Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9502 E. 2024/6322 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve erkeğin manevi tazminat talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespit edilmesi, bu durumun erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması ve mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talebinin reddinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/922 E., 2023/1931 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İzmir 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/246 E., 2019/889 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, evlerine gelip giden herkesin arkasından hakaret ettiğini, sözlü şiddetin zamanla fiziki şiddete dönüştüğünü, erkeğe ve yakınlarına sinkaflı küfür ettiğini, erkeğe saldırarak fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin bu nedenle 3 gün işe gidemediğini, erkeğin cep telefonunda bulunan tüm kadınlarla ve iş yerinde çalışan kadınlarla kendisini aldattığı yönünde ithamlarda bulunduğunu, mesai saatlerinde erkeği arayarak küfür ettiğini, erkeğin ailesi ile görüşmesine müdahale ettiğini, şikayet etmekle ve rezil etmekle tehdit ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde;iddiaların asılsız olduğunu, evlilik sonrasında erkeğin ailesinin yatılı olarak tarafların evinde kaldığını, erkeğin annesinin evliliğe müdahale ettiğini, erkeğin annesinin sözünden çıkmadığını, kadına hakaretler ve küfürler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik boyunca alkol aldığını, alkolün etkesi ile kadına fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, 2018 yılı Şubat ayından itibaren eve düzgünce gelmediğini, geldiğinde de alkollü olduğunu, evlilik süresince 7 ay işsiz kaldığını, yeni bir işe girme çabası göstermediğini, 19.03.2018 tarihinde eşyalarını alarak evi terk ettiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşinin iş yerini sürekli telefonla arayarak '' neredesin, neden gelmiyorsun '' diyerek rahatsız ettiği, erkeğin iş yerinde kısa bir dönem gözünün mor olması nedeniyle güneş gözlüğü ile dolaştığı, tarafların evin içinde sık sık tartıştıkları, apartman içinde seslerinin net bir şekilde duyuldu, bu durumun yöneticiye dahi bildirildiği, her iki tarafında tartışma sırasında birbirlerine '' aptal, salak '' gibi sözlerle hakaret ettiği, erkeğin sürekli bir işinin bulunmadığı, işten ayrıldıktan sonra yaklaşık 6-7 ay çalışmadığı, bu süre içinde kadın ve ailesinin evin geçimini sağladığı, kadının erkeğin ailesi eve geldiğinde surat asıp, odadan çıkmadığı, sürekli olarak eşini kontrol ettiği, balkona çıktığında dahi '' neden balkona çıktın, başka amaçla mı çıktın'' diyerek kontrol ettiği, kadının eşine başkalarının yanında '' pısırık, sen de başkaları gibi düzgün bir işte çalışsaydın da düzgün bir araba alsaydın '' dediği, her iki tarafın da tartışma sırasında birbirlerini darp ettikleri, gerçekleşen kusur durumuna göre tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur tespitinin hatalı yapıldığını, kadının tam kusurlu olduğunu, eşit kusur tespiti ile her iki davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın lehe olacak şekilde bozulması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, yoksulluk nafakası ile tazminatların reddinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarından bahisle karşılıklı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat talebinin, kadının tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

3.Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere kadın ağır kusurludur. Boşanmakla erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı anlaşılmaktadır. Kadının gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkra koşulları oluşmuştur. O halde erkek yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen manevî tazminatı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen manevî tazminatı yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Ferhat'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Gülay'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.