Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9621 E. 2024/7254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir durum tespit edilemediğinden, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazları reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1588 E., 2023/1202 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/123 E., 2023/358 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne, boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini erkeğin kusurlu olduğunun kendisinin boşanma davası açtığını açılan davaların birleştirilmesini talep dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 01.10.2021 tarihli kararı ile özetle; davacı-birleşen dava davalı vekilinin asıl dosya için sunduğu tanık listesinde ... dinlenmiş, diğer tanığı ...'nin dinlenmesinden vekil vazgeçildiği, davacı- birleşen dava davalı vekilinin birleşen dava için verdiği tanık listesinin süresinden sonra verildiği anlaşılmakla her ne kadar dinlenilmişse de hüküm verirken dikkate alınmadığı, mahkemece yeminli olarak dinlenilen davacı-birleşen dava davalı tanığı ...'ın beyanlarından davalı-birleşen dava davacısının ev ve aile içinde yaşanan sorunları veya olayları kendi ailesine aktardığı bu sebeple davalı- birleşen dava davacı kadının ailesinin tarafların ortak ev konularına müdahalelerinin olduğu anlaşılmakla tüm bunlar davalı- birleşen dava davacısı kadına hafif kusur yüklenmesine sebep olduğu, davalı-birleşen dava davacısı kadının tanık beyanlarına göre, davacının davalıyı kendi babasının evinde yaşamaya zorladığı, gittiği köy evinde evin işlerini yapmak zorunda bırakması, müşterek evlerinde kumanya market ihtiyaçlarının karşılamadığı, ev hanımı olan davalı kadına evin ihtiyaçları için harçlık vermediği, davacının kardeşinin davalıdan uygunsuz davranışlarda bulunmasını istediği ve buna karşı çıkan davalının davacının kardeşinden şiddet gördüğü, davacının davalıyı çeşitli zamanlarda öldürmekle tehdit ettiği, davacının davalıyı evden gitmeye zorlamak için ortak ev eşyalarını satılığa çıkardığı, davacının davalı kadına psikolojik şiddet uyguladığı anlaşılmakla tüm bu davranışlar davacı- birleşen dava davalısını ağır kusurlu atfedilmesine yol açtığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalı birleşen dava davacı vekilinin katıldığı 01/10/2021 tarihli celsede; "Yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz. Davamızın kabulüne karar verilsin, ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları haklarımızı saklı tutuyoruz. İşbu davanın ve birleşen dava konusu değildir, talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla asıl dava ve birleşen davada bunlara ilişkin talebimiz yoktur " şeklinde bunlara ilişkin taleplerinin olmadığına yönelik beyanda bulunmuş, ancak sehven kısa kararda buna ilişkin hüküm kurulmamışsa da kısa kararla gerekçeli kararın çelişmemesi açısından bu husus düzeltilmeyerek değinilmekle yetinildiği gerekçesi ile; asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 01.10.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-davalı erkek vekili; kusur tespiti, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2022 tarihli kararı ile özetle; taraflara birleşen dosya yönünden tanık listesi sunmalarına yönelik ihtarın 13.03.2020 tarihli celsede yapıldığı, erkeğin ise tanık listesini müteakip celse icra edilmeden 30.06.2020 tarihinde sunduğu anlaşılmakla, sunulan tanık listesinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği, erkeğin ismini bildirdiği tanıklarının dinlenmesinden açıkça vazgeçtiğine ilişkin bir beyanına rastlanılmadığı gibi, bu tanıkların da huzurda dinlendiği, bu tanık beyanlarının hükme esas alınmamasının yerinde olmadığı, delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunun açık olduğu, bu itibarla; eksik inceleme ile ve delillerin tamamı değerlendirilmeden boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, erkeğin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) inci alt bendi gereğince istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemece davanın yeniden görülerek, belirtilen hususlar araştırılıp değerlendirilmek ve tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, kaldırma gerekçesine göre erkeğin sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalı-birleşen dava davacısının ev ve aile içinde yaşanan sorunları veya olayları kendi ailesine aktardığı bu sebeple davalı- birleşen dava davacı kadının ailesinin tarafların ortak ev konularına müdahalelerinin olduğu anlaşılmakla tüm bunlar davalı- birleşen dava davacısı kadına hafif kusur yüklenmesine sebep olduğu, davalı-birleşen dava davacısı kadının tanık beyanlarına göre, erkeğin kadını kendi babasının evinde yaşamaya zorladığı, gittiği köy evinde evin işlerini yapmak zorunda bıraktığı, müşterek evlerinde kumanya market ihtiyaçlarının karşılamadığı, ev hanımı olan kadına evin ihtiyaçları için harçlık verilmediği, erkeğin kardeşinin kadından uygunsuz davranışlarda bulunmasını istediği ve buna karşı çıkan kadının erkeğin kardeşinden şiddet gördüğü, erkeğin kadını çeşitli zamanlarda öldürmekle tehdit ettiği, evden gitmeye zorlamak için ortak ev eşyalarını satılığa çıkardığı, erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığı anlaşılmakla tüm bu davranışlarla erkeğin ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalı birleşen dava davacı vekilinin katıldığı 01.10.2021 tarihli celsede; "Yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz. Davamızın kabulüne karar verilsin, ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları haklarımızı saklı tutuyoruz. İşbu davanın ve birleşen dava konusu değildir, talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla asıl dava ve birleşen davada bunlara ilişkin talebimiz yoktur " şeklinde bunlara ilişkin taleplerinin olmadığına yönelik beyanda bulunmuş, ancak sehven kısa kararda buna ilişkin hüküm kurulmamışsa da kısa kararla gerekçeli kararın çelişmemesi açısından bu husus düzeltilmeyerek değinilmekle yetinildiği gerekçesi ile; asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, kadın lehine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, erkeğin davasının kabulü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu davranışları nedeniyle nedeniyle temelinden sarsıldığı, her iki davanın da kabulü ile boşanma kararı verilmiş olmasında bu şekilde bir isabetsizlik bulunmadığı, herkesin kusurlu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerektiği, kararın her iki tarafın iddiası yönünden dairemizin kaldırma kararına uygun şekilde yeterli gerekçeyi de içerdiği değerlendirilmekle, istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerektiği, kadının, lehine takdir edilmiş olan nafaka ile maddî ve manevî tazminatın miktarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, Mahkemenin bu hususa yönelik gerekçe ve hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulduğu, erkeğin tüm istinaf itirazları ile kadının, kusur durumu ile erkeğin de davasının kabulüne dair istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, kadının, yararına takdir edilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi uyarınca kısmen kabulü ile, istinaf incelemesi yapılan işbu yerel mahkeme kararının birleşen dava yönünden verilen hüküm kısmının 2 ve 3 nolu fıkralarının kaldırılmasına ve hükme bu kapsamda 5 nolu bendin eklenmesine, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, ilgili hüküm yerine, dava tarihinden (07.03.2019) boşanma kararının kesinleşmesine kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile davalı-birleşen dava davacısı kadın yararına her ay 500,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı- davacı kadının tazminat taleplerinin kabulü ile; davalı- davacı kadın lehine 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatına, ziynet eşyasının iadesine ilişkin bu dosyada usulünce açılmış bir dava bulunmadığından ve bu talep başka dosyada derdest olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminatların miktarları yönlerinden karar verilmesi talebi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.