"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/385 E., 2023/1278 K.
KARAR : Başvurunu kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/382 E., 2022/1627 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve bağımsız nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının bağımsız nafaka davasının kısmen kabulüne, kadının birleşen davasının ve erkeğin karşı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, uzaklaştırma kararı alındığını, üçüz çocukları nedeniyle kadının çalışamadığını, gelirinin de bulunmadığını belirterek kadın yararına aylık 1.250,00TL tedbir, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin sürekli küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, aile konularını kendi ailesine aktardığı gibi ailesinin müdahalelerine de sessiz kaldığını, erkeğin kardeşinin kadını aşağıladığını, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin babasının hakaret edip aşağıladığını, erkeğin kadının ailesinin gelmesini istemediğini, öfke kontrolü olmadığını, şiddete eğilimli olduğunu, kadına, kadının babasına ve abisine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının abisi ve ablasına “evden çıkın” diye bağırmaya başladığını, abisine yumruk atarak saldırdığını, ayırmaya çalışan kadının boynuna da yumruk attığını, uzaklaştırma kararından sonra çocukların hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, çocukları çocuk esirgeme kurumuna vermekle tehdit ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sevgi saygı göstermediğini, küçük düşürdüğünü, aile içinde kalması gereken her şeyi kendi ailesine aktardığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin ailesinin eve gelmesini istemediğini, balayından sonra kadının abisinin tarafların evine taşındığını, kadının erkeğin kız kardeşini istemeyerek her fırsatta aşağıladığını, erkeğin ailesinin yanında erkeğin kız kardeşine karşı kötü söylemlerde bulunduğunu, erkeğe hep asabi davrandığını, hakaret ettiğini, ailesiyle birlikte karar aldığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, tehdit ettiğini, erkeğin annesinin cenazesine katılmadığını, abisinin davranışlarına engel olmadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bağımsız açılan tedbir nafakası davası yönünden yapılan incelemede erkeğin evlilik birliğinin başlangıcından itibaren sürekli kendisine psikolojik şiddet uyguladığı, son zamanlarda fiziksel şiddete de başvurduğu, erkek hakkında uzaklaştırma kararı verildiği, kadının gelirinin bulunmadığı, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği; boşanma davaları yönünden yapılan incelemede ise, ceza dosyası ve tanık beyanlarından kadına fiziksel şiddet uyguladığı, mesaj kayıtlarından kadına hakaret ettiği ve psikolojik şiddet uyguladığı, son yaşanan olaydan sonra kadının babasına " gel kızını al buradan " dediği, kadına ve ailesine duygusal şiddet uyguladığı, ortak çocukları kuruma verme yönünde kadına psikolojik baskı yaptığı; kadının ise balayından sonra kadının abisinin sürekli tarafların evinde kaldığı, bu nedenle erkeğe bu yönde psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, birleşen davada kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine göre boşanma talebinin ispatlanamadığı, alınan uzman raporu doğrultusunda velâyetlerin anneye verilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının nafaka davasının kısmen kabulü ile ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00TL tedbir, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir nafakasına, kadının birleşen davasında 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine göre boşanma talebinin ispatlanamadığından reddine,4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan birleşen ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. haftasında Pazar günleri ve dini bayramların 2. günleri 10.00-16.00 saatleri arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, kadın ve çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 25.000,00TL maddî, 25.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak ve yoksulluk nafakaların miktarı, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; nafaka davasının kabulü, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarında talebin aşıldığı gerekçesiyle erkeğin ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00TL tedbir nafakasına, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; çocuklar lehine nafakaya hükmedilmesi kamu düzenine ilişkin olduğundan miktar belirlenirken mevcut koşulların göz önüne alınması gerekmekte olduğunu, bu nedenle hükmedilen tedbir nafakalarının talep aşıldığından bahisle düşürülmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin karşı davasının reddi gerektiğini, hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının az olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak ve yoksulluk nafakaların miktarı, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının birleşen davasının reddi gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının erkeğin ailesine saygı göstermediğini, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğinin tanık beyanı ile ispatlandığını, kadının intihar girişiminde bulunmasının da kusur olarak yüklenmesi gerektiğini, kadının intihar girişimi nedeniyle sağlık durumu hakkında rapor alınmadığını, kadının velâyet görevini yerine getiremeyeceğini, baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki sürelerinin sınırlı olduğunu, yatılı kişisel ilişki kurulması gerektiğini, hükmedilen tüm nafakalar ile tazminatların haksız olduğunu, lehe manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, hükmedilen tüm nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü, kusur, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.