Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9459 E. 2024/2076 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek yetersiz bulunması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/297 E., 2023/1597 K.

DAVA TARİHİ : 15.05.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/276 E., 2020/244 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın .taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğinin ilk günlerinden sonra evi ve eşi ile hiç ilgilenmediğini, evin ihtiyaçlarını kadının karşıladığını, evin ve kendisinin ihtiyaçlarını karşılamak için Edremit'te bulunan ailesinden devamlı olarak maddî yardım aldığını, erkeğin bütün zamanını sahibi ve hissedarı olduğu şirketin işleri ile ilgilenerek geçirdiğini, ilk önceleri eve geç gelmeye başladığını, birçok kez geceleri eve dahi gelmediğini,erkeğin sürekli olarak parasının olmadığını, şirketin borçları olduğunu söyleyerek her türlü sosyal aktivite isteklerini geri çevirdiğini, toplamda 22 ayarda 450 gr altını kendi işlerine ve şirketine evin ihtiyaçlarına ve harcamalarına kullandığını, erkeğin en son 02.11.2017 tarihinde evden tüm eşyalarını alıp müşterek evi terk ettiğini, kadının 08.04.2018 tarihine kadar beklediğini en sonunda baba evine ailesinin yanına dönmek zorunda kaldığını, erkeğin müşterek evi terk etmesinden sadece birkaç ay sonrasında Kuzey Ormancılık Ltd.Şti'nde bulunan 240 adet payını şirketin diğer ortağına devrettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların internet üzerinden evlilik sitesinde tanıştıklarını, bir süre görüştükten sonra 08.08.2014 tarihinde evlendiklerini, kadının bu süreçte sürekli eşinden maddî anlamda faydalandığını, evle ilgili tüm harcamaları genelde kredi kartıyla yaptığını, kadının sürekli ihtiyacı olmayan şeyleri satın aldığını, savurgan ve müsrif tavırları nedeniyle borç ödemek zorunda kaldığını, kadının memur olmak istediğini, bunun için sürekli KPSS'ye çalıştığını, bu sebeple evden çıkmak istemediğini, kadının çevredeki herkese, yakınlarına komşulara, kendi arkadaşlarına memnuniyetsizliğini söylediğini, erkeğin ailesiyle görüşmeyi istemediğini, erkeğin de ailesiyle görüşmesini engellediğini, kadına nişan öncesi 450 gr altın aldığını, evlendikten sonra bu altınları görmediğini, her sorduğunda Edremit'te kiralık bir kasada olduğu cevabını aldığını, evlendiği günden beri borç ödediğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminat, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eve geç saatlerde geldiği, evi terk ettiği, kadına karşı hakaret içerikli söylemde bulunduğu, aile yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadının ise erkeğin ailesini kabul etmediği ve istemediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine maddî ve manevî tazminata ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 13.11.2018 tarihli celsede hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 250,00 TL arttırılarak aylık 650,00 TL nafakanın karar kesinleşene kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 12.500,00 TL maddî ve 12.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.