Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9550 E. 2024/3046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan katılma alacağı davasında, davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz üzerindeki katılma payına konu malvarlığı değerinin tespiti ve davacının değer artış payı alacağı talebinde bulunmaması sebebiyle usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde taşınmazın arsasının yarısına ortak olduğu ve üzerindeki binanın zemin katındaki dairesinin edinilmiş mal olduğu, davacının ise taşınmazın güncel değeri ve davalının hissesine düşen inşaat maliyet bedeli konusunda itirazda bulunmaması nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2244 E., 2023/2227 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli(Konya) 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/495 E., 2023/288 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, dava konusu taşınmazın arsasının 2015 yılında davalı erkek ve ağabeyi tarafından satın alındığını, arsanın davalı erkeğin ağabeyi olan dava dışı ... adına tescil edildiğini, davalı erkek ve ağabeyinin bu arsa üzerine iki katlı bina yapmaya karar verdiğini, birinci katın davalı erkeğe, ikinci katın ise davalı erkeğin ağabeyine ait olacağının kararlaştırıldığını, dairelerin yapım işi ile ilgili 160.000,00 TL bedel üzerinden bir firma ile anlaşıldığını, dairelerin inşaatının tamamlanıp taraflara teslim edildiğini, davalı erkeğe ait olan dairenin yapımı için davacı kadın tarafından 40.000,00 TL'lik ziynet eşyasının verildiğini, tarafların 2017 yılında açılan dava ile boşandıklarını, kadının dava konusu taşınmazın 1/2'si üzerinde katılma alacağı hakkına sahip olduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davalı erkek tarafından arsa bedeli olarak evlendikten sonra ağabeyine 28.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafça sunulan sözleşme metninden anlaşılacağı üzere dairelerin yapımı için 2015 yılında sözleşme yapıldığını, kadının arsanın alımına ve dairenin yapımı üzerinde alacak hakkının olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 29.05.2022 tarihli dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile 276.785,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap, ikinci cevap dilekçelerinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili mahkemenin, Aksaray Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı erkeğin ağabeyi tarafından satın alındığını ve erkeğin herhangi bir katkısının olmadığını, taşınmaz üzerine davalı erkeğin ağabeyi tarafından bina yapıldığını, 2010 yılında ruhsat alındığını, tarafların ise 2014 yılında evlendiğini, bina üzerinde de davalı erkeğin bir katkısının olmadığını, dava dilekçesinde iddia edilen taşınmazın yapımı ile ilgili firma ile anlaşıldığı hususu ise binanın tadilatının yapılması amacıyla anlaşmanın yapıldığını, bu işlerin parasının da davalı erkek tarafından verilmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 29.12.2014 tarihinde evlendikleri Ereğli (Konya) Aile Mahkemesinin 217/158 Esas, 2019/105 Karar sayılı ilamı boşandıkları, kararın 02.05.2019 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın davalının kardeşi ... tarafından tarafların evlilik birliği öncesinde satın alındığı, dava konusu arsanın ve yapının davalı tarafından edinilmediği, davacının dinlenen tanık beyanları arasında çelişki olduğu, ayrıca davacının iddiasını ispatlar nitelikte başkaca delil ve belge sunmadığı gerekçesiyle davacının katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiği, kadının alacak hakkının olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 29.12.2014 tarihinde evlendikleri, 27.03.2017 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, dava konusu taşınmazın arsa olarak 02.01.2009 tarihinde dava dışı ... adına edinildiği, dosya kapsamı ile davalı ...'in taşınmazı aldıktan sonra su basmanını yaptığı, 04.05.2015 tarihinde bir inşaat firması ile 125.000,00 TL'ye anlaşarak binanın yapımına devam edildiği, yapı kullanma izin belgesinin de 23.12.2015 tarihinde verildiği, her ne kadar dava konusu taşınmaz olan arsasının taraflar evlenmeden önce davalının kardeşi tarafından alındığı görülmüş ise de davacının, evlendikten sonra arsa bedelinin yarısının davalının abisine verildiği, bu şekilde arsaya ortak olunduğu, bina yapılırken de davalıya düşecek zemin kattaki dairenin yapımı için 40.000,00 TL altın ile katkı yaptığını iddia ettiği, bu iddianın ispat külfetinin davacıda olduğu, tanık beyanları ile taraflar evlendikten sonra arsanın bedelinin yarısı olan 28.000,00 TL'nin ...'e verildiği, bina yapılırken de davacının 40.000,00 TL tutarındaki altınları ile katkı yaptığının kesinleşen boşanma ilamı ile sabit olduğu, ancak davacı tarafça binanın yapımında verilen 40.000,00 TL altın için bilirkişi tarafından hesaplanan değer artış payı alacağının davacı tarafça talep belirlemeye konu edilmemesi sebebi ile bu durumun davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu, buna göre, her ne kadar dava konusu arsa taraflar evlenmeden önce davalının kardeşi tarafından alınmış ise de taraflar evlendikten sonra arsa bedelinin yarısı davalının kardeşine ödenerek davalının arsanın yarısına ortak olduğu ve üzerinde bulunan zemin + birinci kat şeklinde yapılan binanın zemin katında bulunan 119 metre kare büyüklüğündeki dairenin de davalı ile kardeşi arasındaki anlaşma ile davalıya isabet ettiği, dolayısıyla evlilik birliği içinde edinilen arsanın yarı hissesi ile zemin kattaki dairenin edinilmiş mal olduğunun kabul edilmeyerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamı ile taşınmazın değeri için alınan bilirkişi raporları incelendiğinde, arsanın üzerinde bulunan binanın zemin + birinci kat olarak toplam 241 metre kare olduğu, bilirkişi tarafından da binanın toplam değerinin hesap edildiği ve bu miktarın da hesap bilirkişisi tarafından hükme esas alındığı görülmüş ise de, taraflara ait olan zemin kattaki dairenin 119 metre kare olduğu, yine zemin kattaki dairenin maliyeti bilirkişi tarafından 70.000,00 TL olarak esas alınmış olup, davalı tarafça dosyaya sunulan sözleşmeye göre binanın tamamı için toplamda 125.000,00 TL'ye anlaşıldığı, davalının hissesine düşen inşaat maliyet bedelinin 62.500,00 TL olduğu, değer artış payı alacağının hesabında davalının hissesine düşen inşaat maliyet bedelinin 62.500,00 TL olarak esas alınması davacı lehine ise de bilirkişi tarafından bu miktarın 70.000,00 TL olarak hesaplamaya esas alındığı, ancak davacının buna itirazının olmaması sebebi ile bu hususun davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu, buna göre, davalının, arsanın yarısına ve üzerinde bulunan binanın zemin katında bulunan 119 metre kare daireye malik olması sebebi ile 08.02.2023 tarihli rapordaki birim fiyatları esas alınarak yapılan hesaplamada davacının arsa nedeni ile katılma alacağının taleple bağlı kalınarak 175.000,00 TL olduğu, zemin kattaki daire nedeni ile katılma alacağının 100.643,40 TL olduğu gerekçesiyle zemin kattaki daire için bilirkişi tarafından hesaplanan değer artış payı alacağının davacı tarafça talep belirlemeye konu edilmemiş olması da gözetilerek davacının istinafının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmaz yönünden toplam 275.643,40 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 15.06.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, değer artış payı alacağının ayrı bir kalem olduğu ve bağımsız bir dava ile talep edilebileceği, işbu davanın katılma alacağı olduğu ve karar gerekçesinde usuli kazanılmış hak yönünden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, hakîmin taleple bağlı kalması gerektiği, değer artış payı talep etme haklarının işbu karar ile ortadan kaldırıldığı, taşınmazın güncel değer tespitinin hatalı olduğu, düşük tespit edildiği, eksik inceleme bulunduğu belirtilerek; reddedilen kısım yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, boşanma dosyasında dinlenen tanık beyanlarının bu dava dosyasında çelişkili olduğu ve hükme esas alınamayacağı, gelen resmi belgelerden de anlaşılacağı üzere arsanın davalı erkek tarafından yapılmadığı, yine üzerindeki binanın yapımında da davlı erkeğin maddî bir katkısının olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, güncel değer, eksik inceleme, usuli kazanılmış hak, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı madde, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 inci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.