Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9324 E. 2024/6212 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında erkeğin kusur oranı, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliğine aykırı davranışları ve kusurlu tutulmasına rağmen, taraflarca ileri sürülen diğer kusurlu davranışlarının da boşanmaya sebebiyet verdiği ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1246 E., 2023/1451 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1279 E., 2022/470 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl enflasyon oranında arttırılmasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davacı ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, onlara maddî ve manevî destek olmadığı, nedeni belli olmayan borçlar yaptığı, davacı kadının kardeşine sarkıntılık yaptığı, 11.09.2021 tarihli duruşmada davacının kızkardeşine "seni hayal ediyorum" şeklinde mesaj attığını ikrar ettiği, davacıya "sen salaksın, sen bilmezsin, zıkkım ye "şeklinde hakaret ettiği, eşini fiziksel görünümü nedeniyle küçümsediği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşini sürekli başka kadınlarla aldattığının tanık beyanlarıyla ifade edildiği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfedilecek bir kusur olmadığı, tarafların ayrıldığı tarihten itibaren ortak çocuğun anneyle yaşadığı, çocuğun yaşı, temel ihtiyaçlarının daha çok anne tarafından karşılanması, çocuğun yaşadığı düzende herhangi bir olumsuzluk belirgin bir ihmal ve istismar iddiasının bulunmadığı, ortak çocuğun velâyetin davacı anneye verilmesine karar verildiği, velâyeti anneye verilen çocuk lehine uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedildiği, davacı kadının ev hanımı olduğu, davacının üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmazının olmadığı, boşanmayla yoksulluğa düşeceği, bu kapsamda kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ara karar ile hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı erkeğe kusur olarak yüklenen "eşini sürekli başka kadınlarla aldamta ve fiziksel şiddet" vakıalarından sonra tarafların evliliğin devam ettiği, davalı erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği, buna karşın mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.