Logo

2. Hukuk Dairesi2023/955 E. 2023/3963 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise hangi tarafın daha kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının evlilik birliğini temelden sarsan ağır kusurlu davranışlarının dosya kapsamından ve tanık beyanlarından sabit olması, davacı erkeğin tazminat taleplerinde haklılığı ve hükmedilen tazminat miktarının hakkaniyete uygunluğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1642 E., 2022/1561 K.

DAVA TARİHİ : 09.11.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/525 E., 2021/733 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların son bir yıldır ayrı yaşadıklarını, evlendikten kısa bir süre sonra davalı kadının ailesinin tesiri altında kalarak Almanya'daki ailesinin yanına taşınmak için erkeğe baskı yaptığını, ikna edemeyince Türkiye'ye birkaç aylığına tatile gelen ailesinin yanına gidip uzun süre orada kalmaya başladığını, davacı erkeğin eşini almak için kadının ailesinin yanına gittiğinde kadının abisinin erkeği odaya sıkıştırılıp darp ederek "Almanya'ya gelmiyorsan kardeşimden uzak duracaksın" diyerek tehdit ettiğini, yine abisi tarafından gönderilen mesajlarda "maymun elli, eşek kadar damarların çıktı, dişlerin sarı, boyun kısa, cücesin, seni abim vurdu, dayağı hak ettin, ben olsam seni vururdum öldürürdüm, seni vuracağım öldüreceğim, köpeksin, eşeksin, orospusun " gibi mesajlar gönderdiğini, davalı kadının da bu mesajlara sessiz kalıp başka bir erkeği sevdiğine dair fotoğraflar paylaştığını, davacı erkeğin araya birilerini koyarak kadın ile görüşmeye çalıştığını ancak davalı kadının ailesinin kararlarına uymayı tercih ettiğini, davalı kadının 2017 yılı Kasım ayında davacı erkeğe hiç haber vermeden Almanya'da yaşayan ailesinin yanına gidip oraya yerleştiğini, erkeğin depresyona girerek çalışamaz olduğunu ve kredi borcunu ödeyemez olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine 35.000,00TL manevî tazminata ve evlilik masrafları için esnaf kredisi çeken davacı erkeğin geçirdiği rahatsızlıktan ötürü ile krediyi ödeyemeyecek duruma gelmesi nedeniyle 35.000,00TL maddî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacının yarattığı sorunlar dışında evliliğin temelinden sarsılmasına yol açacak bir sorun bulunmadığını, mevcut sorunları gidermek için de davalı kadının gayret gösterdiğini, boşanmak istemediğini, tarafların evlendikten sonra Almanya'da yaşayacakları konusunda anlaşarak evlendiklerini ancak davacının ani bir karar ile Almanya'ya gitmekten vazgeçtiğini, evlilik sonrası kadının ailesinin yanına gittiklerinde kadını evden dışarı çıkarmaya ve zorla götürmeye çalıştığını, kadının annesi ve abisinin araya girmesi ile annesini iterek yere düşürdüğünü, bunun üzerine kadının Almanya'ya gitmekten vazgeçerek müşterek konuta döndüğünü, 02.12.2017 tarihine kadar müşterek konutta eşi ile birlikte kaldığını, bu tarihte ise Almanya'ya gittiğini, davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığını, konutun ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, "bu evde ben ne dersem onu yapacaksın" dediğini, meyve bıçağı ile kadının üzerine yürüdüğünü, balkondan atmakla tehdit ettiğini, bu süreçte bir süre sonra düzeleceği düşüncesi ile erkeğin bu tavrına katlandığını, onu mutlu etmeye çalıştığını, 30.08.2017 tarihinde bayram ziyaretine gelmelerini istemek için kadının babası erkeği aradığında davacının ailesi "biz getirmeyiz, çok istiyorsanız siz gelin alın" dediğini, bunun üzerine kadının abisi annesine ziyarete götürmek için kadını almaya geldiğinde davacı erkeğin kadını köydeki eve götürdüğünü ve davacının ailesinin de kadının abisini darp ettiğini, abisine ilişkin darp raporunu dosyaya sunduklarını, bu olayın ardından 31.08.2017 tarihinde kadının babası kadını eve getirdiğini, aracılar araya sokarak yapılan görüşme sonucu kadının müşterek konuta tekrar döndüğünü, daha sonra tarafların tekrar Almanya'da yaşama konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu nedenle gerekli işlemleri yapabilmek için kadının 07.12.2017 tarihinde Almanya'ya gittiğini, hatta davacı erkeğin kadını bizzat havaalanında uğurladığını, kadının müşterek konutu terk etmediğini, erkeğin kadın Almanya'dayken işlemleri uzattığı ve kendini de yanına aldırmadığı yönünde sorun çıkarmaya başladığını, kadının evrak işlemlerinin uzun sürdüğünü belirtmesine rağmen erkeğin ikna olmadığını, sürekli telefonda kavga çıkararak kadına ve ailesine ağır küfürler ettiğini, en sonunda Almanya'da yaşamaktan vazgeçtiğini belirttiğini, davacı erkeğin yeniden Almanya'da yaşamaktan vazgeçmesi üzerine kadının Türkiye'ye geri döndüğünü ancak davacı erkeğin kadının müşterek konuta girmesine izin vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, Mahkemenin boşanmaya karar vermesi halinde ise lehine aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakaları ile yasal faizleri ile birlikte 50.000,00TL maddî tazminata ve 50.000,00TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2021 tarih ve 2018/615 esas ve 2021/40 karar sayılı kararı ile tarafların 13.09.2005 tarihinden beri evli oldukları ve iki çocuklarının bulunduğu, davacı erkeğin dinlenen tanıkları ve sunduğu yazılı belgelerden davalı kadının erkeğin görüntüsü ile alay ederek duygusal şiddet uyguladığının, davacı erkeğin kadının ailesi tarafından darp edildiğinin, davalı kadının müşterek konut, eş ve çocukları ile ilgilenmediğinin dosya kapsamı ve tanık beyanları ile sabit olduğu, kadının daha fazla kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kanaatine varılarak tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, davacı erkeğin daha az kusurlu olduğu ve davalı kadının kusurlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu değerlendirilerek davacı erkek lehine 10.000,00TL manevî tazminata, yine kadının daha fazla kusurlu olduğu ve davacı erkeğin evlilik birliğinden beklediği menfaatlerinin zedelenmesi nedeniyle davacı erkek lehine 10.000,00TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ile davalı kadının kusurlu ve davacı erkeğin ise kusursuz olduğu tespitlerinin hatalı olduğu, kadının tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına bıçak çektiğini kabul ettiğinin ve taraflar arasında çıkan tartışmada kadının yere düşüp bacağını morarttığının anlaşıldığı, ailesi ile görüşmesine izin vermediği, erkek kardeşini darp ettiğini, kadının Almanya'ya yerleşmek için başvuruda bulunduğuna ilişkin evrakların Türkçe çevirilerinin yaptırılmadığı, küfür ve hakaret ettiği, Mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme yaptığı, tarafların iki çocuğu bulunmamasına rağmen kararın gerekçesinde bu şeklide yazıldığı, davacı erkek lehine hükmedilen tazminatların yasal şartlarının oluşmadığı, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının nafaka ve tazminat talepleri hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadığı, davanın reddi gerektiği belirtilerek eksik ve hatalı inceleme, davanın kabulü, hükmedilen tazminatlar ve talep edilen nafaka ve tazminatlar yönünden hüküm kurulmaması yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.09.2021 tarih ve 2021/787 Esas ve 2021/767 Karar sayılı kararı ile; davacı erkeğin maddî tazminat talebinin boşanmanın fer'îsi niteliğinde maddî tazminat olup olmadığı hakkında İlk Derece Mahkemesince davacı erkekten sorulmak suretiyle açıklama yaptırılarak talebin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmaması halinde nispi harca tabi olduğu gözetilmeden 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre maddî tazminata hükmedilmesinin doğru görülmediği, ayrıca İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde geçen tarafların evlilik tarihinin ve çocuk sahibi olup olmadıklarına yönelik tespitin hatalı olduğu, tarafların delillerinin ayrı ayrı değerlendirilmediği, hangi tanığın beyanına itibar edilip hangisinin beyanına itibar edilmediğinin gerekçeden anlaşılamadığı, davalı kadının ağır kusurlu olduğu belirtilmesine karşın davacı erkeğe izafe edilen kusurların ne olduğunun belirtilmediği, sayılan nedenler ile kararın gerekçesiz olduğu, bunlara ilaveten davalı kadının tazminat ve nafaka talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülerek belirtilen hususlar araştırılıp değerlendirilmek ve tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kaldırma gerekçesine göre davalı tarafın sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarından, taraflar arasında geçen konuşmalara ilişkin alınan CD çözüm raporundan ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davalı kadının davacı erkeğin görüntüsü ile alay etme, evi uzun süre terk etme ve başka birini sevdiğini söyleme fiillerini gerçekleştirdiğinin, davalı erkeğin ise davacı kadının ailesine küfür ettiğinin sabit olduğu, bununla birlikte davalı kadının ailesi ile görüşmesinde kısıtlama yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı, davacı erkeğin ise davalı kadının ailesi tarafından darp edildiği iddiasının ise dava açıldıktan sonra gerçekleştiğinin anlaşıldığı, bu nedenlerle bu iki fiilin taraflara kusur olarak yüklenmediği, açıklanan sebeplerle davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasında daha fazla kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kanaatine varılarak tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı kadının kusurlu davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunun tespiti ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00TL manevî tazminata, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı gereğince davacı erkeğe açıklama yaptırılmak sureti ile boşanmanın fer'îsi niteliğinde olduğu anlaşılan maddî tazminat talebi yönünden ise davacı erkeğin az kusurlu olduğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00TL maddî tazminata, davalı kadının ağır kusurlu olması nedeni ile maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde ; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ile davalı kadının ağır ve davacı erkeğin ise az kusurlu olduğu tespitlerinin hatalı olduğu, kadının tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına bıçak çektiğini kabul ettiğinin ve taraflar arasında çıkan tartışmada kadının yere düşüp bacağını morarttığının anlaşıldığı, kadının ailesini ziyaret etmesine izin vermediği, kadının erkek kardeşini darp ettiğini, kadının Almanya'ya yerleşmek için başvuruda bulunduğuna ilişkin evrakların Türkçe çevirilerinin yaptırılmadığı, küfür ve hakaret ettiği, Mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme yaptığı, erkek tarafından sunulan CD içindeki konuşmaların davalı kadın tarafından yapıldığının net olmadığı, davacı erkek lehine hükmedilen tazminatların yasal şartlarının oluşmadığı, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, davanın reddi gerektiği belirtilerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ile reddedilen kendi nafaka ve tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının dinlenen yeminli tanık anlatımı ve dosyaya sunulan diğer belgelerden sabit olduğu, bu şekilde evlilik birliğinin Mahkemece kabul edilen kadının ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, hükme esas alınan yazışma içeriklerinin kadından sadır olmadığına ilişkin, ilk derece yargılamasında ileri sürülmeyen hususun istinaf aşamasında dinlenmesinin mümkün olmadığı, buna ilişkin bilirkişi raporunun kadının vekiline de tebliğ edildiği, boşanma kararı verilmiş olmasında ve bu şekilde erkeğin fer'î taleplerinin de kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, herkesin kusurlu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerektiği, hükmedilen tazminatların da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosya kapsamı ve hakkaniyet ölçüsünde olduğu, kadının işsiz olmasının dahi onu nafaka ve tazminat yükümlülüğünden kurtarmadığı, İlk Derece Mahkemesinin hükmettiği hususlara ilişkin gerekçesini açıkça karara derc ettiği, kararın her iki tarafın iddiası yönünden dairemizin kaldırma kararına uygun şekilde yeterli gerekçeyi de içerdiği gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığı, kadının ağır erkeğin az kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının tanıklarının beyanlarından erkeğin kadına bıçak çektiğini kabul ettiğinin ve taraflar arasında çıkan tartışmada kadının yere düşüp bacağını morarttığının anlaşıldığı, ailesi ile görüşmesine izin vermediği, erkek kardeşini darp ettiğini, erkek tarafından sunulan CD içindeki konuşmaların davalı kadın tarafından yapıldığının net olmadığı, kadının Almanya'ya yerleşmek için başvuruda bulunduğuna ilişkin evrakların Türkçe çevirilerinin yaptırılmadığı, küfür ve hakaret ettiği, Mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme yaptığı, davacı erkek lehine hükmedilen tazminatların yasal şartlarının oluşmadığı, kadının kusurunun bulunmadığı, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, davanın reddi gerektiği belirtilerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ile reddedilen kendi nafaka ve tazminat talepleri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık,açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile erkek yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 190 ıncı, 194 üncü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.