"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1483 E., 2023/1640 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1194 E., 2022/736 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının ve kadının zina hukuki nedenine dayalı olarak açılan davanın reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek eşin, babasının çiftçilikle uğraştığını, müvekkiline kredi çektirerek babası adına traktör, gübre makinası, vs.gibi teçhizatlar aldığını, nakit sıkıntılarında yine müvekkiline ihtiyaç kredisi çektirdiğini, üzerine kayıtlı olan taşınmazı ve arsayı başkasına devrettiğini, evin ve çocukların ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin bakım ve yetiştirmesine sürekli müdahale ederek en ufak bir kazada anneliğini aşağıladığını, her tartışma sırasında boşanmayı öne sürdüğünü, müvekkilinin yoğun çalıştığı işinden eve geldiğinde çocukların bakımı ile tek başına ilgilenmek zorunda kaldığını, erkek eşin bunu bilmesine rağmen müvekkiline yardımcı olmadığı gibi kendisine hizmette bulunulmasını beklediğini, yemeği beğenmediği zaman müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin dinlenme hakkına müdahale ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline, "senin hamurunda zaten orospuluk var, iffetli biri olsan odana erkek almazsın, erkeklerle konuşarak orospu olduğunu gösteriyon, sıkıntı sende, bende değil, erkeklere kuyruk sallayan orospu sensin” şeklinde hakaret ve küfürler ettiğini, müvekkilinin ailesine saygısızlık yaptığını uykusu bölündüğünü bahane ederek yatakları ayırdığını, watsapp yazışmaları ile çocukların fotoğraflarını gönderdiğinde "senin mayan bozuk, çocukların da babası başkası, bana gönderme" dediğini, evi terk ettiğini iddia ederek; tarafların, zina hukuki nedenine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu çocuklarla genel olarak müvekkilinin kız kardesinin ilgilendiğini, çocukların annelerinin gözetimi altındayken ihmalkarlığı sonucu kazaların yaşandığını, evlendikten sonra zaman ilerledikçe müvekkilini sevmediğini söylediğini, müvekkili ile zaman geçirmemek için sürekli mesailere kaldığını, müvekkilinin birlikte vakit geçirmek istediğinde ise "kendine birini bul fakat boşamam seni tapun bende, birileriyle konuşup görüşmende hiçbir sakınca yok, bana bulaşma da ne yaparsan yap" dediğini, İstanbul'a ailesinin yanına taşınmak istediğini, müvekkilinin Eskişehir'de kurulu bir düzenleri olup, çocukların okul, sosyal çevrelerinin olduğunu söyleyerek talebini geri çevirdiğini, bunun üzerine müvekkiline akşam eve gelmemesini söylediğini, müvekkilinin iş için evden çıktıktan sonra müvekkilinin kız kardeşini arayarak eşyalarını bavula toplattırıp gönderdiğini, müvekkilini evden kovduğu tarihten bu yana taraflarnı ayrı yaşadıklarını ileri sürerek iddia ederek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili yararına 1.000.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı - davalı kadın vekilinin hem özel boşanma davası olan zina hukuki nedenine dayalı olarak boşanma talep ettiği hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayandığı, zina hukuki nedenine dayalı davada; hem hak düşürücü süre hem de özel boşanma sebeplerinden olan zina olgusunun ispat edilemediği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, tarafların fikir ve mizaç olarak uyuşamadıkları ve geçinemedikleri, erkeğin öfkelendiğinde kadına bağırdığı " boşanacağım" dediği, eşine ve evine karşı ilgili bir eş olmadığı, tarafların yataklarını ayırdıkları, hatta sosyal medya hesabından erkeğin başka kadınlarla gönül ilişkisi içerisine girerek eşine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, sosyal medyada görüştüğü ... isimli kadına kendini bekar olarak tanıttığı, ... adlı kadınla da duygusal olarak bağ kurmaya çalışır yazışmalar yaptığı, kadının bu durumu öğrenince, mesajları kardeşlerine de gösterdiği ve tanık olarak dinlenen kadının kardeşlerine erkeğin ''..ben kıskandırmak için başka kadınlarla yazıştım'...'' gencim hayatımı bir dul kız uğruna mı heba edeceğim.. ' şeklinde sözler söylemekten çekinmediği, kıskanç bir yapısının olduğu, kadının doktor olarak görev yaptığını bilse de hastaları ile terapi seanslarının varlığı erkeği bir zaman sonra rahatsız ettiği, bu durumdan kaynaklı asılsız iddialar da bulunup kadına karşı hakaret içeren ve küçük düşürücü sözler söylediği ve çevreye karşı da erkeğin eşinden için ilaç mümessilleri ile kırıştırdığına yönelik iftiralar atmaya başladığı, tarafların ayrıldıkları, ancak boşanma davası açıldıktan sonra da çocuklar üzerinden taraflar arasındaki husumetin devam ettiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının zina hukuki nedenine dayalı davasının ve erkeğin davasının reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına belirlenen nafakaların her yıl TÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, kadına yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; çocuklar için hükmolunan nafakaların miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, reddedilen kendi boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminatların kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun iştirak nafakasının miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ç. bendinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 2.500,00 TL iştirak nafakasına ve erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası, tazminatların kabulü iştirak nafakasının arttırılması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar, nafakalar, erkeğin reddedilen boşanma davası, ispat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.