Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9218 E. 2024/5565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve varsa kusurun kimde olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının hastalık derecesinde eşya biriktirme, hakaret, şiddet eylemleri ve hayvan besleme alışkanlıkları nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ve davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma hükmünün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1485 E., 2023/1328 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Akçakoca 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/650 E., 2023/297 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının hastalık derecesinde eşya toplama biriktirme huyunun olduğunu, bu duruma davacı ve ortak çocukların itiraz etmesi halinde davalı kadının hakaret ettiği ve şiddet uyguladığı, davalının çok sayıda kediyi müşterek haneye alarak davacının mutfak başta olmak üzere yaşam alanını kısıtladığı, davalının evin garajında yaşamak zorunda kaldığı, davalının bu durumlardan çıkan bir tartışmada ortak kızlarına şiddet uyguladığı bunun üzerinde davalı ve kızlarının ortak haneden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararı sonrasında sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, boşanmak istemediğini, davacının maaşından bir kısmının kendisine verilmesinin talep ettiğini maddî ve manevî haklarının korunmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli kararı ile özetle; dosyada yapılan inceleme; duruşmada dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği üzere davalının hayvanlara gösterdiği ilginin, eşine ve ailesine karşı görevlerini ve evlilik birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini ihmal boyutlarına ulaştığı, tarafların ortak kızı Sema S.'nın ve davalının 02.03.2021 tarihli duruşmadaki beyanlarında davalının kızına vileda sopası ile vurduğu hususunun sabit olduğu, savcılık soruşturmasının devam ettiği, davalının; davacı ve kızının kişisel eşyaları üzerindeki tasarruflarına müdahale ederek, tasarrufta bulunmak istedikleri eşyaları evde toplamak suretiyle yaşam alanlarını kısıtladığı, bu hususta itiraz eden kızına psikolojik ve fiziksel şiddet ile karşılık verdiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin sabit olduğu, açıklanan nedenlerle boşanmada davalının tam kusurlu olduğu, davacı erkeğe kusur olarak herhangi bir vakıa yüklenmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı erkeğe atfedilebilecek bir kusurun olmadığı kanaati ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davalı, maddî, manevî tazminat talebinde bulunmuş ise de, davalı tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamış olduğu ve davalının tam kusurlu olduğu kanaati ile davalının manevî tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacının maddî, manevî tazminat, nafaka, iştirak, ziynet alacağı talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalının maddî manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı kadın sosyal ekonomik durum araştırmasında davacı ...'in aylık ortalama 5.000,00 TL gelirinin olduğu ve tripleks dairesinin bulunduğunun bildirildiği, kendisinin hiçbir geliri olmadığının bildirildiğini, buna rağmen maddî-manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli kararı ile özetle; davalı kadının varsa tedaviye ilişkin evrakları getirtilerek, tam teşekküllü hastaneye sevki yapılarak, psikolojik rahatsızlığın bulunup bulunmadığı ve davalının hukuki ehliyetini etkileyip etkilemeyeceği, vasi tayinine gerek olup olmayacağı yönünde rapor temini ile, usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile kadına savunma hakkının tanınması, dilekçeler aşamasının tamamlanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği ve davalının süresinde cevap dilekçesi sunduğu, Düzce Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından sunulan 14.04.2023 bilirkişi raporunda davalı kadının mevcut haliyle vesayet altına alınmasına gerek olmadığının bildirildiği, davacı vekilinin iddiaları hakkında toplanan deliller kapsamında değerlendirme yapıldığında dayanılan iddialardan davalının tehditte bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, eşya biriktirme rahatsızlığı bulunduğu, bağırma eylemi gerçekleştirdiği iddialarının ispatlanmış olduğu bu nedenle davacı erkeğin kusursuz davalı kadının tam kusurlu olduğu bu sebeple davacının açmış olduğu boşanma davasının kabulüne karar vermek gerektiği, davacının maddi, manevi tazminat ve nafaka talebi bulunmadığı bu davacı lehine tazminata hükmedilmediği, davalı yönünden yukarıda detaylıca izah edildiği üzere tazminata hükmedilebilmesi için talep edenin daha az kusurlu olması şartı arandığından tarafların kusur durumları nazara alınarak davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verildiği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacının maddî, manevî tazminat ve nafaka talebi bulunmadığı ayrıca tarafların ortak çocuklarının ergin oldukları anlaşıldığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; davayı takip edemediğini, tanık dinletemediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, 04.04.2023 tarihli ara karar ile 850,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini fakat bu nafakanın ödenmediğini, tedbir nafakasının boşanma hükmünde geçmediğini, boşanmak istemediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin kaldırma kararı sonrası davalı kadının Düzce Adli Tıp Kurumu'na sevk edildiği, alınan raporda kadının vesayet altına alınmasına gerek olmadığının bildirildiği, dava dilekçesinin kadına tebliğ edildiği, kadının süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde boşanmak istemediğini, eşinin maaşından bir miktarın tarafına verilmesini, maddî-manevî haklarının korunmasını talep ettiği, cevap dilekçesinde bahsetmiş olduğu maaşından bir miktar tarafına verilmesi hususunun nafaka talebine yönelik olabileceği ancak mahkemece bu konuda açıklama talep edilmediği, erkeğin istinafı olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinildiği, 04.04.2023 tarihli celsede davalı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 850,00 TL tedbir nafakasına karar verildiği, gerekçeli karar ve hüküm kısmında iş bu tedbir nafakasından bahsedilmese de, ara karar ile, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği, kısa karar ve gerekçeli kararda geçmemesinin esasa etkili olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; boşanmak istemediği için tanık gösteremediğini, mal paylaşımı yapılmadan boşanmaya karar verildiğini mağdur olduğunu bu nedenle mal paylaşımı yapıldıktan sonra boşanmaya karar verilmesini talep ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.