Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9504 E. 2024/7688 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1097 E., 2023/2130 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/72 E., 2021/636 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 01.06.2007 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalı erkeğin evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, nereye gittiği hususunda kadına bilgi vermediği, eve gelip gittiği saatlerin belli olmadığı, geç vakitlerde eve geldiği, evde bulunduğu zamanlarda telefonla ilgilendiği, kimseyle muhattap olmadığı, son dönem eve gelmemeye başladığı, davacı ile iletişim kurmaktan kaçındığı, eşine ve çocuklarına ilgisiz davranmak suretiyle duygusal şiddet uyguladığı, belediyede çalıştığı ancak pazar, market alışverişi için kadından para istediği, kadının kardeşlerinden borç aldığı ancak geri ödemediği, sürekli borçlandığı, evin ihtiyaçlarını karşılama noktasında da ihmalkarlık gösterdiği, son dönemlerde kadının annesini evinde istememek suretiyle duygusal şiddet uyguladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, müvekkilinin fiili ayrılık sürecinde davalının babasından ve bazı arkadaşlarından davalının internetten tanıştığı yabancı bir kadınla evlilik hayatı yaşadığını öğrendiğini, davalı yanın evlilik birliğinin gerektiriği yükümlülükleri yerine getirmediğini, sürekli gereksiz harcamaları ile borçlandığını, müvekkiline sürekli hakaret ve sinkaflı şekilde hakaret ettiğini, evliliklerinin ilk gününden bu yana duygusal ve fiziki şiddet uyguladığını, davalının müşterek konutu terk ederek yabancı bir kadınla yaşamaya başladığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, davacı lehine aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine açtığı Karaman 1. Aile Mahkemesinin 2018/1178 Esas sayılı boşanma dosyasında davanın reddine karar verildiğini, bu kararın henüz kesinleşmediğini, davacının dava dilekçesinde ileri sunduğu hususların önceki davadaki hususlarla aynı olduğunu, evlilik birliğinin kurulmasından bu yana eviliğin tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, hiç bir kusurunun olmadığını, davacıya şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, çocuklarıyla ilgilenmediği, sürekli borç yaptığı hususlarının gerçek dışı olduğunu, davacının kendisine şiddet uyguladığını, davacının kendi isteği ile çalışmaya başladığını, başka kadınla birlikte yaşadığı iddiasının da tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının evlilik birliğinin yüklediği hiç bir sorumluğu yerine getirmediğini, davacının maaş kartına el koyduğunu, maaşını davacının çektiğini, kendisine maaşını vermediğini, davacının sabah kahvaltı hazırlamadığını, işten geldikten sonra da önüne yemek koymadığını, ev işlerini yapmadığını, en küçük tartışmada davacı ve annesinin kendisine hakaret ederek müşterek konuttan kovduğunu, kendisinin davacının annesi ile ilgilendiğini belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanı halinde kendisi lehine yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin genelde evde durmadığı, nereye gittiği hususunda kadına bilgi vermediği, eve gelip gittiği saatlerin belli olmadığı, gece yarısından sonra olacak şekilde geç vakitlerde geldiği, evde bulunduğu zamanlarda telefonla ilgilendiği, kimseyle muhattap olmadığı, son dönem eve gelmemeye başladığı, kadın ile iletişim kurmaktan kaçındığı, dolayısıyla ailesiyle ilgilenmediği, ailesine vakit ayırmadığı, ilgisiz davranmak suretiyle duygusal şiddet uyguladığı, belediyede çalıştığı ancak pazar, market alışverişi için kadından para istediği, kadının kardeşlerinden borç aldığı ancak geri ödemediği, sürekli borçlandığı, evin ihtiyaçlarını karşılama noktasında da ihmalkarlık gösterdiği, son dönemlerde kadının annesini evinde istememek suretiyle duygusal şiddet uyguladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla evlilikdışı birliktelik yaşadığı ve bu birliktelikten bir çocuğunun olduğu, böylece cinsel sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... lehine aylık 300,00 TL tedbir - aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... lehine aylık 250,00 TL tedbir - aylık 350,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 14.000,00 TL maddî, 14.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası miktarları ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, ortak çocuklar ile davacı kadın lehine hükmedilen tedbir-iştirak-yoksulluk nafakalarının günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olmadığı ve az olduğu gerekçesiyle, davacı kadın vekilinin tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; ilgili hükümlerin kaldırılarak davacı kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuklar ... (300,00 TL) ve ... (250,00 TL) lehine hükmedilen tedbir nafakalarının ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına; kusurlu olmadığı tespit edilen, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumu, kadının yaşı ve yeniden evlenme şansı, evlilik birliğinin süresi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olmadığı ve az olduğu gerekçesiyle, davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile; ilgili hükümlerin kaldırılarak 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın, kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; maddî - manevî tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, nafakalar ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.