"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1263 E., 2023/1302 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/505 E., 2021/448 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bipolar bozukluk rahatsızlığı olduğunu, müvekkilinin evlendikten kısa bir süre sonra öğrendiğini, bu durumun müvekkilinden gizlendiğini müvekkiline ve çocuklara zaman zaman şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkiline "orospu çocuğu, sen kadın mısın?" diye küfür ve hakaret ettiğini, başka kadınları göstererek aşağılayıcı kıyaslar yaptığını, müvekkiline ve çocuklara sürekli belalar okuduğunu, evin hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, gerek müvekkilinin, gerekse aile bireylerinin dini değerlerine hakaret ettiğini, ibadetlerini yerine getirmeye çalıştıklarında alay ettiğini, kutsal saydıkları değerlere küfür ve hakaret ettiğini, müvekkiline "kendine dindar bir koca bul, git " diyerek defalarca istemediğini söylediğini, evden kovduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin işsiz kalması ve kamu kurumundan atılması sebebi ile müvekkilini aşağıladığını, özellikle son 2 senedir ayrı odalarda, ayrı yaşamaya devam ettiklerini, çocukları da babalarına karşı tavır almaya sevk ederek onları da yanına alıp evi terk ettiğini, iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminat ve 80.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; davacı kadına ve çocuklara şiddet uyguladığı, erkeğin eve bakmadığı, "orospu çocuğu, git başka birisini bul, benim önümden çekil, ben başka birisini bulacağım" gibi sözler söylediği, kadının dini duyguları ile alay ettiği, baş örtüsüne laf söylediği, Kuran'a, peygambere küfür ettiği, en son davalı-davacının babasının, kadını evden kovduğu, orada bulunmasına rağmen davalı-davacı kocanın buna ses çıkartmadığı, buna karşılık kadının da; kadının kendi beyanına göre tanıdığı ve kadının çalıştığı iş yerine saç ektirmek için gelen bir erkek müşteri ile; davalı-davacı vekili tarafından dökümü yaptırılarak dosyaya sunulan Turkcell ve Türk Telekom cd dökümlerine göre sadakatsizlik boyutunda yabancı bir erkekle çok sayıda görüşme yaptığı ve mesajlaştığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise az kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun yargılama sürecinde annesi yanında yaşaması ve hakim huzurundaki beyanları dikkate alındığında çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 800,00TL iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklardan Esra'nın yargılama aşamasında reşit olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hususunda düzenleme yapılmasına yer olmadığına, ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 30.000,00 TL'lik maddî tazminat talebi ile ilgili usulüne uygun harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın kabulü ile reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve reddedilen tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kabul ve reddedilen manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.