Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9369 E. 2024/6131 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin yerindeliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1356 E., 2023/1371 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/568 E., 2021/300 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre temyize konu edilen bağımsız tedbir nafakası davasında hüküm altına alınan yıllık toplam nafaka miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle tarafların tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Taraflar vekillerinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-birleşen dosya davalısı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının annesinin, müvekkilini sürekli tehdit ettiğini ve hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, davalının bunlara sessiz kaldığını, aile içinde sürekli bir huzursuzluk hali egemen olduğunu, evi terk etmesinin istendiği için evden ayrılmak zorunda kaldığını bir kısım eşyasını alarak çocuğu ile birlikte evden ayrıldığını, erkeğin ailesinin tehdit ettiğini, erkeğinde şiddet uygulandığını, nafaka ödenmesi için dava açtığını yargılamanın devam ettiğini,eşini küçük düşürdüğünü ailesinin baskılarına karşı müvekkili korumadığını, eşini çocuğu ile birlikte evden kovduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak, davacı lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline, karar verilinceye kadar söz konusu tutarda nafakanın ödenmesi için tedbir nafakasına karar verilmesini, maddî tazminat olarak 50.000,00 TL manevî tazminat, 150.000,00 TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı- birleşen dosya davalısı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 500,00 TL müvekkili için, 500,00 TL ortak çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının son yıllarda sürekli evi terk ettiğini, terk ederken şahsi eşyaları ile birlikte toplayıp götürdüğünü, erkeğe ait olan şahsi eşyaların tamamını da balkondan attığını, kalan ev eşyalarına zarar verdiğini, ayrıca evi terk ederken ortak birikim olan 13.000,00 TL ile 475 Euro yu alarak annesinin yanına gittiğini, davalı tarafın birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, erkeğin hastalığında kadının eşinin yanında olmadığını, çocuğu dahi bu zor zamanda görüştürmediğini, aşağılandığını ve hakaret edildiğini, mal kaçırma kastıyla bu taşınmazları kardeşine devrettiğini, taşınmazların kira bedellerinin kadının banka hesabına yatırıldığını, eşine ve ailesine hakaret edildiğini, aile içi sırları kendi aile bireyleri ve arkadaşlarına yansıttığını, ailesinden uzak tutmaya çalışarak duygusal şiddet uyguladığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkilin lehine 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evi, ailesi ve çocuğu ile ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadını evden kovdukları, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, kadının ev hanımı olup, gelir getiren bir işi bulunmadığı, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik söz konusu olduğu, erkeğin annesi ve babasının kadının çalışmasını istediği, ancak tarafların ortak çocuklarının epilepsi hastası olduğundan davacı kadının çalışamadığı, kadını erkeğin annesi ve babasının evden kovduğu, kocanın bu duruma ses çıkarmayarak eşini korumadığı, evin geçimini sağlamadığı, kadının ise eşinin ailesi ile bağlarını koparmasını istediği, bayramlarda eşinin, kardeşinin evine gitmemesini isteyerek eşini baskıladığı, eşi ameliyat olduğu zaman ilgilenmediği, hasta olan eşini yalnız bıraktığı geçimsizliğe sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl dosyada ve birleşen dosyada boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocukla baba arasındaki şahsi ilişki tesisine, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren kadına verilmesine, aylık 500,00 TL iştirak nafakasının kadına verilmesine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen tedbir nafakası davasının kabulü ile, kadının aylık 500,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 500,00TL tedbir nafakasının birleşen dava tarihinden itibaren erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-birleşen davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-birleşen davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kadın yararına bağlanan tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına bağlanan tedbir ve iştirak nafakası takdiri, vekâlet ücreti, maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisine toplandığı, kanunun olayda uygulanmasında hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararda asıl ve birleşen davaların kabulü kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun yine kusur belirlemesinin doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı ile günün ekonomik şartlarına göre kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası takdiri ile erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddi kararının doğru olduğu, tarafların kusur durumları gözetildiğinde mahkemece maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu, yine ortak çocuğun yaşı, anne bakım ve şefkatine muhtaç bulunması, aldırılan sosyal inceleme raporuna göre de yaşı küçüğün velâyetinin anneye verilmesinin, yaşı küçüğün üstün menfaatine olacağının belirtilmesi nedeniyle mahkemece velâyetin anneye verilmesinin doğru olduğu, ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu, ülkenin geçim şartları ve paranın satın alma gücü dikkate alındığında ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası takdirinin uygun ve yerinde olduğu, birleştirme kararı verilen Amasya Aile Mahkemesinin 2020/342 Esas sayılı dosyasında davalı-birleşen davacı aleyhine takdir edilen bir vekâlet ücretinin bulunmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, kadın lehıne hukmedılen nafakalar ve birleşen tedbir nafakası davasında vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin miktardan ayrı ayrı REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.