Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9563 E. 2024/6188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, nafaka miktarları ve manevi tazminat talebinin reddine rağmen vekalet ücreti takdiri uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/222 E., 2023/1430 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/1030 E., 2020/646 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin kadına küfür ve hakaret ettiğini, kadını sevmediğini söylediğini, kadının göğsünde kitle tespit edilince kadının ailesinin yanına gittiğini iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinden özetle; kadının sebepsiz yere evi terk ettiğini, kadın eve dönsün diye ihtarname gönderdiğini, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kadının erkeğe küfür ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, yine de erkeğin yuvasını dağıtmak istemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, kadının ise Kamil ile görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın ve çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, beklenen ve mevcut menfaatleri zedelendiğinden kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, kişilik hakları ihlal edilmediğinden manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilmesi, manevî tazminat talebi reddedilmesine rağmen lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından ....Noterliği'nde düzenlenen 17759 yevmiye numaralı ve 19.12.2016 tarihli "EVE DÖN" ihtarı gönderildiğinin belirtilmesi ve kadının da bu eve dön ihtarının varlığının kabulü karşısında erkeğin eve dön ihtarının kadına gönderildiği tarihe kadarki maddî vakıaları erkeğin affettiği veya hoşgörüyle karşıladığının kabulü gerektiği gibi ihtarname tarihinden sonra da kadına yüklenebilecek her hangi bir kusur da ispatlanamadığı, bu haliyle erkek tam kusurlu ise de; kadın tarafından mahkemece atfedilen az kusur nedeniyle istinaf kanun yoluna müracaat edilmediğinden kadın yönünden kusur tespitinin kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkeğin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilmesi, manevî tazminat talebi reddedilmesine rağmen lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı, mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, reddedilen manevî tazminat yönünden erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci, 4 üncü ve 6 ıncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci ve 328 inci maddeleri, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.