Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9479 E. 2024/7905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışlardan birinin ispatlanamadığı ve bu nedenle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1248 E., 2023/1960 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/745 E., 2023/115 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı -davalı erkek vekili ve davalı -davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden yeniden hüküm tesisine, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı -davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı -davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının annesinin ve kız kardeşinin etkisinde kalarak evde sürekli huzursuzluk çıkardığını, erkek ile ilgilenmediğini, sürekli olarak annesinin evine gitmek istediğini, hiçbir sebep yokken müşterek haneyi terk edip annesinin evine gittiğini, 7 ay kaldığını, ortak çocuğun kadının annesinin evindeyken dünyaya geldiğini, kadının annesinin kadının eve dönmesi karşılığında altın ve para talep ettiğini, ortak çocuğun sağlık problemleri olduğunu, bu sebeple kadının annesinin bilezik ve 1.000,00 TL para aldığını ve sonrasında kadının ortak konuta dönmesine izin verdiğini, kadının erkekle ve ortak çocukla ilgilenmediğini, kadının erkeğin ailesini istemediğini, kadının eşyalarını, ziynet eşyalarını ve erkeğin annesinin vermiş olduğu 10.600,00 TL parayı alarak evden ayrıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 10.600,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, kadının hamile olduğu dönemde erkeğin kardeşinin fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin kadının annesini evden kovduğunu, her hafta sonu kendi ailesinin yanına gitmeye zorladığını, erkeğin kadına ve ailesine kötü davrandığını, hakaret ettiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmesini, 25.000,00 TL maddî tazminat ile 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilemesini, ziynet ve eşya alacağı olarak aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde 35.600,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ortak konutu sık sık terk ederek ailesinin yanına gittiği, ortak çocuğun da kadının ailesinin yanındaki iken dünyaya geldiği, kadının evi terk ettiği zaman dilimlerinde erkeğin barışmak isteği ile sık sık kadının ailesinin yanına gittiği, erkek tarafından kadının annesine bilezik alınması nedeni ile barışma gerçekleştiği, barışma olayından tarafların son ayrılık tarihine kadar geçen zamanda erkeğin kadına küfürlü söylemlerde bulunduğu, kadının barışma tarihinden sonra erkeğin ailesinin eve gelmesini istemediği, ailenin evinde doğan çocukta yaşanan sağlık problemlerini eşi ile zamanında ve yerinde paylaşmadığı, yaşanan son tartışma olayında kadının evi terk ettiği, belirlenen kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının tekstil ve konfeksiyon işçisi olarak çalıştığı gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet ve çeyiz eşya alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir .

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı davalı erkek vekili ve davalı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı -davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, maddi tazminat talebinin reddi, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının kısmen kabulü, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasında reddedilen kısım için erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı -davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, çocuk ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi,ziynet ve çeyiz eşya alacağı talebinin reddedilen kısmı, asıl davada erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasında kabul edilen kısım için kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının 2017 yılının kurban bayramında annesinin evine küs gittiği, 7 ay kadar annesinin evinde kaldığı, ortak çocuğun kadın annesinin evindeyken doğduğu, ortak çocuk 2 aylık iken, 2018 yılının Mart-Nisan aylarında erkeğin kadını ve çocuğu alarak müşterek eve geri götürdüğü ve tarafların barıştıkları, erkeğe yüklenen ''Kadına küfürlü söylemlerde bulunduğu'' yönündeki kusurun sabit olmadığı, dosya kapsamında bu yönde herhangi bir tanık beyanının bulunmadığı, bu nedenle kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, ancak ilk derece mahkemesince kusur verilmemiş ise de; tanıklar ... T. ve ... T.'nin beyanlarından anlaşıldığı üzere, tarafların barışmaları sonrasında erkeğin kadının annesinin müşterek eve gelmesini istemediği, kadının annesine küfür ettiği yönüyle kusurlu olduğu, kadına yüklenen ''son tartışmada evi terk ettiği, birkaç valiz eşya ile evden ayrıldığı'' yönündeki kusurun gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesince kadına ''barışma tarihinden sonra erkeğin ailesinin eve gelmesini istemediği ve ailesinin evinde doğan çocukta yaşanan sağlık problemlerini eşi ile zamanında ve yerinde paylaşmadığı'' kusurları yüklenmiş ise de, kadına yüklenen bu kusurların sabit olmadığı ve kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, erkek tanıklarının tarafların geçimsizliğine ilişkin bilgilerinin bulunmadığı, kadının ikinci kez evi terk etmesiyle bir daha fiili birlikteliğin gerçekleşmediği, kadının evlilik birliğinin devamında müşterek evi sık sık terk etmediği, birden fazla kez, erkekten kaynaklanmış olduğu ispatlanamayan nedenlerle evi terk ettiği, belirlenen kusurlu davranışlarla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, kadının annesinin müşterek eve gelmesini istemeyen, kadının annesine küfür eden erkeğin ağır kusurlu, fiili ayrılık dahil birden fazla kez evi terk eden kadının ise hafif kusurlu olduğu, erkeğin maddî tazminat talebinin tefrikine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; kusur belirlemesine ilişkin gerekçesin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının dosyadan tefrikine, kadının karşı boşanma davası ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasında yaptığı yargılama giderleri bir hesaplandığından, ilk derece mahkemesinin karşı dava yönünden hüküm fıkrasının ilgili bendinin kaldırılarak yerine kadının karşı boşanma davasında yapılan yargılama giderleri yönünden yeniden hüküm tesisine, davacı davalı erkek vekilinin kusur ve maddi tazminat talebinin reddi dışındaki tüm istinaf taleplerinin, davalı davacı kadın vekilinin ise kusur, tedbir nafakası ve maddi-manevi tazminat dışındaki tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı davalı erkek vekilinin erkeğin maddi tazminat talebinin reddine yönelik istinafının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının asıl davada ilgili bendinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, erkeğin tefrik edilen maddi tazminat talebi hakkında TMK 174 üncü maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğunun tespitine,

davalı davacı kadın vekilinin tedbir nafakasına ve maddi-manevi tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının karşı dava yönünden ilgili bendinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, ilk derece mahkemesince takdir edilen tedbir nafakaları ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydı ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 16.07.2020 tarihinden itibaren boşanma hükmü kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL olarak devamı ile erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın için 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı -davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat, manevî tazminat ve tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6100 sayılı Kanun 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı -davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece erkeğe "kadının annesine hakaret ettiği" vakıası kusur olarak yüklenilmiş ise de bu vakıa yönünden dinlenen tanıkların sözleri sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla ispatlanamayan bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları uyarınca boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda (2.) paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı -davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde davalı -davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.