Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9633 E. 2024/8558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusur belirleme, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkin kararlara yapılan itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri gözetilerek hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat yönünden bozulmasına, diğer konularda ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1568 E., 2023/2218 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/353 E., 2023/197 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların tüm kazancının davalı taraf adına olduğu, en küçük bir harcamasına karıştığı, tüm kazancını ailesi ile birlikte isteği gibi değerlendirirken bu konularda davacıya bilgi dahi vermediği, davacının davalı tarafından ortak ikametgahtan kovulduğu, üç aydan bu yana küçük çocuğu ile ailesinin evinde kaldığı, davalının davacının kullanmakta olduğu otomobili de davacının elinden tehdit ile aldığı, altınların davalı tarafından davacıdan alındığı, tarafların ortak ikametgahında bulunan tüm eşyaların davalı tarafta kaldığı, müvekkiline şiddet uyguladığını, aile sırlarının ifşa edilmesine neden olduğunu, evin giderlerine katılmadığını, müvekkilin ailesi ile görüşmesini engellediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 500.000,00 TL maddî 500.000,00 TL manevî tazminat ve müvekkili için 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve ziynet eşyalarının aynen yahut bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının ailesinin müdahalesi sonucu tartışmaların çıktığını, davacının müvekkiline sen erkek misin diyerek aşağıladığı, sürekli evi terk ettiği, çocuklara karşı ilgisiz olduğu davacının evde sürekli tartışma çıkarttığını evde müvekkiline hakaret ettiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin davalının davacının ailesine sıcak davranmadığı, aile buluşmalarına katılmadığı, tarafların en son tartışmalarından sonra davacı eve döndüğünde eve almadığı ve kapının kilidini değiştirdiği, davacının ailesinin evine gidip "o anahtarı at, seni öldürürüm, anneni öldürürüm, babanı, kardeşini öldürürüm, kardeşinin ocağını söndürürüm" şeklinde sözler söyleyerek tehdit ettiği, yine ayrı yaşamaya başladıktan sonra davacının ailesinin evine giderek davacıya "senin amını, götünü sikerim, yedi sülaleni sikerim, kim gelirse gelsin" şeklinde hakaretler ettiği, iki araçları olmasına rağmen ayrı yaşamaya başladıktan sonra davacının kullanmakta olduğu aracın anahtarını baskıyla davacı kadından aldığı, davacı kadının babasına davacı kadını kast ederek ...'ün çöplüğünden kurtardım, müdür yaptım diyerek aşağılayıcı sözler söylediği ve "bu dünyada her zaman için öldürenler haklı, ölenler haksızdır" diyerek tehdit ettiği, davacı kadının da davalıya ailesinin yanında birçok kez "senden koca olmaz, sen şerefsizsin" diyerek hakaretler ettiği ve tarafların fiilen uzun süredir ayrı yaşadıkları erkeğin ağır kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya, ... ...'in velâyetinin anneye verilmesine, taraflarla kişisel ilişki kurulmasına, ... yararına yargılama aşamasında hükmedilen tedbir nafakasının 06.03.2023 karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, iş bu nafakanın boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra çocuk yararına iştirak nafakası olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ortak çocuk ... yararına yargılama aşamasında hükmedilen tedbir nafakasının 06.03.2023 karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, iş bu nafakanın boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra çocuk yararına iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yoksulluk nafakasının reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, ev eşyalarının tefriki ile yeni esasa kaydına, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulüne, 12 adet 15 gram 22 ayar altın bilezik (81.630,00 TL), 1 adet 8 gram 22 ayar altın bilezik (3.628,00 TL) ve 1 adet 4,5 gram 22 ayar bilezik (2.040,75 TL), 1 adet tam altın (3.270,00 TL), 4 adet yarım altın (6.540,00 TL), 47 adet çeyrek altın ( 38.446,00 TL) den oluşan ziynet eşyasının davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL'nin dava tarihinden 134.554,75 TL'nin 11.01.2023 tamamlama harcının yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talep yönünden dilekçeler aşamasında dava konusu edilmeyen hususların ıslahla dava konusu haline getirilmesinin mümkün olmaması karşısında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyeti, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları, ortak çocuk ... için lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi, ortak çocuk ... için aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, hükmedilen tazminatların miktarları ile kendi tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ortak çocuklarla anne baba arasındaki kişisel ilişkide sömestri, ara tatil ile ilgili hüküm kurulmaması ile Ramazan Bayramını babaya Kurban Bayramını ise anneye sabitleyerek kişisel ilişki kurulması isabetli olmadığı, kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının iştirak nafakasına yönelik artış talebi bulunmasına rağmen bu hususta karar verilmediği, iştirak nafakasının üfeyi aşmamak üzere enflasyon oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmesi gerektiği, ayrıca mahkemece dava dilekçesinde talep edilmeyen 1 adet tam altın, 4 adet yarım altının ıslah yolu ile dava haline getirilmesi mümkün bulunmadığından bu ziynetler yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle velâyeti babaya verilen ortak çocuk ... ile anne arasında; velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik hükümlerin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına, ortak çocuk ... için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda ÜFE oranını aşmamak kaydıyla enflasyon oranında artış uygulanmasına, davacı kadın için 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, yoksulluk nafakası talebinin tarafların sosyal ekonomik durumları göz önünde bulundurularak reddine, davacı kadın için 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı kadının ziynet eşyasının iadesi davasının kabulüne, 12 adet 15 gram 22 ayar altın bilezik (81.630,00 TL), 1 adet 8 gram 22 ayar altın bilezik (3.628,00 TL) ve 1 adet 4,5 gram 22 ayar bilezik (2.040,75 TL), 47 adet çeyrek altın ( 38.446,00 TL) den oluşan ziynet eşyasının davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL'nin dava tarihinden 124.744,75‬ TL'nin 11.01.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'nın velâyeti, ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları, ortak çocuk ... için lehine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmemesi, ortak çocuk ... için aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, hükmedilen tazminatların miktarları ile kendi tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, ziynet alacağı davasının kabulü noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.İlk Derece Mahkemesi kararının (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.