"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2160 E., 2023/2210 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/141 E., 2023/583 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiğini ve 2016 yılında açılan boşanma davasının kabulü ile boşandıklarını, taraflar arasında yasal mal rejiminin geçerli olduğunu, davacı erkeğin, evlenme tarihinden önce arkadaşlarından 2010 yılında 15.000 Euro, 10.000 Euro ve 10.000 Euro olmak üzere toplamda 35.000 Euro borç para alarak dava konusu taşınmazı satın aldığını, ancak taşınmazın davalı kadın adına tescil edildiğini, arkadaşlarından aldığı bu borcu ödeyebilmek için kendisine ait olan ve evlenmeden önce aldığı iki evini sattığını, dava konusu taşınmazın davacı erkeğin kişisel malı olduğunu, davalı kadının hiçbir katkısının olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı erkek adına tescilini, aksi kanaatte olunması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 16.06.2023 tarihli dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı erkek adına tescilini, aksi kanaatte olunması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.288.157,48 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadına, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı kadın tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 05.07.2010 tarihinde evlendikleri, Karaman 1. Aile Mahkemesinin 17.07.2020 tarih, 2016/1356 Esas, 2020/192 Karar sayılı ve 17.11.2020 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıkları, her ne kadar dava dilekçesinde öncelikle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline yönünden talepte bulunulmuşsa da mal rejimi davalarında ayın istenemeyeceği, bu nedenle tapu iptal tescil talebinin yerinde olmadığı tarafların evlilik tarihi olan 05.07.2010 tarihinden boşanma dava tarihi olan 30.12.2016 tarihine kadarki dönemde edinilmiş mallara katılma rejimi hükümlerinin uygulanacağı, davaya konu taşınmazın evlilik birliği içerisinde 06.07.2010 tarihinde edinilmesi sebebiyle görünüş itibariyle edinilmiş mal niteliğinde olduğu, ancak evlilik tarihinden 1 gün sonra edinilmiş olması göz önüne alındığında edinilmiş mal olarak kabulünün hayatın olağan akışına uygun düşmediği, hal böyle olunca davacının bu taşınmazın parasını ödemek için ... isimli kişiden 15.000 Euro, ... isimli kişiden 10.000 Euro, ... isimli kişiden 10.000 Euro borç aldığı, üzerine kendisine ait 15.000,00 TL parayı da eklemek suretiyle taşınmazın bedelini ödediği ve sonrasında aldığı bu borçları geri ödemek için evlenmeden önce kendisine ait iki evi 90.000,00 TL'ye sattığını ispat etmesi gerektiği, her ne kadar dinlenen davacı tanıkları, davacının iddialarını destekler yönde olsa da mal rejiminin tasfiyesi davasında taraf iddialarının somut belgelerle değerlendirilmesi gerektiği, tanıkların iddialar konusunda beyanda bulunmalarının kabul edilebilir olmayacağı, zira bu tür beyanların her zaman verilmesinin mümkün olduğu, kaldı ki bir kısım davacı tanıklarının davacının davaya konu taşınmazı satın alabilmek için kendisine ait iki evi sattığından söz etmesi, davacının ise kendisine ait iki evi ..., ... ve ...' den aldığını beyan ettiği borçları ödemek için sattığı iddiasında bulunduğu nazara alındığında davacının iddiası ile tanık beyanları arasında çelişki olduğu, ayrıca davacının evlenmeden önce kendisine ait iki taşınmaz yönünden somut bir beyanda bulunmadığı, bu evlere dair somut beyanda bulunması için süre verilmesi üzerine bildirilen taşınmaza ait tapu kayıtları incelendiğinde Karaman İli Merkez ... Mahallesi 2534 Ada 7 parsel 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazların malik ... tarafından ... isimli kişiye 08.03.2011 tarihinde satış suretiyle devredildiği, bu iki evin malik bilgilerinde davacının hiçbir zaman yer almadığı, tanık beyanlarında davacının resmi olarak tapu kaydını üzerine alamadığı belirtilmişse de davacı tarafın bu durumu bilmemesine imkan olmadığı, buna rağmen bu durumdan dava dilekçesinde hiç söz etmediği, davacının ileri sürmediği bir durumun tanık beyanlarında geçse dahi dikkate alınamayacağı, bu yönüyle de davacının iddiasının güvenilirliğinin sarsıldığı, gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın her iki talep yönünden de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesindeki iddiaların tekrarla dava konusu taşınmazın davacı erkeğin kişisel malı olduğu, taşınmazın alımında davalı kadının herhangi bir katkısının olmadığı, öncelikle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı erkek adına tescilini, aksi kanaatte olunması durumunda ise katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği belirterek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 05.07.2010 tarihinde evlendikleri, 30.12.2016 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, dava konusu Karaman İli Merkez 2716 ada 9 parselde bulunan 2 numaralı bağımsız bölümün taraflar evlendikten 1 gün sonra 06.07.2010 tarihinde davalı adına edinildiği, davacının işbu taşınmaz alınırken arkadaşlarından borç aldığı ve bu borçları da ödemek için evlenmeden önce sahip olduğu 2 adet taşınmazı sattığını iddia ettiği, ancak davacının evlenmeden önce aldığı ve daha sonra dava konusu ev için sattığını söylediği 2 adet evin davacı üzerine kayıtlı olmaması, davacının bu durumu dava dilekçesinde açıklamaması nedeni ile dava konusu taşınmaz alınırken davacının kişisel malı ile katkı yaptığı iddiasının ispatlanamadığı, hal böyle olunca ev için alındığı iddia edilen borçların edinilmiş maldan karşılandığının kabul edilmesinin gerektiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından taşınmazın taraflar evlendikten bir gün sonra alındığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de, aksi ispatlanıncaya kadar bir eşin tüm mallarının edinilmiş mal sayılacağı, taraflar evlendikten sonra edinilen malın, evlendikten çok kısa bir süre sonra edinilmiş olmasının tek başına taşınmazın edinilmiş mal olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı, bir malın kişisel malı olduğunu iddia eden tarafın bu iddiasını ispat etmek zorunda olacağı, davacının tanık beyanlarıyla bu iddiasını ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanılmadığı ve edinilmiş mal niteliğindeki taşınmaz yönünden davacı yararına tasfiye alacağına hükmedilmesi gerekirken davanın reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının tapu iptal tescil talebinin reddine, davacının katılma alacağının kısmen kabulü ile, 644.078,74 TL'nin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 14.07.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarla, dava konusu taşınmazın alınması için borç para alındığı, kadının katkısının olmadığı, erkeğin kişisel malı olduğu, öncelikle tapu iptal tescil talebinin kabulü, aksi kanaatte olunması durumunda ise katılma alacağının talep gibi karar verilmesi gerektiği belirtilerek; reddedilen kısımlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların somut delillerle ispatlanamadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kişisel mal savunması, ispatı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davalarında ayın talep edilip edilemeyeceği, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 716 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.