"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1472 E., 2023/731 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkoğlu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/485 E., 2022/232 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evliliklerinden 1985 doğumlu ..., 1989 doğumlu ... ve 2001 doğumlu ... isminde üç çocuklarının olduğunu, müvekkili ile eşinin evlilikleri, evliliklerinin ilk zamanlarında sorunsuz bir şekilde devam ederken son yıllarda müvekkilinden kaynaklanan hiçbir kusur ve sorun olmadığı halde davalı eşinin hem müvekkiline karşı hem de evlilik birliğine karşı tavır ve davranışlarında önemli ölçüde değişikliklerin meydana gelmeye başladığını, kadının gereksiz tartışmalar başlatması, şiddetli geçimsizliği, maddîyata olan düşkünlüğü ve kendi ailesini, evlilik birliğinden önde tutması müvekkili için bu evliliği çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin evliliğinin ilk yıllarından itibaren ailesine daha iyi bir hayat sunabilmek için yurt dışında çalıştığını, 2000 yılında Fransa’da oturum izni aldığını ve daha sonrasında Fransa’dan ev aldığını, şuan için o evde davalı eşinin oturduğunu, büyük oğlu ...’a 210 Euro harcayarak Basel’de Ezgi Türkü Evi adı altında işyeri açtığını, müvekkilinin iki oğlunu da kendi ayakları üzerinde duracak birey haline getirerek iş sahibi yapmış ve evlendirdiğini, öte yandan en küçük çocuğu olan ...’nın da eğitimine önem vererek desteklediğini, müvekkilinin uzun yıllardır bir baba olarak üstüne düşen görevi layıkıyla yerine getirmesine rağmen kadının çocuklarını babalarına karşı kışkırtarak uzaklaştırdığını, başarılı bir eğitim hayatı olan kızlarını ...’nın eğitimini göz ardı ederek sırf ablasının torununu yurt dışına çıkarabilmek için kızıyla evlendirmek niyetinde olduğunu, bu nedenle kızlarının aklını karıştırarak eğitim hayatında başarılı olan ...’nın lise eğitimini yarıda bırakmasına sebep olduğunu, kadının evliliğin ilk günlerinden itibaren müvekkilinin evlilik birliği için kazanmış olduğu yaklaşık 30.000,00 Euro’yu bakmakla yükümlüğü olmadığı Türkiye’deki tüm akraba ve yakınlarına zaruri olmayan sebeplerle para harcadığını ve bu durumun müvekkilinin maddî açıdan ziyadesiyle yıprattığını, vekilinin yıllardır eşi ve çocukları için çalışıp çabalayan evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getiren bir eş olarak son yıllarda kadının evlilik birliğine uymayan tavır ve davranışlarını hak etmediğini, üst üste aldığı bu darbeler yüzünden evlilik birliğine olan inancını da yitirdiğini, bu nedenle son 4 aydır aile konutunda yaşamadığını ve eşiyle görüşmediğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu rahatsızlık sebebiyle %79 iş göremez raporuna sahip olduğunu, bu yüzden Fransa’da malulen emekli olduğunu, aylık 1.000 Euro emekli maaşıyla geçimini idame ettirdiğini, fakat son 4 aydır müvekkilinin emekli maaşını da kadın yüzünden alamadığını, davalı eşinin bu süre zarfında müvekkilinin Türkiye’ye gelmesini fırsat bilerek ortak banka hesabından müvekkilinin maaşını çekmek için kullandığı banka kartını iptal ettirdiğini ve emekli maaşını kendisinin çektiğini, banka kartı iptal olan müvekkilinin emekli maaşını da alamadığı için manevî ıstırabın yanında madden de zarar gördüğünü, müvekkilinin Türkiye’deki işlerini halletmek için 07.08.2018 tarihinde köyüne gittiği sırada kadının abisi ve yeğenleri tarafından yolu kesilerek tehdit ve hakarete uğradığını, haksız şekilde uğramış olduğu tehdit, hakaret ve yaralama karşısında müvekkilinin fazlasıyla yıprandığını, vermiş olduğu zararlarla yetinmeyen kadın, müvekkilini aile ortamında ve köy halkı içerisinde de baskı ve tehdit içerikli, gurur kırıcı söylemleriyle itibarını yerle bir ettiğini, hakkındaki çirkin söylemler yüzünden müvekkilinin toplu ortamlardan kaçtığını, cenaze törenlerine dahi katılamaz hale geldiğini, madden ve manen yıpranmış olan müvekkilinin artık ne kadına ne de kadının ailesiyle bir ilişkisinin kalmaması için boşanmak istediğini, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak üzere; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya hükmedilmesine, taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma noktasına gelmesine kadının tutum ve davranışları sebebiyet verdiği için müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin kadına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, karşı dava dilekçesinde ise; dava dilekçesinin davalı müvekkiline tebliğinden önce 13.09.2018 tarihinde Pazarcık 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/727 Esas sayılı dosya ile zina nedeniyle boşanma talepli davasının açıldığını, bu davalarının aynı zamanda Mahkemece karşı dava olarak kabulünün gerektiğini, Türkoğlu Mahkemesinde açılan bu davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle reddinin gerektiğini, erkeğin esasa ilişkin tüm iddialarını reddettiklerini, müvekkilinin evlilikleri boyunca evine ve eşine sadık bir eş olduğunu, çocuklarına iyi bir anne olduğunu ve evlilik birliğinin tüm gereklerini yerine getirdiğini, ancak erkeğin evlilik birliğinin tüm sorumluluklarını davalı müvekkiline yüklediğini ve kendisinin yaptığı tek şeyin ise Türkiye'ye sık sık tatile gelip, müvekkilinin kazancını harcamak olduğunu, erkeğin beyan ettiği üzere bir şekilde malulen emekli olduğunu ve sağlıklı olmasına rağmen bunu bahane ederek çalışma hayatı içerisine girmediğini, evlilikleri boyunca kadının sürekli çalıştığını, aynı zamanda evinin ve çocuklarının sorumluluğunu yerine getirdiğini, erkeğin Fransa'da kadına ev aldığını iddia ettiğini, erkeğin bu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bahse konu evi kredi çekmek suretiyle alındığını, hatta ödemeleri yapılmadığından icra konusu olduğunu ve halihazırda hacizli durumda olduğunu, müvekkilinin, kadının kendisini aldattığını, 3. bir şahıs ile gönül ilişkisi olduğunu tespit ettiğini, müvekkilinin kirada oturduğunu, geçimini çok zor bir şekilde sağladığını, yanında bulunan kız çocuğunun okuduğunu, okul giderlerinun bulunduğunu, boşanma davası sürecinde mağduriyet yaşayacak olan davalı adına ve velâyetteki yanında kalan çocuğu adına tedbiren ayrı ayrı 750,00 şer TL nafakaya hükmedilmesine, boşanma kesinleştikten sonra ise işbu nafakanın iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini karşı davanın reddine; davalarının kabulü ile tarafların öncelikle zina nedeniyle aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına; müşterek ... isimli kız çocuğunun velâyetinin öncelikle tedbiren ve boşanma ile kesin olarak anneye verilmesini, ortak çocuk ve davacı eş adına 750,00 TL iştirak ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı - davalı tarafın tam kusurlu olduğu erkeğin, kadına karşı sadakatsiz davrandığı ve başka kadınlarla beraber olduğu, yaklaşık olarak 7-8 yıldır tarafların ayrı yaşadıkları, ayrı kaldıkları zaman zarfında dahi bir araya gelmedikleri, bu aşamadan sonrada tarafların bir araya gelerek müşterek haneyi oluşturmalarının mümkün olmadığından tarafların birbirlerine olan güvenlerinin yok olduğu, evliliğin devamında taraflar ve toplum nezdinde fayda kalmadığı anlaşıldığından asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların hüküm tarihi itibariyle reşit olması nedeniyle velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili; kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı tarafça kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zina nedenli davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.