Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9240 E. 2023/6439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararı sonrası Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygunluğu ile kesinleşen hususlara ilişkin tekrar inceleme yapılıp yapılmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca, bozma kararı kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususların ve karşı taraf lehine kazanılmış hakların yeniden incelenemeyeceği, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen tazminat miktarlarında dosya kapsamı ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz istemlerinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1043 E., 2023/1434 K.

...

...

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğundan bahisle bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise erkeğin tüm ve kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, en küçük sorunları bile büyütüp tartışma ortamı çıkardığını, müvekkilini aşağıladığını, 2018 yılı Aralık ayından itibaren müvekkilinin telefonuna cevap vermemeye, aramamaya ve müvekkiline soğuk davranmaya başladığını, 20.01.2019 tarihinde müvekkilinin fikrini almadan dershane parasını ödeyemeyeceğini belirttiğini ancak kendisine...araç aldığını, "para benim ben kazanıyorum, senin söz hakkın yok" diyerek baskı kurduğunu, eve maddî destekte bulunmadığını, eve gelmemeye başladığını, telefonuna şifre koyduğunu, telefonunu sessize aldığını, telefonu ile gizli gizli görüşmeler yaptığı ve mesajlaştığı, kredi kartı ekstrelerinin kadının mail adresine gelmesi sebebi ile erkeğin Isparta'da yada başka bir yerde iş nedeni ile olduğunu belirttiği zamanlarda Antalya da harcamalar yaptığı, ordu evinde kaldım dediği zamanlarda otelde harcamalarının olduğunu gördüğü, 22.04.2019 tarihinde ek kredi kartını ve maaş kartını iptal ettirdiğini, 27.04.2019 tarihinde ortak konuta gelerek eşyalarını toplayıp müvekkiline "seni artık sevmiyorum" diyerek, evi terk ettiğini, müvekkilini tüm malvarlığını kendisine alacak şekilde anlaşmaya zorladığını, tehdit ettiğini, facebook hesabındaki müvekkilinin olduğu tüm aile resimlerini sildiğini, 18.05.2019 tarihinde müvekkilene mesaj atarak "numaranı siliyorum, ulaşmak istersen kızlardan ulaşırsın" dediğini, olduğu yer hakkında yalan ve çelişkili beyanlarda bulunduğunu, flört uygulaması olan Jaumo'yu indirerek VİP üyeliği için 69,90 TL ödeme yaptığını, birden fazla kadınla kendisini aldattığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması ve zina sebepleri ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ziynet bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı cevaba cevap ve karşı davaya cevap ile ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davanın açılmasından sonra ve henüz ilk duruşma yapılmamışken facebook sosyal medya uygulamasından ... Ö.K. adlı kullanıcı müvekkile ulaşmış, kocası ile ilişkisi olduğunu, ilişkiyi kocasının tüm ailesinin de bildiğini, bu kadından önce de M. adlı başka bir kadınla da kendisini aldattığını bu kadın tarafından kendisine gönderilen ses kayıtlarından eşinin daha önce ... adlı bir öğretmenle de ilişkisi olduğunu öğrendiği, davasının ve taleplerinin kabulü gerektiğini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile cevaba cevap dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının aşırı şüpheci davrandığını, Jaumo adlı uygulamanın arkadaşlık sitesi olduğunu, müvekkilinin arkadaşlarından ve askeri öğrencilerden bu uygulamanın adını duyduğunu, merakı sonucu buraya üye olduğunu, bu durumun müvekkilinin zina yaptığına delil teşkil etmeyeceğini, müvekkilinin piyade astsubay başçavuş rütbesi ile paraşüt eğitmeni olduğunu, Isparta'da görev yapmaya başladığında davacı karşı davalı kadının Isparta'ya gelmek istemediğini, çocukların okul durumunu ve çevreyi bahane ederek Ankara'da ikamet etmeyi tercih ettiğini, kadının izin vermemesi ve her buluşmada iğneleyici cümleler kullanması ve tartışma çıkarması nedeni ile kendi ailesi ile 2012-2019 yılları arasında görüşemediğini, evine, eşine ve çocuklarına ilgi göstermek yerine arkadaşları ile ve alışveriş ile vakit geçirdiğini, müvekkilinin vakit geçirmekten hoşlanmadığı arkadaşlarını eve davet ettiğini, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, sigara tiryakisi olduğunu, müvekkilinin sigaradan hoşlanmadığını defalarca söylemesine rağmen kadının sigaradan vazgeçmediğini belirterek öncelikle yetki itirazında bulunmuş, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarih 2020/350 Esas, 2021/157 Karar sayılı kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin, evlilik birliği içerisinde ... isimli bir kadınla sevgili olarak aynı evde dört ay beraber yaşadığı, bu kadına karısından boşanacağını kendisi ile evleneceğini söyleyerek kök ailesi ile tanıştırdığı, ailesinin ise ...'e kendisinden torun beklediklerini söyledikleri, bu durumun dosyada talimat ile dinlenen ve davalı erkek ile sevgili olan davacı tanığı ...'in beyanı ve ortak çocukların beyanı ile sabit olduğu, bu durumda özel boşanma sebebi olan zinanın, davalı erkeğin başka bir kadınla dört ay kadar aynı evi paylaşmak suretiyle sevgili olarak yaşadığı anlaşılmakla ispatlandığı, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında ise davalı erkeğin evde küçük tartışmaları bile büyütüp kavga haline getirdiği, evde bu sebeple tarafların sürekli tartıştıkları, son zamanlarda evin bakım ve iaşesiyle ilgilenmediği, ortak çocukları dershaneye göndermeyip kendisine araba aldığı, bu konuda eşinin görüşünü almadığı, davacı kadına "ben kazanıyorum ben harcarım, bana hesap soramazsın" demek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı, son zamanlarda telefonuna şifre koyduğu ve sessize aldığı, telefon uygulaması üzerinden flört sitesine girmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, "sen alışkanlıksın, seni sevmiyorum, senden ayrılmak istiyorum" demek suretiyle eşyalarını da alarak evden ayrıldığı, davacı-karşı davalı kadının ise aşırı kıskanç ve şüpheci olduğu, eşinin tayini Isparta'ya çıktığında Ankara'daki düzenini bahane ederek Isparta'ya eşinin yanına gitmediği tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımlarıyla sübut bulmakla; taraflar arasında şiddetli bir geçimsizliğin vaki ve sabit olduğu, ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin kalmadığı, evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum için korunması gereken bir faydanın bulunmadığı, evlilik birliğinin taraflar açısından çekilmez hale gelmesinde davalı erkeğin zinası ve yukarıda anlatılan sebeplerle ağır kusurlu olması nedeniyle asıl davanın zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması, karşı davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına her biri için ayrı ayrı aylık 7.000,00 TL tedbir, 850,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı-karşı davacı erkeğin maddî manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli kararına kararına karşı;

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar, reddedilen tazminat talepleri ile kadının ziynet alacağı davası hakkında karar verilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2022 tarih ve 2021/791 Esas, 2022/1284 Karar sayılı kararı ile davacı karşı davalının karşı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde zinaya konu olaylardan bahsedip tanık beyanına dayandığını, davalı karşı davacının ikinci tanık listesi iddiasının istinafının bu nedenle haklı olmadığını, davacı karşı davalı kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebini toplanan deliller ile ispat ettiğini, İlk Derece Mahkemesince kadına "kıskanç" olduğu vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de bu yöndeki tanık beyanlarının soyut olduğu, bu beyanların hükme esas alınamayacağı, bu sebeple bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenilmesinin mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı karşı davacı erkeğin diğer kusurlu davranışları yanında kadına küfür ve hakaret ettiği, kadını aşağıladığı anlaşılmakla bu kusurların da gerekçeye eklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda yine de davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin de ağır kusurlu olduğu, ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ancak nafakanın ergin olunan tarihte kaldırılması gerektiği, toplanan delillerle yeterli ve düzenli gelir getiren bir işte sigortalı olarak çalışan ve üzerine kayıtlı 2 adet dükkanı ve dükkanlardan kira geliri bulunan kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, ergin olan çocuklar hakkında iştirak nafakası talebinin konusuz kaldığı, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının ziynet alacağına ilişkin davasının tefrikine, kadının kusur belirlemesi ve tazminatların miktarına yönelik, davalı-karşı davacı erkeğin yoksulluk ve iştirak nafakalarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun belirtilen şekilde düzeltilmesine, ilgili bentlerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına ergin olunan tarihten kaldırılmasına, iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davalı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yararına hükmolunan tazminat miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi ve ortak çocuklar yararına iştirak nafakası hakkında verilen karar yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 18.05.2023 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise erkeğin tüm ve kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, davacı-karşı davalı kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, kesinleşen hususlara ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî tazminat taleplerinin kabulünün yerinde olduğunu ancak manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesi kararında lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, manevî tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek manevî tazminatın miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindenki beyanları tekrar ettiklerini, kusur belirlemesi ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep ettiklerini, erkeğin astsubay olduğunu, maaşı ile geçindiğini, ek gelirinin bulunmadığını belirterek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kesinleşen yönlerden tekrar inceleme yapılıp yapılmayacağı, bozma kararı gereğince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...