Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9225 E. 2024/7184 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kimin kusurlu olduğunun tespiti, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1619 E., 2023/1765 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/991 E., 2023/464 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı erkeğin şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, uyuşturucu kullandığını, tehdit ettiğini, eşyaları kırdığını, annesinin kışkırttığını, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, annesinin evliliğe müdahale ettiğini, elinden telefonunu aldığını, en son 07.11.2021 günü alkol ve uyuşturucu alarak kadına şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili süresindeki karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde, davalı karşı davacı erkeğin başka kadınlarla sosyal medya uygulamaları üzerinden konuştuğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının sık sık ailesinin evine gidip yatılı kaldığını, evle ilgilenmediğini, ailesinin etkisinde kaldığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şiddet uyguladığını, çocuklara şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı kadının kök ailesinin yanına gidip uzun süreli kaldığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, tartışma esnasında erkeğin kollarını çizdiği ve bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davacı karşı davalının tam kusurlu olduğu, asıl dava yönünden davacı karşı davalı kadının erkeğe kusur olarak yüklediği olaylara yönelik deliller sunulmuş ve tanıklar beyanda bulunmuş ise de dosyaya ibraz edilen ve davacı karşı davalı tarafça kendisine ait olduğu kabul edilen el yazısı ile yazılmış notlar dikkate alındığında iddia edilen olayların af kapsamında kaldığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı karşı davalı lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile ortak çocuklar lehine hükmedilen aylık 300,00'er TL tedbir nafakalarının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihi olan 30.05.2023 tarihine kadar aynen devamına, karar tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar takdiren aylık 800,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı ...’den alınarak davacı ...’a verilmesine, karar tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar, anne yanında kaldığı sürece ortak çocuklar için takdiren aylık 1.000,00'er TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı ...’den alınarak davacı ...’a verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren ortak çocuklar ... ile ... için aylık 1.000,00'er TL. iştirak nafakasının, davalı ...’den alınarak davacı ...’a verilmesine, davacı karşı davalı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile kararın kesinleşmesinden sonra 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı ...'dan alınarak, davacı ...'e verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı erkek vekili; vekâlet ücreti ve velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili; kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yerel mahkemece her ne kadar erkek tarafından sunulan ve kadına ait olduğu kabul edilen notlar nedeniyle kadının, erkeği affettiği kabul edilerek kadının açtığı asıl boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de, bu notlar veda mektubu niteliğinde olup, af niteliğinde olmadığı, dolayısıyla kadının yazdığı notlar nedeniyle erkeği affettiği kabul edilerek kadının açtığı asıl boşanma davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, yine dosyada davalı erkek tarafından sunulan mesaj kayıtlarında tarih, telefon numarası, davacının profil resmi olmadığından bu mesajların davacı kadın tarafından atıldığı kabul edilerek kadına güven sarsıcı davranışın ve yine tanık beyanı ile net olarak ispat edilemeyen kadının kök ailesinin yanına giderek uzun süreli kaldığı kusurlarının davacıya yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ailesi ile görüşmesine izin vermediği, ailesi ile görüşmemesi için telefonunu elinden aldığı, eşinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşinin ailesinin eve gelmesini istemediği, eşini "seni ... gibi yaparım, seni öldürürüm, sakat bırakırım" diyerek tehdit ettiği, kadının ise yaşanan son tartışmada eşinin kollarını çizdiği, tespit edilen kusurlara göre kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, dolayasıyla kararın kusur gerekçesinin ve derecesinin değiştirilerek kadının açtığı asıl boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, davalı karşı davacı erkeğin evlilikte ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddi gerektiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı karşı davalı kadının istinaf başvuru talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ilamının kusur gerekçesinin ''kadının az, erkeğin ağır kusurlu'' olduğu şekilde değiştirilmesine, ayrıca Mahkeme ilamının "A-Asıl dava yönünden" başlığı altındaki 1, 8, 9, 10, 11 nolu bentleri ile "B-Karşı dava yönünden başlığı" altındaki 3 ve 4 nolu bentlerinin hükümden çıkarılmasına, davacı karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı karşı davalı kadına verilmesine, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden sonra işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı karşı davalı kadına verilmesine, davalı karşı davacı erkeğin evlilikte ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü ve fer'îler yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.