Logo

2. Hukuk Dairesi2023/947 E. 2023/3967 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin, eşinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kendisine kötü davrandığı iddiasıyla açtığı boşanma davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, eşinin kusurlu olduğuna dair iddialarını ispatlayamadığı, aksine davacı erkeğin ailesinin baskısı altında olduğu ve davalı kadının aile birliğinin devamını istediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1523 E., 2022/2188 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yenişehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2016/487 E., 2020/40 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 5-6 ... beri ayrı yaşadıklarını, davalı kadının erkeğin anne babası ve kardeşleri ile konuşmadığını, anne babasının yüzüne karşı "sizleri istemiyorum" diye de açıkça söylediğini, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, yemek yapmadığını, erkeğin yemek yaptığını, çamaşır yıkamadığın, "kalk kendin yıka" dediğini, tarafların ortak çocuğu ...'i erkeğin babasına karşı sürekli olarak kışkırttığını, erkeğin babasını dövmesini alenen söylediğini, ortak çocuğun da kadının tahrik ve kışkırtmaları doğrultusunda babasına ağır hakaretler ettiğini, yine bir tartışma esnasından ortak çocuk Semih 'in erkeğin boğazını sıktığını, olayı ayırmak için araya giren erkeğin babasına kadının kül tablası fırlattığını, erkek babasının verdiği taşınmazı satmak istediğinde kadının erkeğe "Allah belanı versin yazıklar olsun sana" dediğini, oğluna dövdürmekle tehdit ettiğini, erkeğin emekli banka kartının kadın ve oğlu tarafından ele geçirildiğini ve maaşını dahi çekemediğini, maaşının davalı ve oğlu tarafından çekildiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve ortak çocuk Merve'nin velâyetenin erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin zeka seviyesinin sınırda olduğunu, anne ve babasının etkisinde kaldığını, davranışlarını bilinçli yapmadığını, erkek emekli olduktan sonra tüm maaşının anne ve babası tarafından alındığını, erkek üzerine kayıtlı taşınmazı da erkeğin babasının üzerine geçirdiğini, boşanmayı gerektirecek bir geçimsizlik bulunmadığını, eşini sevdiğini ve çocuğunun aile ortamında yetişmesini istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile " davacının hafif derecede zeka geriliği olduğu, bu sebeple SİR raporunda da belirtildiği üzere anne babasının yönlendirmesi altında olduğu, tanık beyanları, temsil kayyımının beyanları ve müşterek çocukların beyanları dikkate alındığında davacının davalıya izafe edebileceği bir kusur bulunmamaktadır. Davacının emekli olmasından sonra davacının anne babasının baskılarıyla davacının kendi ailesinden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, taşınmaz devri ve davacının emekli maaşının tarafların müşterek çocukların ve tanık beyanlarıyla desteklenmiştir. Davacının boşanmak istemesinin davalının kusurundan kaynaklandığı iddiası, soyut beyan ve yönlendirmeli bahanelerden ibaret olup davalının kusuru ispatlanamamıştır. Davalının ailenin birliği için çaba sarf ettiği ve tarafların müşterek çocuklarının da aile birliğinin devamı gerektiği, davacının anne babasının yönlendirmesinden başka hiçbir geçerli ve davalıya izafe edilebilir kusur bulunmamaktadır. Bu sebeple davanın davacının, davalının kusurunu ispatlayamaması...". gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının kusurlu olduğunu, davanın reddine ilişkin kararın yanlış olduğunu bildirerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde, davalı kadının kusurlu olduğunu ve kusurun ispatlandığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti ve delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 166 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.