Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9323 E. 2024/6577 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak fer'i sonuçların belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, güven sarsıcı davranışlarda bulunarak, evlilik birliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kadının kusurunun bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesince onanması usul ve yasaya uygun bulunarak Yargıtay tarafından da onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1289 E., 2023/1498 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kırşehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/401 E., 2022/179 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 26.07.2007 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ... isimli tek çocuklarının olduğunu, erkeğin evini ve çocuklarını uzun süredir ihmal ettiğini, erkeğin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğin kadını başka kadınlarla aldattığını, kadına kötü davrandığını, hakaret ve şiddet davranışlarının bulunduğunu, erkeğin kadının ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının ailesinden yardım aldığını, erkeğin 11 aydır ortak haneye uğramadığını, erkeğin maddi olarak dağınık bir hayat yaşayarak devamlı borçlandığını belirterek, bu nedenlerle tarafların boşanmalarını, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesini, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadın tarafından dile getirilen iddiaların yersiz olduğunu, ev içerisinde eşiyle anlaşmazlıktan dolayı evden uzaklaştığını, ortak çocuktan ilgi ve alakasını hiçbir zaman çekmediğini, maaşının yetersiz olması sebebiyle ailesinin geçimini sağlamak için sürekli krediler çektiğini, evliliğin başladığından beri evini ve ailesini ayakta tutmaya çalıştığını, sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmadığını, davacıya karşı kötü muamele ve şiddetinin olmadığını, kadının, erkeğin ailesi ortak konutlarına geldiğinde sürekli kendisine surat astığını, bu nedenle ailesinin sık sık gelemediğini, erkeğin annesi ortak konuta geldiğinde kadının evin kapısını dahi açmadığını, dava dilekçesindeki tüm olayların gerçek dışı olduğunu, kendisine kusur atfetmek için ileri sürüldüğünü, erkeğin bir kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanatte ise çocuğun velâyetinin tarafına verilmesini, davacının kusurlu olması nedeniyle nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı harekette bulunduğu, davalının düzenli bir çalışması olmayıp davacının, ortak çocuğun maddî ve manevî ihtiyaçları ile ilgilenmediği bu nedenle davacının kendi ailesinden yardım almak zorunda kaldığı, bu hareketleriyle davacıya ekonomik şiddet uyguladığı, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği ve ortak hanenin eksiklerini gidermediği, davalının ortak haneyi terk ederek geri dönmediği, davacının evlilik birliğini devam ettirmesinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği anlaşılmış olup, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davacı anneye verilmesine, kadın için aylık 600,00 TL, çocuk için aylık 500,00 TL yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte kadın için yoksulluk nafakası olarak, çocuk için iştirak nafakası olarak devamı ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme yapıldığını, duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edildiğini, dosyada güven sarsıcı davranışın gerçekleştiğine ilişkin bir delil bulunmadığını, doğrudan görgüsü olan bir tanık beyanı bulunmadığını, tanığın yer ve zaman belirtmeden soyut beyanlarda bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte zaman belirtilmiş olsa af kapsamında değerlendirileceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile karara karşı tüm yönleriyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar etmekle birlikte, anlaşmazlık olmaması için evden uzaklaştığını, maaşının yetersiz olması nedeniyle ailesini geçindirmek için krediler çektiğini, hala bunların borcunu ödediğini, erkeğin ailesi geldiğinde kadının surat astığını, hatta erkeğin annesi torununu görmek için geldiğinde kadının kapıyı açmadığını, davacı kadının iddialarının kusur atfetmek için ileri sürülmüş gerçek dışı olaylar olduğunu, kendisine atfedilecek bir kusur bulunmadığını, boşanmanın kabulüne dair kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, davanın kabulünün doğru olup olmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.