"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1378 E., 2023/1340 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara Batı 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/752 E., 2022/471 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının ailesinin müvekkili üzerinde baskı kurmaya çalıştığını, davalının bu duruma sessiz kaldığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ihtiyaçları ailesinin karşıladığını, ailesinin yanında işe başladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, iş yerindeki sorunları kişileştirip özel hayatı ile iş hayatını ayıramadığını, kendisine ve ailesine düşmanlık beslemeye başladığını, ailesine "şerefsiz, adi, karaktersiz" dediğini, telefonla tanımadığı kadınları arayıp taciz ettiğini, ilgisiz davrandığını, sosyal etkinliklerde tek başına bıraktığını, yalnızlığa terk ettiğini, başkalarıyla ilgilendiğini, kocalık vazifelerini yerine getirmediğini, cinsel hayatlarının problemli olduğunu, çocuk sahibi olmak için tedaviye yanaşmadığını, işten ayrılıp haber vermeden evi terk ettiğini bildirerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin aile şirketinde çalıştığını, maaşını asgari ücret gibi ödediklerini, davacının ailesiyle görüşmek istemediğini, ailesine saygısızlık, aşağılayıcı tüm davranışlarına kayıtsız kaldığını, davacının maaşını aşan talepleri olduğunu, Mahkemece aksi yönde karar verilmesi halinde sadece tarafların boşanmalarına, nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının ve ortak evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, cinsel ilişkiden kaçındığı, çocuk sahibi olmak için tedavi olmayıp tedaviyi reddettiği, davacı kadının hastalıkları ile ilgilenmediği ve ilaç masraflarını karşılamadığı, eşi ile birlikte akraba ziyaretlerine ve sosyal ortamlara katılmadığı son iki yıldır da evi terk ettiği, davacı kadını arayıp sormadığı, bu süreçte de kadının maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle arttırılarak aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek nafaka, maddî-manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu, tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, kusur dağılımında hataya düşüldüğünü, nafaka miktarının fazla olduğunu, müvekkilinin mernis adresinin davacı ile birlikte yaşadığı ev olduğunu, evden kovulduğunu, dava dilekçesinin tebliğinden haberi olmadığını, süresinde cevap dilekçesi sunamadığını, buna karşı delil dilekçesi sunduğunu bildirerek kararın tüm yönlerden kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalının adres kayıt sistemlerindeki kayıtlı adreslerinin "... Sincan/ ANKARA" olduğu, davacının dava dilekçesindeki adresinin ise " ... mahallesi, ... Sincan/ANKARA" olduğu, davacının dava dilekçesinde davalının evi terk ettiği ve tarafların 1.5 yıldır ayrı yaşadıkların belirttiği, Ankara Batı 8.Aile Mahkemesinin 11.10.2021 tarihli 6284 sayılı Kanun kapsamında verdiği koruma kararında ise erkeğin, kadının dava dilekçesinde belirttiği "... mahallesi, ... Sincan/ANKARA" adresindeki konuttan 2 ay süre ile uzaklaştırılmasına ve konutun kadına tahsisine karar verildiği, davalıya dava dilekçesinin ise mernis adresi görünen " ... Sincan/ ANKARA" adresine 22.12.2021 tarihinde Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiği, davalının davaya süresinde cevap vermediği bu nedenle Mahkemece davalı tanıklarının dinlenmediği yer olmadığına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın için tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen miktarlarda, yine kadın için maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarlarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla tüm yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğe yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmadığı, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.