Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9427 E. 2024/186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararının yerinde olup olmadığı, yerinde ise boşanma, kusur, nafaka ve tazminat konularında verilen kararların hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların tüm istinaf taleplerini inceleyip hüküm kurduğu, istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olması gerektiği ve usul/kanuna aykırılık bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1022 E., 2023/1297 K.

DAVA TARİHİ : 08.01.2020-04.02.2020-25.05.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/29 E., 2022/118 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanma davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.07.2023 tarihli ve 2022/11531 Esas, 2023/3722 Karar sayılı kararı ile hatalı istinaf sınırlaması nedeniyle karar bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

... kadın vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın vekili asıl dava dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret ettiğini, zarar verdiğini, ortak çocuğa ilgisiz olduğunu, sürekli evden kovduğunu, psikiyatrik tedavi gördüğünü, ilaçlarını kullanmadığını, 31.12.2016 tarihinde herkesin içinde kadına ve çocuğa zarar vereceğini söylediğini, kadını istemediğini söylediğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kıskanç davrandığını, kadını ve çocuğu tehdit ettiğini, kadının evden ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin 04.02.2018 tarihinden sonra arayıp sormadığını, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek kadın için aylık 1.000,00 TL, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, nafakalara TEFE-ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekili birleşen boşanma dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesini tekrarla evlilik birliğinin erkeğin kusurlu hareketleri neticesinde temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili karşı boşanma dava dilekçesinde; kadının sürekli asık suratlı olduğunu, birden fazla kez evi terk ettiğini, hakaret ettiğini, son vakıada da eşyaları toplayıp evden gittiğini, aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini, kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini, kadının erkeğin annesini darp ettiğini, erkeğe de fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, sürekli olarak eşini aşağıladığını, kayın pederine ait evde eşiyle yaşamak istemediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarını, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için aylık 250,00 TL nafaka ödenmesine, erkek lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, birleşen dava ve asıl tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşini evden kovduğu, çocuğunu arayıp sormadığı, taraflar arasında yaşanan son vakıada eşine hakaret ettiği, aşırı kıskanç davranışlar sergileyerek eşinin çalışmasına müsaade etmediği, ayrıca açıktan okumasına da izin vermediği, darp vakıasının ise bir kez davadan yıllar önce gerçekleştiği, sonrasında evliliğin devam ettiği, erkeğin diğer kusurlu eylemlerinin de kadın tarafından affedildiği, kadının ise, eşine asık suratlı davrandığı, aşırı kıskanç davranışlar sergilediği, eşini aşağıladığı, eşiyle birlikte kira ödemeksizin kayınpederine ait evde yaşamak istemediği, eşinin yüzüne zarar verme ve dava dilekçesinde dayandığı diğer vakıalardan sonra evliliğin uzunca bir süre devam ettiği kadının bu kusurlu eyleminin erkek tarafından affedilmiş sayıldığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin karşı davası ile kadının birleşen davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin sosyal inceleme raporundaki tespitler ve ortak çocuğun menfaatleri doğrultusunda annesine verilmesine, kadının ayrı yaşamakta haklı olması nedeniyle kadının asıl davasının kabulüyle asıl dava tarihinden itibaren kadın yararına 800,00 TL, ortak çocuk yararına 400,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, tedbir nafakasına artırım uygulanmasına ilişkin bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle kadının nafakaya artış uygulanması talebinin reddine, birleşen davada birleşen dava tarihinden itibaren kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakası ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuk lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile hükmün kesinleşmesinden sonra aylık 600,00 TL iştirak nafakası takdirine, asıl davada verilen tedbir nafakası ile birleşen davada verilen tedbir nafakasının tahsilde tekerrür oluşturmamasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2022/992 Esas, 2022/1579 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.07.2023 tarihli ve 2022/11531 Esas, 2023/3722 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ileri sürülen istinaf sebepleri başlıklı bölümünde, erkek vekilinin istinaf sebepleri arasında "kadının kabul edilen boşanma davası" sayılmadan erkek vekilinin yalnızca "kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar" yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu kabul edilerek erkeğin, kadının davasında verilen boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurusu incelenmemiş ve bu yönden hüküm kurulmadığı, erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı istinaf sınırlaması yapılarak sadece kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden inceleme yapılarak erkek vekilinin kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmemiş olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararıyla; "...Dairemizce verilen gerekçeli kararda açıklandığı gibi; davacı kadının istinaf talepleri ile davalı/ karşı davacı erkek tarafından ileri sürülen istinaf taleplerinin tümüyle değerlendirildiği, Yargıtay bozma ilamında davalı/karşı davacı erkeğin istinaf talebi olarak belirtilen davacı kadının birleşen davadaki boşanmanın kabulüne yönelik istinaf başvurusunun incelendiği,

Yargıtay tarafından bozulan Dairemiz kararının gerekçe kısmında; "İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; kadının açtığı birleşen dava ile kocanın açtığı karşı davada verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl davada kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşıldığından, tedbir nafakasına karar verilmesinin doğru olduğu anlaşılmıştır" şeklinde gerekçe oluşturulduğu, kadının açtığı birleşen davada verilen boşanma kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği halde Yargıtay Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verildiği..." gerekçesiyle direnme karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin cinsel birlikteliğe yanaşmadığını, bu konuda tedavi olmadığını, erkeğin kadına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını ileri sürerek erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, mahkemece erkeğe yüklenen kusurların dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığını, aleyhine nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatları ile bunların miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, direnme kararının yerinde olup olmadığı, direnme kararı yerinde ise; açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; taraflar arasında karşılıklı olarak görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı boşanma davası ile kadının birleşen boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, hükme karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından "kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar" yönünden, ... kadın vekili tarafından ise "erkeğin karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen gerekçeli kararın içeriğinde "...kadının açtığı birleşen dava ile kocanın açtığı karşı davada verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl davada kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşıldığından, tedbir nafakasına karar verilmesinin doğru olduğu anlaşılmıştır" şeklinde gerekçe oluşturulduğu bu haliyle kadının açtığı birleşen davada verilen boşanma kararınında incelenerek esastan ret kararının oluşturulduğu, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöndeki direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmaktadır.

3.Diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Yasemin'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.