Logo

2. Hukuk Dairesi2023/942 E. 2023/1366 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma kararına uyularak verilen ve kadına maddi-manevi tazminata hükmedilen kararın davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmadığı ve tazminat miktarının yerinde olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak, kadının uğradığı manevi zarar ile evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle yoksun kaldığı maddi kazanımlar dikkate alınarak takdir ettiği tazminat miktarında bir isabetsizlik görülmediği ve bozmaya uyularak verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğu, kadının kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kadının davasının reddi ile davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 10.000 TL maddî 10.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2020 tarih, 2019/76 Esas ve 2020/500 Karar sayılı kararıyla; erkeğin çalıştığı ve gelir sahibi olduğu halde evin bir kısım ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin bazı faturalarını ödemediği, eşine karşı "Benim param filan yok ben ekmek yemeyeceğim sen de yemeyeceksin." diyerek eve ekmek dahi almadığı, müşterek konutun ve kadının bir kısım ihtiyaçlarını kadının ailesinin karşılamak zorunda kaldığı, tarafların arasında yaşanan tartışmalardan sonra "İstersen boşan mahkeme orada, s..tir git adliye orada." dediği, sosyal medya ve bir takım programlar vasıtası ile başka kadınlarla görüşme yapmak suretiyle sadakatsiz davrandığı, ailesinin evliliklerine müdahalesine engel olmadığı; kadının ise sürekli olarak kendi ailesinin evine gittiği ve evde yemek yapmadığı, bu suretle evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediği, eşine "0...pu çocuğusun." dediği, ailesinin evliliklerine müdahalesine engel olmadığı, belirlenen kusurlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, ara karar ile de kadın yönünden adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine göre tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı, belirlenen nafaka miktarlarının az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine göre tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığı, nafakaya hükmedilmesinin ve miktarı yönünden kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2022 tarih ve 2021/297 Esas, 2022/476 Karar sayılı kararı ile Mahkemece delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, kusur belirlemesi ve derecesi ile buna bağlı olarak davaların kabulü, tarafların tazminat taleplerinin reddi ile hükmedilen nafakaların miktarlarının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, hükmedilen nafakaların miktarı; davalı- davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen nafakaların miktarı ve reddedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 22.06.2022 tarih ve 2022/4334 Esas, 2022/6092 Karar sayılı kararı ile kadının kusur tespiti ve tazminat taleplerinin reddine yönelik, erkeğin ise kusur tespitine yönelik temyiz itirazları dışında kalan temyiz itirazları yersiz olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile boşanma ve boşanmanın fer'îlerine karar verildiği, tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan ret kararı verildiği, İlk Derece Mahkemesince, erkeğe yüklenen kusurlardan sosyal medya ve bir takım programlar vasıtası ile başka kadınlarla görüşme yaptığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu vakıasının güven sarsıcı boyutta kaldığı, bununla birlikte kadına yüklenen kusurların yanı sıra, kadının, erkeğin annesine hakaret ettiği kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin ağır, kadın az kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu eşin yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen tazminat şartlarının gerçekleştiği, kadının yararına tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı esastan ret kararının kaldırılmasına, tarih ve sayısı yukarıda belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin çalıştığı ve gelir sahibi olduğu halde evin bir kısım ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin bazı faturalarını ödemediği, eşine karşı "Benim param filan yok ben ekmek yemeyeceğim sen de yemeyeceksin." diyerek eve ekmek dahi almadığı, müşterek konutun ve kadının bir kısım ihtiyaçlarını kadının ailesinin karşılamak zorunda kaldığı, tarafların arasında yaşanan tartışmalardan sonra "İstersen boşan mahkeme orada, s..tir git adliye orada." dediği, sosyal medya ve bir takım programlar vasıtası ile başka kadınlarla görüşme yapmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, ailesinin evliliklerine müdahalesine engel olmadığı; kadının ise sürekli olarak kendi ailesinin evine gittiği ve evde yemek yapmadığı, bu suretle evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediği, eşine "0...pu çocuğusun." dediği, ailesinin evliliklerine müdahalesine engel olmadığı, erkeğin annesine hakaret ettiği, belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tanıkların soyut beyanlarının hükme esas alınamayacağını, eşini aldatmadığını ancak aksi kabul edilse dahi kadının kendisini affettiğini kadının tanığı babanın beyanında da belirtildiğini, affedilen ve hoşgörü ile karşılanan davranışlar boşanma davalarında eşlere kusur olarak yüklenemeyeceğini, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı- davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.