"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1142 E., 2023/1305 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/875 E., 2022/62 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadını zorla hocalara götürdüğünü, sık sık şiddet uyguladığını, annesinin hakaretlerine sessiz kaldığını, davalı erkeğin hakaret edip aşağıladığını, para vermediğini, başka kadınlarla mesajlaşıp konuştuğunu, yatakları ayırdığını, çocuğa şiddet uyguladığını, hasta olduğunda hastaneye götürmediğini, sosyal hayatını kısıtladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, nafakalara artış uygulanmasına, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, ziynet alacağı talebi Mahkemece tefrik edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının ağır psikolojik rahatsızlığı olduğunu, davalı erkek hakkında FETÖ üyesi olduğu gerekçesi ile şikayette bulunduğunu, saldırgan tavırları olduğunu, eşyaları kırdığını belirterek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davacı kadın için evine cinci hocalar çağırdığı, muska yaptırdığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, tek başına tatile çıktığı, eviyle ilgilenmediği, davacı kadının ise; eşini fetöcü diye çalıştığı kuruma şikayet ettiği, davalı erkeğe karşı saldırgan tavırlarda bulunduğu ve onun üzerine yürüdüğü, hakaret olgusunun vakıa konusu yapılmaması sebebiyle davacı kadına kusur olarak yüklenmediği, davacı kadının az kusurlu, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk Seher İrem'in reşit olması sebebiyle velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sosyal inceleme raporu uyarınca ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye, Sabri'nin velâyetinin babaya verilmesine, çapraz kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk ...'un için takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl Tüik tarafından belirlenen Üfe oranında arttırılmasına, tarafların gelir durumları gözetilerek müşterek çocuk Sabri için davacı erkek lehine tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, düzenli ve sürekli bir geliri olmadığı gerekçesi ile davacı kadın için takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleşinceye kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl Tüik tarafından belirlenen Üfe oranında arttırılmasına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 25.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları, nafakalara arttırım kararı verilmesi gerektiği, ziynet eşyalarına yönelik inceleme yapılmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, Didem`in velâyeti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakasının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 5. bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısmı, 6. bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmı ile maddî ve manevî tazminata ilişkin 4. bendinin hükümden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, müşterek çocuk ... yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası takdiri ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 100.000,00 TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı erkekten tahsili ile davacı kadına verilmesine, davacı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacı kadının sair, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, nafaka miktarları, tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, Didem`in velâyeti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları, kadın yararına hükmedilen yoksulluk ve tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocuk Didem`in velâyetinin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı ve kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.