Logo

2. Hukuk Dairesi2023/962 E. 2023/2192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evli bir erkeğin, eşinin başka bir ilişkiden dünyaya getirdiği çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek açtığı soybağının reddine ilişkin davada, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Soybağının reddinde, davanın açılması için öngörülen hak düşürücü sürenin başlangıcını belirleyen “öğrenme” unsurunun, boşanma davasındaki soyut beyanlarla değil, ancak DNA testi gibi kesin bir delille sabit olabileceği ve davacı vekilinden özel yetki alınmadan davanın açılamayacağı gözetilerek, mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2182 E., 2022/1317 K.

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/550 E., 2019/506 K.

Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Elvira .... ile 18.10.2008 tarihinde evlendiğini, davalı ile müvekkilinin 2009 yılından beri fiilen ayrı olduklarını, müvekkilinin davalıdan ayrılmak için önce İstanbul 11. Aile Mahkemesi'nin 2009/438 Esas 2011/252 Karar Sayılı davayı açtığını, bu davada boşanmanın mümkün olmayınca İstanbul 1. Aile Mahkemesi'nde 2013/751 Esas sayılı davayı açtığını, bu davanın halen derdest olduğunu, derdest olan boşanma davasının 22.12.2016 tarihli duruşmasında hem davalı Elvira hem de şahitlik yapan annesi Elmira ...'nın boşanma davası devam ederken davalı Elvira'nın doğum yaptığını, Harun adını verdikleri 03.01.2014 doğum tarihli bu çocuğun babasının müvekkilinin olduğunu iddia ve beyan ettiğini, bunun üzerine kendi aile nüfus kaydını araştıran müvekkilinin kendi nüfusunda kayıtlı annesi Elvira olan Harun adlı bir çocukla karşılaştığını, Harun adlı bu çocuğun kesinlikle müvekkilinden olmadığını, müvekkilinin fiilen 2009 yılından bu yana davalı Elvira'dan ayrı yaşadığını, hiçbir zaman bir araya gelmediklerini, cinsel ilişkiye girmediklerini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 2014 yılından beri çocuğun doğumundan haberdar olduğu, buna karşılık yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davayı açmadığı ve gecikmeyi haklı kılan bir sebebin davacı tarafından ileri sürülmemiş olması nedeniyle davacı baba yönünden hak düşürücü sürenin geçtiğin gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, müvekkilinin doğumu, İstanbul 1. Aile Mahkemesi'nde 2013/751 Esas sayılı dosyanın 22.12.2016 tarihli duruşmasında öğrendiğini, hak düşürücü süre solmadan dava açtığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan İstanbul 1. Aile Mahkemesi'nin 2013/751 Esas - 2017/554 Karar sayılı davada, davacı erkek tarafından dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesi ve delil listesinde davalının başka bir erkekle yaşadığı gayrimeşru ilişkiden hamile kalarak 2014 yılında doğum yaptığının belirtildiği, İstanbul 1. Aile Mahkemesi'nin 2013/751 Esas - 2017/554 Karar sayılı dosya kapsamından davacının, 2014 yılından beri davalının başka bir erkekle cinsel birliktelik iddiasının ve çocuğun doğumundan haberdar olduğu, buna karşılık yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davayı açmadığı ve gecikmeyi haklı kılan bir sebebin bulunduğu da davacı tarafından ileri sürülmediği gerekçesi ile başvurunun esastan redine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, müvekkilinin doğumu, İstanbul 1. Aile Mahkemesi'nde 2013/751 Esas sayılı dosyanın 22.12.2016 tarihli duruşmasında öğrendiğini, hak düşürücü süre dolmadan dava açtığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 ..., maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.

2.4721 sayılı Kanun’a göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289 uncu maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.

4. Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin” ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.

5. Somut olayda, hak düşürücü sürenin hakkı ortadan kaldıran niteliği dikkate alındığında, taraflar arasında görülen boşanma davasında iş bu dava davasının soyut beyanı ile öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleştiğinin kabulü için yeterli değildir. Öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleşmesi için DNA testi yapılması gerekmektedir. Soybağının reddi davasını açarak ve takip etmek için taraf vekillerinden özel vekâletname de alınmamaıştır. O halde, Mahkemece taraf vekillerinden özel yetki için vekâletname alıp, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek tüm deliller toplanıp davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken DNA testi yapılmadan ve boşanma davasındaki soyut beyanlar ile öğrenmenin gerçekleştiğinin kabulü ile davanın hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi ... görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.