"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2696 E., 2023/1792 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/157 E., 2021/703 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmamasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kendi ailesi ile aynı apartmanda yaşattığını, hem kendisi hem ailesi tarafından onur kırıcı muamelelere maruz bıraktığını, şiddet uyguladığını, davalının evine, eşine ve ortak çocuklara bakmadığını, kazancından ne söz ettiğini ne de evdeki giderlere katıldığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince 1.000,00 TL (2 çocuk için toplam 2.000,00 TL) tedbir ve iştirak nafakası, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî. 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava ettiği, görüldü.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ailesinin tarafların evliliğine müdahale ettiği, en ufak tartışmalarında davalının babasının olaya müdahil olduğu, davalının evin geçimini sağlamadığı, davalı erkeğin ve babasının davacı kadına çalış diye baskı yaptıkları, davalı erkeğin Almanya' ya giderken davacı kadının rızasının bulunmadığı, davalının sosyal medya üzerinden yabancı uyruklu kadınlarla yazıştığı, davalı erkeğin başka bir kadını telefona sevgilim diye kaydettiği, davalı erkeğin davacı kadına ''sen karışma kes sesini '' şeklinde bağırdığı erkeğin davacı kadına psikolojik ve duygusal şiddet uygulamak suretiyle ağır kusurlu olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, her ne kadar davacı kadının, davalının annesine "orospu'' dediği, davacının aşağılayıcı sözleri nedeniyle taraflar arasında sıkıntıların olduğu, tanık beyanlarından sabit ise de evlilik birliğinde gerçekleşen olaylarda davalı erkeğin, kadına nazaran daha kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına takdir edilen aylık 250,00' şer TL tedbir nafakasının aynen devamına, kararın kesinleşmesine müteakip aylık 500,00'şer TL iştirak nafakası olarak devamına, çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacı kadına verilmesine, davacı kadın hakkında takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 20.000,00 TL manevî, 20.000,00 TL maddî tazminata kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir .
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalının kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, yoksulluk nafakasının reddedilmesinin doğru olmadığını bildirerek, istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin davalıya 17.03.2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresinden sonra 17.06.2020 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu buna rağmen dilekçeler aşaması tamamlanarak davalının bildirdiği tanıklar dinlenerek, davacı kadına kayınvalideye hakaret ettiğinden bahisle kusur yüklenmesi doğru değil ise de, davacı kadının açıkça kayınvalidesine hakaret ettiğinden dolayı kusurlu bulunmasına yönelik istinaf talebinin olmadığı, bu nedenle davacı kadına yönelik bu kusurun kesinleştiği ve yapılan eksikliğin sonuca etkili olmadığından eleştiri konusu yapılması gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru ise de tazminat miktarlarının az olduğu, ortak çocuklardan 11.04.2004 doğumlu ...'ın yargılama sırasında reşit olduğu, velâyeti anneye verilen 25.06.2013 doğumlu ...'ın yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde eğitim ve diğer giderlerinin bulunduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ortak çocuk ... yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru ise de, nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile davacı kadının tazminat miktarları ile ... için verilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf taleplerinin reddine, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren uygulanacak olacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, velâyeti davacı anneye verilen tarafların ortak çocukları 25.06.2013 doğumlu ... için kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nakası, tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, çocuk için iştirak nafakası ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (3) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.