Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9573 E. 2024/7216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi-manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz bulunması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/972 E., 2023/1254 K.

KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/478 E., 2022/1156 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen dava cevap dilekçelerinde özetle; Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi'nin 2012/454 Esas sayılı dosyasına kayden açtığı davanın 18.09.2013 tarihinde ispatlanamadığından reddine karar verildiğini, iş bu kararın 22.11.2013 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten sonra da kadın ile birlikte yaşamadıklarını, erkeğin annesi ile ilgilenmesi gerektiği kadar ilgilendiğini iddia ederek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın birleşen dava ve birleşen dava cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin annesinin evliliğe müdahil olduğunu, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını tehdit ettiğini ve küfür ettiğini, kadına hakaret ettiğini ve evi terk ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, kadın yararına 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesinin 20.03.2018 tarihli ve 2016/1026 Esas, 2018/201 Karar sayılı kararı ile, "Dava ve Birleşen dava konusunda mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, Yetkili Mahkemenin Büyükçekmece Aile Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE' karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Büyükçekmece 5. Aile Mahkemesi'nin yukarıda sayısı belirtilen dosyası üzerine yargılamaya devam edilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi 2012/454 Esas 2013/828 sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının ispat edilemediğinden reddine karar verildiği, 18.09.2013 tarihli kararın 22.11.2013 tarihinde kesinleştiği, önceki kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıllık süre geçtikten sonra davanın açıldığı ve taraflar arasında ortak hayatın kurulamadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin ortak konutu terk edip gittiği, kadının erkeğin terkinden sonra ortak konutta çocuğu ile beraber yalnız kaldığı, bu süre zarfında erkeğin boşanma davası açtığı ve evin geçimine yeterince katkı sağlamadığı bu haliyle kadına duygusal şiddet uyguladığının anlaşılmasına göre birleşen davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk ve kadın yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiğinden kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine, ziynet alacağının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarları, kusur değerlendirmesi ile manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kabul ettiği kusurların sabit olduğunu ancak fiili ayrılık döneminde taraflar arasında yaşanan olay nedeniyle erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ispatlandığı gerekçesiyle kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf talebinin kabulü ile hükmün bu yönlerden kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltimesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; maddî ve manevî tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci ve 328 inci maddeleri ile 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Metehan yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.