Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9623 E. 2024/6643 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet alacağı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1269 E., 2023/1483 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/549 E., 2021/459 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam ziynet alacağı miktarının Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 29.10.1999 yılından beri evli olduklarını, 07.06.2001 doğumlu ..., 01.11.2004 yılı doğumlu ..., 17.03.2011 doğumlu ... isminde ortak üç çocukları olduğunu, tarafların evlendikleri günden bu yana birbirlerine birçok konuda uyum sağlayamadıklarını, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde fiziksel ve ekonomik şiddete maruz kaldığını, davacının bu yaşananlara dayanamayarak ve maddî imkansızlıkla daha fazla yaşamayacak duruma geldiğinden günlük temizlik işlerine gitmeye başladığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL tazminata, ortak çocukların velâyetinin davalı babaya verilmesine, ziynetlere ilişkin alacak davasının kabulü ile aynen veya nakden ödenmesine, davacı için 2.000,00 TL tedbir nafakası (kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına) karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; hakkında yapılan suçlamaları kabul etmediğini, boşanmak istemediğini çocuklarının geleceğinin perişan olmamasını istediğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların halen aynı evin içerisinde birlikte yaşamaya devam ettikleri ve fakat davalı erkeğin eşine hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı; erkeğin tespit edilen ve kusur olarak değerlendirilen bu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığı, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları, 01.11.2004 doğumlu ... ve 17.03.2011 doğumlu ... velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti kendisine bırakılmayan taraf ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın lehine ara kararı ile hükmedilmiş olan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının aynen devamı ile kararın kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, TMK 174/1-2 maddesi gereğince takdiren 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı tarafın ziynet eşyasına yönelik davasının kısmen kabulü ile; 4 adet 22 ayar toplam (18grx4=72 gram 18.000,00 TL değerinde), 5 adet 22 standart kalınlıkta klasik bilezik (10x5 = 50 gram 12.500,00 TL değerinde) ve 3 adet çeyrek altın (1.250,00 TL değerinde) aynen olmadığı takdirde 31.750,00 TL'nin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma sürecinde ve boşanma kararı verildikten sonraki süreçte tarafların hala beraber yaşamaya devam etmelerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, tarafların birbirini zımni olarak affettiklerini gösterdiğini, Mahkemenin davayı reddetmesi veya ayrılık kararı vermesi gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararını kusur tespiti, boşanma, velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve yoksulluk nafakası, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, ziynet eşyası alacağı yönünden ve usulsüz tebligat yapıldığı iddiasıyla istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitinin maddî gerçeğe uygun ve yerinde olduğu, tarafların aynı evde yaşamalarının barıştıkları anlamına gelmediği; TMK'nın 166/1. maddesindeki koşullar gerçekleştiğinden davanın kabulüne karar verilmesinde; velâyetin davacı anneye verilmesinde, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesinde, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının ihtiyaçları, boşanmakla yoksulluğa düşmesi, mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, erkeğin belirtilen kusurlu davranışlarından ötürü kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, nafaka ve tazminatların miktarında, ziynet eşyası talebi yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık boşanma, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve valeyat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.