Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9629 E. 2024/7197 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalı kadının dava ehliyetinin olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadan ve erkeğin vesayet kararı iddiasına ilişkin inceleme yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1885 E., 2023/2691 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/506 E., 2022/727 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, alkol ve uyuşturucu kullandığını, psikolojik tedavi gördüğünü, sadakatsiz davrandığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdii ile, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasını, faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00TL manevî tazminata, şimdilik 100,00 TL olmak kaydıyla ziynet eşyaları bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, ev eşyaların 1/2 hissesinin müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının psikolojik sorunları olduğunu, sürekli ağır hakaretler edip, aile yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi terk edip dönmemekte ısrar ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetin babaya bırakılmasına, faizi ile 100.000,00TL manevî, 100.000,00TL maddî tazminata, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın yıllık ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, şimdilik 100,00 TL olarak bildirdiği ziynet eşyalarının değerinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ve sorumlulukları yerine getirmediği, eşine hakaret ettiği, sürekli olarak eşini başka birisinin yanında küçük gördüğü, eşinin alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olmamasına rağmen sürekli bu ithamlarda bulunduğu, ortada bir neden yok iken annesinin yaralanması sebebiyle, annesine yardım amacıyla baba evine gittiği ve kadının aile birliğinin tekrar kurulmasına yönelik çabalara karşılık vermediği, kadının iddialarını ispat edemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının tam kusurlu erkeğin ise kusursuz olduğu gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminatı taleplerinin reddine, koşulları oluştuğundan erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, çocuğun anne yanında kalması ve yaşının küçük olması, çocuğun menfaatine olacağı dikkate alınarak velâyetinin anneye bırakılmasına, aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ziynet ve ev eşyasına ilişkin taleplerin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü ve fer'îleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tanığı ...'in "kızımı götürmekten vazgeçti. Neden kızımı götürmüyorsun diye sorduğumda "kızını istemiyorum" dedi. Kızımın boğazını sıktı ve karnına vurdu. Ben de yakasından tutup dışarı attım." şeklindeki beyanından erkeğin eşine fiziksel şiddet uygulama vakıasının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, öte yandan kadına yüklenen "evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri ve sorumlulukları yerine getirmeme ve eşinin alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olmamasına rağmen sürekli bu ithamlarda bulunma" vakıalarının da sübut bulmadığından kadının kusurları arasından çıkarılması gerektiği, bu durumda kadının hafif kusurlu olduğu, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulü ile koşulları oluştuğundan kadına yararına maddî, manevî tazminat ile toptan yoksulluk nafakası takdiri gerektiği, ayrıca kadın tarafından talep edilen nafakalara ÜFE oranında artırım talebi olduğu halde Mahkemece bu hususta karar verilmemesinin doğru görülmediği belirtilerek davacı karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, bu hususlarda yeniden hüküm tesisine, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faizi ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, toptan 25000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, sair istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, her iki boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 175 inci, 176 ıncı, 405 inci, 462 nci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Davalı-karşı davacı erkek karşı dava dilekçesinde; kadının psikolojik sorunları olduğununu iddia etmiş, tanıklar da evlilik öncesi ve sonrası kadının tedavi gördüğünü doğrulamışlardır. Ne var ki, davacı-karşı davalı kadının dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünden bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı-karşı davalı kadının en yakın Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi veya Üniversitelerin Ruh Sağlığı Hastalıkları ana bilim dalı polikliğine sevki ile 4721 sayılı Kanun'un 405 inci ve 6100 sayılı Kanun'un 56 ncı maddeleri uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesinin sekizinci bendi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu husus gözönünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2. Öte yandan, davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin psikolojik rahatsızlığı olduğu için özürlü kadrosundan işe girdiğini beyan ederek davalı hakkındaki vesayet kararına delil olarak dayanmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince dava ve taraf ehliyetinin kamu düzeninden olduğu da dikkate alınarak erkeğe ait vesayet kararı var ise buna ilişkin dosya ve belgelerin araştırılıp dosya içerisine alınması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2.Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.