yüklenebilecek kusurlu davranışın ispat edilemediği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen ... kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, boşanmaya sebebiyet veren olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen ... kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davalı-davacı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ... kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak ... kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına, ... kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasının kararla birlikte 650,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 8.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-davacı erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili, İlk Derece Mahkemesince, kusuru olmayan ... kadın açısından karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, kusur tespitinin hatalı olduğu, birleşen davanın reddi gerektiği, ... kadının maddî tazminat talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, manevî tazminat talebinin kısmen kabulünün hatalı olduğu, yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesince gerçek durumu bilmeyen tanık beyanları doğrultusunda eksik inceleme ile kusur tespitinin hatalı olduğu, ... kadının davasının reddi gerektiği, kadın eş lehine hükmedilen manevî tazminat kararının haksız olduğu, nafakanın artırılması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya üzerinde yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; taraflar arasında ... 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/811 E. sayılı dosyasında birleşen 2012/1060 E. sayılı dosyada davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddedildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 09.09.2015 tarihinde kesinleştiği, tarafların 2012 yılından beri ayrı yaşadıkları, kabul edilmeyen boşanma davasından sonra hiç bir araya gelmedikleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasında düzenlenen yasal süre geçtikten sonra eldeki davaların açıldığı, reddedilen boşanma davasında davalı-davacı erkeğin evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, aile yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadına fiziki şiddet uyguladığının sabit olduğu söz konusu davalı-davacı erkeğe yüklenen kusurların kesinleştiği böylece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince kabulü ile tarafların fiili ayrılık nedeniyle boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının zedelendiği anlaşılan ... kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, ... kadının dilekçeler aşamasında maddî tazminat talebinde bulunmadığı, ... kadın yararına maddî tazminata hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı ancak, ... kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan ... kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ancak miktarının az olduğu gerekçesi ile ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ... kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, ... kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin, davalı-davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, davalı-davacı erkeğin aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatı ödeyebilecek maddî gücü bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık reddedilen boşanma davasından sonra taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, kadın yararına manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 55 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle nafakanın erkeğin vefat ettiği tarihte kendiliğinden sona ereceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.