Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9269 E. 2024/7185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi ve ziynet alacağı talebinin reddinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin gerekçelerin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/596 E., 2023/1372 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/107 E., 2021/447 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek ve davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; 2013 yılından beri davalı karşı davacı kadınla ayrı yaşadıklarını, bu zamana kadar da kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, ortak çocuk evlendiğinde düğün davetiyesine bile ismini yazdırmadığını, daha önce terke dayalı boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, çocuklara şiddet uyguladığını, eve bakmadığını, çocukların eğitimine engel olmaya çalıştığını, 2013 yılında çocuklara ve kadına şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür edip evden kovduğunu, bu nedenle açtığı terke dayalı davasının reddedildiğini, kendisinin çocuklarının düğününe gelmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, nafakaya yıllık artış uygulanmasına, ziynet eşyalarının aynen mümkün olmazsa bedelinin faizi ile iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadına ve ortak çocuklara karşı sık sık şiddet uyguladığı, sosyal hayata karışmalarını istemediği, müşterek evden kovduğu ve "defolun gidin" dediği, tarafların ortak çocukları ...'in evliliği döneminde davacı- karşı davalı erkeğin tanık ... ve eşine; "onlar benim için öldü sadece ... kızım var" dediği, davacı karşı davalı taraf davalı karşı davacı kadının evi sık sık terk ettiğini ve ev işlerini yerine getirmediğini iddia etmişse de; ev işlerinin yerine getirilmemesinin devamlılık arz eden bir davranış kalıbı olduğu ispat edilemediğinden, bunun yanında hiç kimsenin sık sık şiddete uğradığı bir yerde kalmak ve ev işlerini yapmak zorunluluğu olmadığından bu hususların davalı karşı davacı kadına kusur olarak yüklenmediği ve davalı karşı davacı kadının başkaca kusuru da ispatlanamadığı, davacı karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalı karşı davacı kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davalı karşı davacı kadın yararına mahkememizin 04.02.2021 tarihinde hükmedilen ve Nazilli 2. Aile Mahkemesinin 2016/140 Esas, 2017/180 Karar sayılı dava dosyasında hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasından bağımsız olarak ve iş bu dosyaya mahsus olarak hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 21.09.2021 tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 300,00 TL artırım ile aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine ve her ay davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, boşanma hükmü kesinleştikten aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizle 30.000,00 TL maddî, 30.000 TL manevî tazminatın davacı- karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, Sultanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/166 Esas- 2009/128 Karar sayılı davada davalı karşı davacı kadın lehine; 1 Adet 55 gram Ağırlığında 22 Ayar Set, 3 Adet toplam 60 gram Ağırlığında 22 Ayar Adana Burması Bileziğin, 2 Adet toplam 30 gram Ağırlığında Düz Bileziğin, 1 Adet 45 gram ağırlığında 22 Ayar Kelepçenin, 1 Adet 4 gram Ağırlığında 14 Ayar yüzüğün aynen davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine; aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedellerinin davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı- karşı davacı kadına verilmesine karar verildiği, 18.05.2009- 09.09.2008 tarihlerinde tamamlama harçlarının yatırılarak davanın harçlandırıldığı, 26.03.2010 tarihli dilekçesi ile davalı karşı davacı kadının bahsi geçen davadan feragat ettiği, dava Yargıtay aşamasındayken feragat dilekçesi nedeniyle Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 2010/8259 Esas- 2011/9699 Karar sayılı kararı ile de "Davacının temyiz dilekçesi davadan feragat niteliğindedir. Bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir." şeklinde hüküm ve içtihatta bulunulduğu anlaşılmakla daha önce harçlandırılan ve feragat edilen talepler yeniden dava konusu edilemeyeceği gerekçesi ile davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalı aleyhine açılan ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek ve davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili; nafakaların miktarı, yıllık artış talebi ile ilgili karar verilmemesi, tazminat miktarları, ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı erkek; kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davasında tefrik kararı verilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, yoksulluk nafakasının niteliği ve günün ekonomik koşulları gözetildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının dava dilekçesinde talep edilmesine rağmen sonraki yıllara ilişkin artış koşulu belirlenmesine ilişkin isteği hakkında mahkemece olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olmasının da doğru olmadığı gerekçeleri ile davalı karşı davacı kadının, 13. no'lu hüküm fıkrasına, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarına, nafaka artış koşuluna ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine, hüküm fıkrasının 13. no'lu bendi ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası hükümlerinin kaldırılmasına, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebi hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere takdiren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, nafakanın, her yıl kararın kesinleşme tarihinde TÜİK tarafından açıklanacak yıllık TÜFE oranını geçmemek kaydıyla ÜFE oranında artırılmasına, 60.000,00 TL maddî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, 60.000,00 TL manevî tazminatın, boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, davalı karşı davacı kadının sair, davacı karşı davalı erkeğin tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek ve davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili; tazminat miktarları ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı erkek; kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davasında tefrik kararı verilmesi gerektiği ve engelli çocuk ile kişisel ilişki kurulmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddi kararlarının doğru olup olmadığı, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, ziynet alacağı davasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ergin olan çocukla kişisel ilişki kurulamayacağının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekili ve davacı- karşı davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Kevser'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz Aşkın'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.