"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1243 E., 2023/1478 K.
DAVA TARİHİ : 25.07.2017-09.08.2017
KARAR : Bozma ilamına uyularak hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat yönünden kısmen kabule karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 750,00 TL tedbir ve yoksulluk, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesine, kadının davasının reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarihli ve 2017/546 Esas, 2018/771 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı erkeğin manevî yönden bağımsız konut temin etmediği, yılın belli dönemlerinde annesinin ortak evde yaşadığı, annesinin uzun süre eşine yönelik olumsuz davranışlarına tepki vermediği, kayınvalidesinin üzerine yürüdüğü, kötü sözler söylediği, eşinin hamileliğinde ve çocuk doğduktan sonra da durumun değişmediği, aksine çocuğa kadının kayınvalidesinin annelik duygusunu yaşamasını engelleyici davranışlar gösterdiği erkeğin daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası takdirine, kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat ile 10.000,00 TL manevî tazminat takdirine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı-karşı davalı kadın, tazminat miktarları ve kişisel ilişki yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek, kusur tespiti ile kadın lehine hükmolunan tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2021 tarihli ve 2019/158 Esas, 2021/1272 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi erkeğin manevî yönden bağımsız konut temin etmediği, yılın belli dönemlerinde annesinin ortak evde yaşadığı, annesinin uzun süre eşine yönelik olumsuz davranışlarına tepki vermediği, kayınvalidesinin üzerine yürüdüğü, kötü sözler söylediği, kayın validesinin çocuğa yönelik annelik duygusunu yaşamasını engelleyici davranışlar gösterdiği gerekçesi ile kusur yüklendiğini ancak kadın tarafından dava dilekçesindeki ifadelerden bu olayların yaşanmasından sonra evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşıldığı ve bu kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, tarafların barışmalarından sonra kısa süre bir arada kaldıkları ve erkeğin kadına bağırarak işini bırakmasını söylediği, bu esnada kendi kolunu kırdığı ve bu eylemleri nedeniyle kadına karşı psikolojik şiddet uyguladığı, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek, kadının kusurunun ispat edilemediği halde mahkeme tarafından erkeğin ağır, kadının az kusurlu kabulüne karşı kadın tarafından istinafa gelinmediği gözetildiğinde erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının az olduğu, davalı-davacı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen vakılar yönünden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilerek, kadının ise maddî tazminata yönelik istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının maddî tazminata ilişkin bendinin infazda tereddüt yaratmamak üzere bütünüyle kaldırılmasına, 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten tahsili ile davacı-karşı davalı kadına ödenmesine, tarafların sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 19.04.2022 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli kararıyla; bozma ilamına uyulmasına karar verilerek 25.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten tahsili ile davacı-karşı davalı kadına ödenmesine karar verilmiş olup bu karara karşı süresi içinde kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönlerinden, erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.04.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla kadın lehine 40.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminat takdiri ile erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur durumu, tazminatlar ve miktarların yüksekliği ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.... kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, ... kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.